| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin İlk Görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 07.12.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA NUMAN KURTULMUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; "Bismillah, her hayrın başıdır." diyerek sözlerime başlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2021 yılı bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını, bu bütçe müzakerelerinde ortaya konulan fikirlerin önümüzdeki yıl da yapılacak faaliyetlerde ışık tutmasını temenni ediyorum.
Bilindiği gibi bütçelerin iki tane yönü vardır. Bir tanesi, o bütçenin milletin imkânlarıyla kaynaklarının nereye kullanıldığı, ne şekilde kullanıldığı, nasıl harcandığıyla ilgili tartışmalardır; bütçelerin ikinci alanıysa, bu bütçe görüşmeleri vesilesiyle siyasi tartışmalara ama böyle bağırarak değil, akılla, izanla siyasi tartışmalara zemin hazırlamasıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu vesileyle ben bu bütçenin de önümüzdeki yıl ve önümüzdeki dönemlere ilişkin siyasi tartışmalarımıza hayırlı bir zemin hazırlamasını temenni ediyorum. Hepimiz -daha önceki konuşmacılar da ifade etti- insanlık tarihinin en önemli geçiş noktalarından birini yaşıyoruz. 2020'yi sadece bizler değil, torunlarımız ve sonraki nesiller de dünyanın en büyük değişimlere gebe olduğu bir dönemin başlangıcı olarak hatırlayacak. Pandemi dolayısıyla ortaya çıkan bu değişiklik süreci içerisinde toplumsal hayatın her alanında çok köklü değişikliklere şahit olduk, şahit olmaya devam edeceğiz. Eğitimden sağlık hizmetlerine, çalışma şartlarından üretim ve tedarik yöntemlerine kadar birçok şey değişecek. Bundan da daha köklü olarak özellikle küresel ölçekte yeni bir finansal ve küresel siyasal mimarinin tohumlarının da bu yıldan itibaren atılmaya başlayacağını açıklıkla söyleyebiliriz.
Dolayısıyla, bizim gibi büyük ülkelerin, iddiası olan ülkelerin meclislerine düşen, önümüzdeki yıllara ilişkin genel millî hedefler üzerinde odaklanmak ve bunları tartışmaktır. İçinde bulunduğumuz coğrafya yine daha evvel hatırlatıldı, Doğu Akdeniz, Balkanlar, Kafkaslar. Bu coğrafya, Anadolu, Mezopotamya coğrafyası tarih boyunca en büyük değişimlerin, dönüşümlerin olduğu coğrafyadır. Burada bulunmanın çok büyük bedelleri olduğunu milletçe ödemiş olan bir ülkeyiz. Bu bölgede yeni güç denklemlerinin kurulduğu bir dönemde Türkiye bu güç denklemlerinin kurulmasında hayati rol oynayacak ülkelerden biridir. Onun için bizim gibi ülkelerde, Türkiye'nin bütçesini konuşurken sadece bazı parasal büyüklüklerini değil, Türkiye'nin önündeki hedefleri de konuşmamız gerekiyor. Ben bu çerçevede hepimizin -siyasi fikirlerimiz farklı olabilir, bakış açılarımız farklı olabilir- ama hepimizin ortak hedefimizin yeniden güçlü büyük Türkiye'yi kurmak olduğunun altını çizmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bundan sonra, konuşmamın geri kalan kısmına gireceğim ancak müsaade ederseniz -keşke kendisi de burada olsaydı- sataşmak maksadıyla söylemiyorum ama bazı konuların açıklığa kavuşması bakımından birkaç tane temel hususun burada altını çizmek isterim. Sayın Genel Başkanın konuşmasında birkaç tane -teferruatı arkadaşlar konuştular, konuşacaklar- bunlardan bir tanesi hakikaten rencide eden bir şey "kurşun asker" tanımlamasıdır. Ben, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili arkadaşımı kurşun asker olarak itham etmem. AK PARTİ Grubundaki hiçbir arkadaşımız da kurşun asker değildir; akıl sahibi, insaf sahibi, vicdan sahibi, izan sahibi vatansever insanlardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET KAYA (Trabzon) - Kendileri dedi "kurşun askeriz" diye.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ben duyduğumu... Sizden rivayetle konuşmuyorum.
