GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Açıklanan işsizlik rakamlarına ülkede itibar edilmediğine, iş bulma ümidini kaybedenler de katıldığında mutlak işsizlik rakamının 8,5 milyon olduğuna, pandemi sürecinde iş başında olmayanlarla birlikte 12 milyondan fazla işsizin olduğu toplumda nasıl bir istihdam sağlanacağını, EYT'lilerle ilgili bir maliyet hesaplamasının olup olmadığını, devlet tarafından genel sağlık sigortası pirimleri ödenenlerin sayısının ağustos ayında 8,2 milyonken eylül ayında 7,8 milyon gösterildiğine, pandemi sürecinde azalan istihdama rağmen bu azalışın neden kaynaklandığını, pandemi sırasında aile kurumunu ekonomik şiddetten korumaya yönelik ne gibi adımlar atılacağını Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'tan öğrenmek istediğine; iktidarın yarattığı mültezimlerin milleti sömürdüğüne, EPDK'nin halkın cebinden çıkan bir kuruşun hesabını kamuoyuyla paylaşmak zorunda olduğuna, kömür santrallerine filtre takılıp takılmadığını, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde yenilenebilir
Yasama Yılı:4
Birleşim:27
Tarih:10.12.2020

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün oturum başladığından bu yana 3 parti grup başkan vekili kendileriyle ilgili konularda sözler alarak birtakım tartışmaların tarafı oldular. Burada biz, Milliyetçi Hareket Partisi de aynı şekilde, konunun çok muhatabı olmadığımız için söz almadık. Ben bu sözü bütçeye odaklamak istiyorum. Sayın Bakanlar konuşmadan evvel müsaade ederlerse konuşmalarında cevaplandırmak üzere birkaç soru tevdi etmek istiyorum.

Önce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına sormak istiyorum. Türkiye'de hiçbir şekilde itibar edilmeyen manşet işsizlik rakamlarını vererek "İşsizlik oranı da düştü." diyorsunuz. Öncelikle şunu söyleyeyim: "İşsizlik oranı yüzde 12'ye düştü." demek size hiçbir kredi kazandırmaz; bunun gerçek olmadığını herkes biliyor. İş bulma ümidi olmayanları da kattığımızda, geldiğimiz 8,5 milyon rakamı bu ülkedeki mutlak işsizlik rakamıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Son dönemdeki etkileri de dikkate aldığımızda, istihdamda olup iş başında olmayanları da hesapladığımızda Temmuz 2020 itibarıyla 12 milyon 345 bin işsiz var. Bu anlamda, işsizlik oranı aslında yüzde 30'ları çoktan geçmiş durumda. İşsizlik sorununu TÜİK verileriyle oynayarak inkâr etmeye devam mı edeceksiniz? Bu gerçeği kabul ettiğiniz takdirde sorum şu: 12 milyondan fazla işsizin olduğu bir toplumda nasıl istihdam sağlayacaksınız?

İkinci sorum: EYT'lilerle ilgili Bakanlığınızın yaptığı bir maliyet hesaplaması var mıdır? Varsa bu hesabı bizimle de paylaşır mısınız? Sayın Bakanım, 2015 yılı itibarıyla genel sağlık sigortasında bu kapsama giren kişilerin sayısını gösteren bir tablo var elimde, her yıl artış gerçekleşmiş bu tabloda. 2019 yıl sonu itibarıyla bu sayı 11,5 milyon kişiye ulaştığı ve bu kişilerin 9 milyon düzeyinde olan kesiminin geliri de asgari ücretin üçte 1'inden az olduğu için ülke nüfusunun neredeyse yüzde 11'i devlet tarafından sağlık hizmetinin ödenmesine muhtaç.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - 2020 Eylül itibarıyla 10 milyon 239 bin 70 kişi genel sağlık sigortası kapsamında. Bunların sadece 2 milyon 433 bin 997'sinin geliri aylık asgari ücretin üçte 1'inden fazladır. 7 milyon 805 bin kişinin ise yaşadıkları hanede kişi başı gelir asgari ücretin üçte 1'inden az olduğu için genel sağlık sigortası primleri devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Şunu sormak istiyorum Sayın Bakan: Sosyal Güvenlik Kurumu aylık istatistiklerine göre, devlet tarafından genel sağlık sigortası primi ödenenlerin sayısı ağustos ayında 8,2 milyon iken eylül ayında 7,8 milyon gösterilmiş. Geçen yıl bu sayı 9 milyon düzeyini geçmiş. Şu dönemde artan işsizliğe, azalan istihdama, hane halkının alım gücündeki aşırı düşüşe rağmen bu azalışın neden kaynaklandığını öğrenmek istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Neden 1,2 milyon kişilik bir fark var arada? Bu insanların refah seviyeleri yükselmiş olamaz, bu farkın nedeni nedir? Devletimiz bu zor dönemde vatandaşına destekten vaz mı geçiyor? Bu tablo vatandaşın "Desteğe muhtaç değilim." kanıtı değildir, bu tablo vatandaşımızı destekte iktidar olarak aczin kanıtı mıdır, sormak istiyoruz?

