| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 09.12.2020 |
MHP GRUBU ADINA HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve Danıştayın 2021 yılı bütçeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi, aziz milletimizi şahsım ve grubum adına saygıyla selamlıyorum.
Dün akşam UEFA Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcimiz Başakşehir'in teknik ekibinden Pierre Webo'ya karşı kullanılan ırkçı ifadeleri ve nefret suçunu şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Sorumlular hakkında en ağır cezanın verilmesini tüm Türkiye olarak beklemekteyiz.
Değerli milletvekilleri, Türklerde adalet anlayışı öteden bu yana yasaların doğru ve tarafsız uygulanmasına ve hak yememe temeline dayanmıştır. Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig'de belirttiği üzere, adalet olan yerde kurt ile kuzu yaşayabilir. Yine "Bey ile gedan, oğul ile yabancı kanun karşısında farkı olmamalıdır." anlayışı köklü tarihimizden bugünlere hâkim anlayış olmuştur. Bugünlere "Adalet mülkün temelidir." diyerek devletimizin temellerinin adalet üzerinde inşa edildiğini beyan edegeldik. Diğer taraftan, adaletli olmayı emreden dinî inancımız ve kültürel mirasımız da toplumsal harcımızı adalet ilkeleriyle yoğurmuştur. Tüm tarihimiz boyunca toplumsal huzur ve barışı "adalet" kavramında bulmuş, toplumsal vicdanımız adaletle tatmin olmuş, adaletsizlikte ise incinmiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde herkesin, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adil ve aleni olarak görülmesini istemeye hakkı olduğu belirtilerek adalet talebinin evrensel bir hak olduğu yıllar öncesinden kabul edilmiştir. Unutulmasın ki adalet paylaşımla değil, paylaşıma dair kuralların tarafsız ve eşit olarak uygulanmasıyla sağlanabilecektir; Milliyetçi Hareket Partisi olarak temel hak ve özgürlüklerin güvencesi ve devletin temeli olarak görülmektedir. Bizlere göre yargı sistemimiz vatandaşımızın hiç tereddüt etmeden güvenebileceği, adalet duygusunun zihinlerde ve kalplerde yer edeceği bir yapıya kavuşmalıdır. Vatandaşlarımızın hukukun üstünlüğü ilkesinin ve hak arama özgürlüğünün bütün kurum ve kurallarıyla uygulandığına dair güven ve inancının tam olduğu bir adalet sisteminin tesisi bakımından hepimizin üzerine önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda, insanımızın adaletli ve hakkaniyetli bir sosyal düzen içerisinde yaşatılması, hukukun üstünlüğü prensibinin hâkim kılınması, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, güçlünün değil haklının korunması, toplumsal ahengin ve huzurun tesis edilmesi yargı teşkilatının olduğu kadar bizlerin de gözetmesi gereken temel görevlerdir.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyetin ilk yıllarında atılımcı, ilerici felsefeye uygun olarak hazırlanan yasalarımız zamanla hızla değişen, gelişen ve büyüyen Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş ve çağın ve toplumun ilerisindeyken gerisinde kalmıştır. Batı'dan adapte ettiğimiz yasalarımız zamanın gereklerine göre yenilenip değiştirilmemiştir. Esasen, söz konusu yasalar Batı toplumlarından değişik zamanlarda alındığından temelde uyumsuzluk ve çelişkiler yaratmışlardır. Zaman her şeyi olduğu gibi hukuku da eskitebilmektedir. Sadece yabancı hukuk metinlerini iktibas ederek başarılı bir hukuk sistemi geliştiremeyiz. Bu bakımdan hukuk anlayışımızı yeniden gözden geçirerek yüzeysel ve hayatın gerçeklerinden kopuk yasal metinleri gerektiğinde terk edebilmeliyiz. Gerek adalet mekanizmasında gerekse meslek kuruluşlarımızda bu değişimi gerçekleştirebilecek insan ve bilgi kaynağı yeteri derecede vardır. Üniversitelerimizden başlayarak daha vizyoner ve millî bir yaklaşımla, tüm hukuk mekanizmasında yer alan kesimlere ciddi sorumluluklar düşmektedir. Türkiye'ye yakışan "mevzuat uyum yükümlülüğü" adı altında dayatılan kes, kopyala, yapıştır kolaycı anlayışına teslim olmak değil, bugün her alanda gayret gösterdiğimiz üzere hukuk alanında da karşılaştırmak, üretmek, örnek teşkil etmek ve bu sonuçları ihraç edebilmek olmalıdır. Bu kapsamda hayata geçirilecek yeni adalet politikalarında; makul sürede yargılanma hakkının temini, yargısal prosedürlerin tüm yönleriyle ele alınması, uyuşmazlıkların derinleştirilmeden ve çoğaltılmadan çözülmesi, amacına uygun biçimde alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının teşvik edilmesi, suçun oluşmasının önlenmesine dair tedbirlerin artırılması, gerçekleşen suç sonrası olaya ait delil ve bilgilerin sağlıklı bir şekilde mahkemelerimize intikali, mahkemelerin bağımsız, hızlı ve doğru karar vermesine ilişkin düzenlemeler yapılmasıyla süreci etkin kılacak bilgi teknolojilerinin kullanılması, iyi yetişmiş hâkim ve savcıların istihdamı konularına hassasiyetle önem ve öncelik verilmelidir. Bu meyanda, Cumhur İttifakı, uluslararası tepkilere kulak asmadan, milletinin yanında ve talepleri doğrultusunda yüksek bir öz güvenle ve çok yönlü yaklaşımlarla gelişmiş ve kaliteli işleyen bir adalet mekanizmasını mutlaka ama mutlaka hayata geçirecektir.