Bir başka önemli konu, altını çizerek ifade edeceğim konu, devletin yapısı üzerinde, AK PARTİ Grubuna dönerek "Devletin yapısı üzerinde şüpheleriniz...." Tam cümlesini söyleyeyim: "...sorunlarınız vardır." cümlesidir. AK PARTİ'nin devletin yapısıyla ilgili hiçbir sorunu yoktur. AK PARTİ, Türkiye Cumhuriyet devletini yöneten siyasi kadronun merkezindedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Üçüncüsü: "Demokrasiyi ilk seçimde getireceğiz." Aynen cümlesini söylüyorum. Demokrasi, Osmanlı'nın son döneminde, o günün şartları içeresinde hatta tek parti döneminde, o günün şartları içerisinde gelmiştir ama 1950 seçimlerinden sonra demokrasi bu ülkeye gelmiş ve bedeli ödenmiş en hakiki demokrasidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 1950 seçimlerinde halkın helal oylarıyla seçilen Başbakanın idam sehpalarına götürülmesine rağmen şehit Başbakanın arkasından ağlayan bu millet demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 12 Eylülde binlerce vatan evladı "Bir sağdan, bir soldan." diyerek ortadan kaldırılırken 12 Eylül yönetimine rağmen bu millet demokrasisine sahip çıkmıştır. 28 Şubatta seçilmiş Hükûmet Alicengiz oyunlarıyla indirilip tanklarla, paletlerle demokrasiye ayar verilirken bu millet demokrasiye her yerde de bu Mecliste de sahip çıkmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ayrıca, bu millet demokrasiye bu çatı altında 15 Temmuz gecesi her birinizin katkısıyla sahip çıkmış, az ileride Kızılay Meydanı'nda sahip çıkmış, Genelkurmay Meydanı'nda sahip çıkmış, kanlarıyla bedelini ödemiş, dünyanın en kutsal demokrasisidir. Demokrasi bu millete gelmiş, demokrasiyi millet içselleştirmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir başka önemli konu...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Beş sene geriye sarar mısınız?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Değerli kardeşlerim, söyleyeceğiniz varsa söylersiniz, Grup Başkan Vekiliniz orada. Bunlara itiraz etmeyeceğinizi zannediyorum.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 2015 yılında bunları söylemiyordunuz!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Şimdi, aynen şu cümleyi de okuyayım, diyor ki: "Türk ticaret gemisi durdurulduğu zaman -Sayın Kılıçdaroğlu- gerçeği AB makamlarının açıklamasından sonra öğrendik."
Arkadaşlar, biz gerçeği AB'nin, ABD'nin makamlarının açıklamasından değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin makamlarının açıklamasından öğreniyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Son olarak, erken seçim... Her muhalefet partisi erken seçim ister. Demokraside bu da önemli bir şeydir ancak Türkiye'de erken seçimin rasyonel şartları ve siyasi şartları yoktur. AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisinin oluşturduğu Cumhur İttifakı millî konularda kararlılıkla yoluna devam etmektedir. İnşallah 2023'te yapılacak seçimlerde de Recep Tayyip Erdoğan bu milletin helal oylarıyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bugün yalnız ümitli bir şey duydum Sayın Kılıçdaroğlu'ndan, 2023 seçimlerine aday olabileceği sinyalini verdi. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu 2023 seçimlerinde aday olur ya da Cumhuriyet Halk Partisinden bir arkadaş aday olursa dostlarıyla birlikte de iktidar olursa ağzımızı açıp bir şey söylersek namerdiz. Biz demokrasiye sonuna kadar saygılıyız, demokrasinin de en iyi şekilde işlemesinden yanayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ancak Türkiye demokrasisinde seçilmişlere saygı duymak da demokrasiye inanmak kadar zaruri bir şeydir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kayyumlar niye var, kayyumlar?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Değerli kardeşlerim, bu açıklamaları yapmak zaruretindeydim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kayyumlar ortada, kayyumlara bak.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Şimdi, gelelim konumuza: Corona salgını dolayısıyla çok zor bir dönemden geçiyoruz. Dünyada 2020 yılında 4 trilyon dolarlık ciddi bir harcama yapıldı. Ayrıca, hükûmetlerin birtakım destekleri, ekonomik kaybı 4 trilyon dolar... Hükûmet destekleriyle birlikte bu rakam 15 trilyon dolara çıktı. Eğer 2021 yılında bu devam ederse dünya ekonomisinin 5,6 trilyon dolar daha bir şekilde maalesef daralacağı görülüyor. Türkiye olarak şüphesiz bundan biz de payımıza düşeni aldık. Türkiye, bu ortamda üzerine düşenleri yaparak, sağlık sistemimiz en güçlü şekilde çalışarak -bunu tartışmak bile istemem- hem sağlık personelimizin gücü hem sağlık sistemimizin gücü hem de vaktinde aldığımız tedbirlerle sağlıkta başarıdan başarıya koştuk. Dünya Sağlık Örgütünün ve dünyadaki bazı sağlık dergilerinin çoğunda Türkiye'yi öven makalelere hepimiz şahit olduk.