Ailenin korunmasıyla alakalı TÜİK... Sizler doğru verilere ulaşmamızın önünü tıkasanız da vatandaşla iletişimi daima yakın tutan İYİ PARTİ olarak biliyoruz ki artan işsizlik, azalan istihdam, alım gücünün düşmesi, hane halkının yükselen borç grafiği ve benzeri ekonomik sıkıntılar aile kurumunu tehdit eden en önemli unsurlar. Bu ekonomik buhran aile kurumunu tehdit etmekle kalmıyor, aile içi şiddetin ve yaşanan cinayetlerin de en önemli sebebi oluyor.

Aile kuranların sayısı gittikçe azalırken boşanma sayısı da gittikçe artıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bitiyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Evlenen çiftlerin sayısı 2018 yılında 554 bin iken 2019 yılında 541 bin olmuş nüfus artmasına rağmen. 2019 yılında boşanmaların yüzde 36'sı evliliğin ilk beş yılı içerisinde, yüzde 21'i ise evliliğin 6 ila 10 yılı arasında gerçekleşiyor. Sorum şu Sayın Bakan: Bakanlığın, ailenin korunması ve aile içi şiddeti önleyici tedbir ve stratejileri var mıdır? Aile kurumunu şu zor durumda ekonomik şiddetten de korumaya yönelik ne gibi adımlar atacaksınız?

Sayın Enerji Bakanının gündüz de bilgisine müracaat etmiştim, teşekkür ediyorum, bazı bilgiler verdi. O bilgiler ışığında ben bir soru sormak istiyorum: EPDK bahsettiğimiz harcamaları direkt yansıtıyor ve dahası elektrik dağıtım hizmeti kapsamında kiralanan bir binanın kira ücreti, kiralanan bir araç ücreti dahi faturalar üzerinden vatandaşa mal ediliyor. Bu açık bir mültezim sistemi. Osmanlıda bir mültezim sistemi vardı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Nedir bu mültezim sistemi? Devlet, uzak bölgede yaşayan vatandaşına, tebaasına diyor ki... 10 lira vergi alacak, bu mültezim efendi verir devlete 10 lirayı, kendisi gider 20 lirayı toplardı, kâr ederdi. İktidarınız sayısız mültezimler yarattı Sayın Bakan bu vasıtayla. Köprü de aynı, otoyolda da aynı, hava yolunda da aynı oldu bu; doğal gazda aynı, elektrikte de aynısı oluyor, uygulamalarınız hep aynı; mültezimleriniz milletimizi gerçekten sömürüyor. Bakın, bugün anlattım size yani rakamlar çok ufak olabilir, o temsil, ikram masraflarının faturaya yansıtılması zaten canı burnuna gelmiş vatandaşı ciddi şekilde öfkelendiriyor. Bu vatandaşın sabrını bu kadar sınamayın.

EPDK, üstü kapalı, maksadı net bir şekilde açıklanmayan kamuoyu duyurularıyla bu işin içinden çıkamaz. Halkımızla açık ve net olarak bu talan düzenini paylaşıp açıklığa kavuşturmak zorundadır. Halkın cebinden çıkan her bir kuruşun hesabını kamuoyuyla paylaşmak zorundadır. Diyeceksiniz ki "Bu yeni değil, daha öncesinde de var." Bugün de söylediniz. Burada sorun öncesi veya sonrası değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Vatandaş olarak artık 1 liraya, ekmek alacak 1 liraya muhtaç hâle geldi insanlar. Doğal olarak kamuoyu vatandaşın cebinden çıkan bir kuruşun hesabını bile yapmaya mecbur hissediyor. Milletimiz adına bu harcamaların elektrik dağıtım ve tedarik hizmetlerinin yürütülmesiyle ilgisini sormak istiyorum. Yani elektrik ve dağıtım işiyle temsil, ikram masrafının, lüks binaların kiralarının ne alakası var Sayın Bakanım? Vatandaşın elektrik hizmeti alımında bu harcamaların bu sene de yüzde 7 artırılarak faturalara dâhil edilmesinin mantığı nedir? Vatandaş geçim derdindeyken faturaları iyice şişirmenin, pandemiyle yürütülen kötü mücadelenin faturasını dolaylı yollarla yine vatandaşa bindirmeyi tercih etmenizin izahı nedir, sormak istiyorum.

Bir de filtresiz kömür santralleri var Sayın Bakanım. Bu konuda bir uzatma verilmedi, Meclis bunu Cumhurbaşkanına iade etti, kabul etmedi, veto etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ama görüyoruz ki Sayın Bakan, çevre yatırımları ve gerekli izinleri almaları konusunda uyarılan kömür santrali işletmecilerinin geldikleri mevcut noktayı merak ediyoruz. Bu işletmelere filtre takıldı mı Sayın Bakan? AK PARTİ Grubu hem filtre takılmamasını uzatan süreyi hem de takılmamasını uzatmayan süreyi aynı anda alkışladığı için bu hususta bilgilendirmeniz tüm Parlamento için faydalı olacaktır. Halkın sağlığını yüksek oranda tehdit eden bu fabrikalar iyileştirildi mi? Hangi şartlarda açık hâle getirilerek aktifleştirildi bu fabrikalar? Bakanlığınız yenilenebilir enerjiye dönük strateji ve planlama yapıyor mu? Pandemide önemi bir kez daha ortaya çıkan çevre ve halk sağlığı faktörleri sizi endüstri devriminin ilkel üretimi olan kömürden uzaklaştıracak mı, merak ediyoruz.

Teşekkür ederim. Sağ olun Sayın Başkanım.