Değerli milletvekilleri, devlet sistematiğinde yargı güven vermelidir. Bu güveni bağımsız, tarafsız, etkin olarak çalışan ve böyle olduğuna da kamuoyunca güvenilen bir yargı sistemi kazandırabilecektir. Yargı bağımsızlığının hiçbir organ, makam, merci, kişi ve baskı grubuna ayrıcalık tanınmayacak bir biçimde uygulanmasının gözetilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü ayrıcalıklı bir kimse veya organın yargı denetimi dışında bırakılmamasıyla ancak gerçek adalet sağlanmış olacaktır. Bağımsız bir yargı dediğimizde hiçbir organ, makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hâkimlere emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde de bulunamayacağını kastediyoruz. Yine, bu kapsamda adalet sistemimiz asla ve kata yeni paralel yapılara, bir gruba veya zümreye teslim edilmemeli, her daim hukukun üstünlüğü hedeflenmelidir.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda bir başka önemli konu da dava ve soruşturmalar hakkında basında ve sosyal medyada yer alan yanlı ve yanlış haberlerdir. Özellikle sosyal medya mecralarında yapılan yanlı ve yanlış haberler -ki kastettiğim Twitter'dır- vatandaşın yargıya güvenini sarsmakta, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığına gölge düşmesine neden olmaktadır. Özellikle vurgulamak gerekir ki bu tip haber ve yayınlar karşısında basın özgürlüğüne dayalı habercilik eylemleriyle adil yargılamayı etkileme amacı taşıyan eylemler arasındaki hassas fark gözetilmelidir. Bu bakımdan, görülmekte olan bir dava veya devam eden bir soruşturma hakkında asılsız haberler ve adil yargılamayı etkileme amacı taşıyan yayınlar ve sosyal medya paylaşımları hakkında gerekli tedbirler alınarak adaletin tecellisi sağlanmalıdır. Suçlu olduğuna dair kesin hüküm bulunmayan kişilerin beyan, yayın ve diğer yollarla suçlu gösterilmesinin ya da mahkemelerce suçluluğu sabit görülenlerin masum ilan edilmesinin önlenmesini bu açıdan önemli görmekteyiz.