Ayrıca, ekonomide tezgâhı dağıttırmamak için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdik. Vakit kalmadığı için detayına girmek istemiyorum ama şunu ifade etmek isterim ki tedarik zincirini kırdırmamak bu süreçteki en önemli başarılarımızdan biriydi.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - "Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyi" duysak ya sizden. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Ya, bir sus ya! Yeter artık ya! Ayıp ya!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Arkadaşlar, siz de söylediniz ama ya!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bir dakika dur, onun da dersini vereyim. Ben "Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim." sözünü 2008 yılındaki Saadet Partisi Genel Kurulunda Genel Başkan olarak seçildiğim zaman şey yaptım.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kimin için söyledin?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Hayatım... Ben söyledim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kimin için söyledin?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Kendime söz verdim ve bugüne kadar da Harun olarak yoluma devam ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kimin için söyledin?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Hâlâ babamın seksen yıllık apartmanında oturuyorum.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Türkiye dinliyor. Sizin şahsınıza yönelik değildi o.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bütün Türkiye...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Türkiye dinliyor.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - O zaman ben kendi söylediğimle yükümlüyüm. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Teşekkür ederim. Yanlış bir şey mi söylemişim? Doğru bir şey söyledim.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yok, çok doğru bir şey söylediniz. O söylediğinizden dolayı kutlarım sizi.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bunu hayatımla da sürdürmeye devam ediyorum, ölene kadar da sürdüreceğim, çocuklarıma da en büyük mirasım bu olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Şahsınızla ilgili değildi o, kaynağına gelin, kaynağına.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tebrik ediyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Siz devam edin Başkanım.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Değerli kardeşlerim, 2020 yılını üçüncü çeyrekte yakaladığımız büyük gelişmeyle birlikte inşallah pozitif bir büyümeyle -küçük de olsa- atlatacağız. 2021'in birinci dönemi ve 2022'nin ikinci döneminde dünya ekonomisiyle birlikte Türkiye ekonomisinde de çok önemli gelişmeler, pozitif gelişmeler olacaktır.
Bütçelerde açık olduğunu biliyoruz. Yüzde 4,5 civarında bir bütçe açığımız var. Bu, Maastricht Kriterleri yüzde 3, onun biraz üstündedir ama diğer ülkelerle kıyaslandığında fevkalade önemli bir durumdayız. Ayrıca G-20; bütün gelişmiş ülkelerdeki bütçe açıkları bakımından da Türkiye, makul bir seviyede bu bütçesini sürdürüyor.
Değerli kardeşlerim, Dünya Bankası tahminlerine göre de, gelişmekte olan ülke ekonomileri toplam gayrisafi yurt içi hasılasının altmış yıl aradan sonra ilk defa bu kadar büyük bir daralma yaşadığı dönemi görüyoruz. Evet, bu süreçte tezgâhı dağıttırmadık. Vatandaşlarımıza ekonomik olarak da destek çıkmak için Türkiye Cumhuriyeti'nin hazinesinden 600 milyar lira çıkmıştır. Bu anlamda Türkiye, 2021 yılının ortalarından itibaren gerçekten güçlü bir şekilde kalkınmaya devam edecek, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlayarak reel ekonomiyi, reel sektörü canlı tutmaya devam edecektir. Yani her zaman vurguladığımız gibi, tezgâhı dağıttırmayacağız.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bütün bu Covid salgını sürecinde ayrıca Türkiye'deki yatırım sevdamızdan da vazgeçmedik. Onlarca hastane, onlarca elektrik santrali, milyarlarca dolarlık savunma sanayisi yatırımı, sayısız köprüler, binlerce kilometrelik yol, milletimizin hizmetine bu süre içerisinde açılmıştır.
SERVET ÜNSAL (Ankara) - Parası yandaşlara mı?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bu anlamda Türkiye'deki yatırımları, kamu yatırımlarını da sürdürmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde her zamankinden daha çok dayanışmacı, her zamankinden daha çok rasyonel adımlar atmak mecburiyetindeyiz. Bu çerçevede özellikle ekonomide güveni artıracak tedbirlerin alınması, ekonomi yönetimimizin önemli kaldıraçlarından birisi olacaktır. Yatırımcılarımızın sıkıntılarının farkındayız, vatandaşlarımızın sıkıntılarının ve güçlüklerinin farkındayız. Bunların üstesinden gelebilmek için bu rasyonel politikalarımızı inşallah uygulamaya koyacağız.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de özellikle AK PARTİ iktidarlarının on sekiz yıllık geçmişine baktığımız zaman, Türkiye ne zaman bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldığında büyük reformlar uygulamaya konulmuş ve böylece Türkiye'nin sıkıntıları aşılmıştır. 2021 yılı da ülkemiz için hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki anlamda reformlar yılı olacaktır. Sadece geçmişi şöyle bir hatırlatmak isterim: 2002 yılının ekonomik ve siyasi krizlerinden AK PARTİ reformlarla çıkmıştır. 2007'de darbe hazırlıkları içerisinde olanların, parti kapatma davasıyla başlattıkları süreçten de millete yaslanarak ve reform süreçlerini gerçekleştirerek AK PARTİ çıkmasını becermiştir. 2008 ve 2009 finansal krizlerinde de çeşitli dönemlerde ortaya konulan kur ve finansal ataklarla oluşturulmaya çalışılan kriz senaryolarından da ve en sonuncusu 15 Temmuz darbe girişiminden de hep üstesinden gelinmiş, buradan, milletin desteği, AK PARTİ hükûmetinin reform iradesiyle bu ülke çıkmayı başarmıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, önümüzdeki yıl, 2021 yılı, AK PARTİ'nin bu reformcu yönünün bir kere daha müşahede edileceği yıl olacaktır. AK PARTİ'nin reform niyeti sağlam, kalıcı, güçlü ve ciddidir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. İki Değerli Bakanımız Hazine ve Maliye Bakanımız ve Adalet Bakanımız, ilgili bütün paydaşlarla önümüzdeki döneme ilişkin reform süreçlerini detaylı bir şekilde istişare ediyor. Bunlar inşallah olgunlaştırıldıktan sonra buraya, siyaset kurumuna gelecek ve siyaset kurumu son şeklini vererek Türkiye yeni reformlarıyla tanışacaktır. Ben sadece burada bu reformların ana çerçevesini, genel çerçevesini sizlerle paylaşmak isterim.
Bunları da müsaadenizle madde madde saymak istiyorum:
1) Rekabete dayalı sosyal politika eksenli pazar ekonomisinin kuralları, bu reform sürecinde esas alınacaktır.
2) Rekabetçi piyasaları olumsuz etkileyen bütün şartların en açık bir şekilde konuşulduğu, STK'lerle, iş dünyasıyla, yabancı-yerli yatırımcılarla ve diğer bütün ilgili paydaşlarla yapılan istişareler neticesinde ortak tecrübeyle bu reform sürecine karar vereceğiz.
3) Reformlarla şeffaflığı, öngörülebirliği ve hesap verilebilirliği daha fazla güçlendireceğiz.
4) Ekonomi alanındaki yapısal dönüşümün ve reform çalışmalarımızın temel önceliği ise millî üretim odaklı bir kalkınma stratejisidir. Üretim odaklı reformlarla büyümeyi artıracak, ithalata bağımlılığı azaltıp cari açığı düşürecek tedbirleri bu sürecin içerisinde en etkin şekilde uygulayacağız.