Yargı bağımsızlığını örseleyen bir diğer husus da Batı menşeli oluşumlar ve onların yurt içindeki uzantılarıdır. Her fırsatta ülkesini kötülemeyi benimsemiş, yurt dışından yardım, tavsiye ve telkin almayı alışkanlık hâline getirmiş bu kesimlere, yargı bağımsızlığına gölge edecek söylemlerden ve buyruk veren yaklaşımlardan uzaklaşın diyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, Yargı Reformu Strateji Belgesi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 30 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla açıklanmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin uygulama safhasında adalet ve hukuk alanında önemli bir reformun hazırlanmış olması, başta Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi olmak üzere MHP Grubunca da memnuniyet verici bulunmuştur. Bilindiği üzere Milliyetçi Hareket Partisi, geciken adaletin adalet olmadığı gerçeğinden hareketle, adil ve hızlı yargılamanın sağlanması gerektiğini uzun bir süredir vurgulamaktadır. Gerek parti programımızda gerekse de seçim beyannamemizde ana hedeflerimizden biri vatandaşlarımızın adalete güvenlerinin temin edilmesidir. Bu itibarla Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde güven veren ve erişebilir bir adalet vizyonu amacını çok değerli gördüğümüzün bilinmesini arzu ediyoruz. Önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisine bu kapsamda sunulacak düzenlemelere de gerekli katkı ve desteği vereceğimizin şimdiden bilinmesini arzu ediyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, bugünkü bütçe görüşmelerinde yer alan yüksek mahkemelerimiz Yargıtay ve Danıştayın da bazı yasal düzenlemelere ihtiyacı bulunduğu bir gerçektir. Bilindiği üzere Yargıtay üyelerinin görev süreleri on iki yıl olarak sınırlandırılmıştır. Oysa yüksek mahkemelerin temel görevleri arasında olan içtihat birliğinin sağlanması ve istikrarlı seyretmesi Yargıtay üyelerinin deneyimleriyle doğru orantılıdır. Kanun gereği üyelerinin dörtte 3'ünün görev sürelerinin aynı anda sona ereceği düşünüldüğünden, bu istikrar ve içtihat birliği yer alacak kanaatindeyiz. Bu bakımdan Sayın Bakanım, Yargıtay üyelerinin süre sınırının kaldırılması hususunda Bakanlık olarak gerekli çalışmayı başlatmanızı arzu ederiz. Sonrasında ise adaletin etkin ve nitelikli bir şekilde yönetilmesini güvence altına alacak, günümüzün ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir Yargıtay kanunu ihtiyacı giderilmelidir. Bu ifade ettiğimiz aynı düzenlemeler diğer yüksek yargı mercimiz olan Danıştay için de geçerlidir. Ayrıca, bugün Yargıtayda ve Danıştayda görev yapan tetkik hâkimlerimizin HSK tarafından yer değiştirmelerinde Yargıtay ve Danıştay Başkanlığımızın muvafakatinin alınması da isabetli sonuçlar doğuracaktır.
Kıymetli milletvekilleri, vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden duyduğu memnuniyet, adli ve idari yargıdaki yargılamanın etkinliğinin artırılması, ihtiyaç duyulan düzenlemelerin ivedilikle yerine getirilmesiyle daha fazla olacaktır. Bu amaçla yargı reform paketi olarak önümüzdeki dönem gelecek düzenlemelerde yer alması gereken ihtiyaçlar da bulunmaktadır. Bunları öncelikli olarak sıralarsak; bu reform çalışmalarında atacağımız en önemli adımlar şöyle ki: Kadın ve çocuğa şiddet ve istismarda indirim hâlinin kaldırılması, ayrılmış olsa dahi eski eşe karşı işlenen suçların cezalarının artırılması, İdari Yargılama Usul Kanunu başta olmak üzere gecikmiş diğer mevzuat çalışmaları bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilebilmelidir. Enerji hukuku, rekabet hukuku, deniz hukuku, imar ve çevre hukuku gibi ihtisas gerektiren alanlarda ihtisas mahkemeleri kurulabilmelidir. Mevcut adalet komisyonlarının yetki ve sorumlulukları, beklentiler ve ihtiyaçlar yönünden yeniden düzenlenmelidir. Devlet destekli hukuki koruma sigortası günün şartlarına cevap verecek şekilde hayata geçmelidir. Hak arama özgürlüğünün tam olarak kullanılması amacıyla, adli yardım sistemi kırılgan gruplara öncelik verilecek biçimde etkinleştirilmeli, sadeleştirilmeli ve sisteme erişim kolaylaştırılmalıdır. Yargılama sürelerini kısaltacak, iş ve zaman yükünü azaltacak tüm elektronik ve teknolojik sistemle uygulamalar adalet sistemimize kazandırılmalıdır. Yine, kamuda çalışan avukatların ve hukukçuların başta 3600 ek gösterge olmak üzere özlük haklarındaki iyileştirmeler yapılabilmelidir. Noterlik müessesesi yeniden tanımlanarak, yapılandırılarak noterliğe giriş sınavı, noter yardımcılığı gibi düzenlemelerle noter olabilmek için yıllarca beklemenin önüne geçilebilmelidir.
Sayın milletvekilleri, Cumhur İttifakı'nın geleceğe yönelik güçlü Türkiye vizyonu hiçbir engele takılmadan, yorulmadan her alanda devam edecek ve sıraladığımız reformlar bir bir gerçekleşecektir. Adalet ancak hakikatten, huzur ancak adaletten doğabilir. "Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir." diyor, parti olarak, gayretleri sebebiyle Sayın Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül Bey ve bürokratlarını kutluyor, yüksek yargımızın 2021 yılı bütçelerinin hayırlı olması dileğiyle Genel Kurulu bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)