5) Salgın, dünyanın birçok ekonomisinde çalışma hayatının pratiklerini, üretim tekniklerini ve süreçlerini, tüketici davranışlarını ve hatta bizatihi iktisadi zihniyeti dahi değiştiriyor. Bu süreçlerin doğal bir sonucu olarak teknolojik, sosyal ve iktisadi değişim ve dönüşüm süreçleri, ülkemizin de gündeminde en belirgin yerini alacaktır. Biz, bu alanlarda değişim ve dönüşümü, bu dönemin en önemli sinerji kaynaklarından biri olarak kabul edeceğiz.
6) Reformlarımızda eş zamanlı hareket etmek, temel çerçevemiz olacaktır yani Türkiye'de hem AK PARTİ'nin on sekiz yıllık pratiği hem yetmiş yıllık çok partili siyasi hayat bize gösterdi ki ekonomik, siyasi ve hukuki reformlar eş zamanlı olarak yürütülürse başarılı oluyor.
Bu çerçevede, AK PARTİ, bu 6 temel ilkeyle çerçevesini oluşturduğu yeni reform sürecinde inşallah yoluna devam edecektir.
Sözlerimin başında bir şey söyledim, büyük milletlerin büyük hedefleri olmak zorundadır. Büyük milletlerin çok büyük sınamalarla karşı karşıya kaldığı, tarih boyunca da çok kere görülmüş bir gerçektir. Evet, bölgemiz değişiyor, dünya değişiyor; böyle bir değişim, her tarafı, her şeyi etkiliyor ve Türkiye de bu değişim sürecinin içerisinde. Allah'ın izniyle, milletin iradesiyle çok güzel bir momentum yakalamıştır ve bu momentumu yakalayarak güçlü ve büyük Türkiye hedefine doğru yürümeye devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dünyanın tarihî bir yeniden yapılanma sürecine girdiği bu ortamda, ülkemizin sahip olduğu bütün imkân ve fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğiz. 2021 bütçesi, bu anlamda, yeniden, güçlü ve büyük Türkiye ideali etrafında ülkemizin imkân ve fırsatlarının en iyi değerlendirilmeye çalışıldığı bir bütçe olmuştur. Yaşadığımız bu yeni dönem, bizim açımızdansa Türkiye'nin önlenemeyen yükselişi olarak adlandırabileceğimiz yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bunun için, Türkiye'nin bu güçlü yükselişinden rahatsız olan bazı çevreler olur mu, olur; bazı siyasetler olur mu, olur; bazı ülkeler olur mu, olur; vardır ve olmaya da devam edecektir. Ancak Türkiye, bütün bu çetrefilli ve netameli konularla uğraşmakta hiçbir şekilde geri adım atmadan, bu sorunlarda millî menfaatlerimizi önceleyerek hiçbir şekilde vazgeçmeden, milletimizin ve Hükûmetimizin kararlı duruşuyla, basiretli politikalarla sorunları aşmaktadır ve aşmaya devam edecektir Allah'ın izniyle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, Türkiye'nin önlenemeyen yükselişi nedir derseniz birkaç tane örnek vermeme müsaade edin. Türkiye, millî sanayimizde, özellikle millî savunma sanayimizde yatırımlarının katlanarak arttığı bir döneme girmiştir. Benden evvel değerli arkadaşlarımız bunları açık açık söylediler. Tek tek saymıyorum ama herhâlde her bir milletvekili arkadaşımızın göğsünü kabartan bir sonuçla karşı karşıya olduğumuz çok açıktır. Türkiye'de millî savunma sanayisinde yerlilik oranı yaklaşık yüzde 70'ler seviyesine gelmiştir, Allah'a çok şükür. Bunu daha ileriye götüreceğiz ve inşallah Türkiye bundan çok daha güçlü bir noktaya gelecek.
Burada parantez açarak şunu da çok açıkça ifade etmeme müsaade edin: S-400 tartışması yapıyoruz değil mi -tartışmaya girmeyeceğim- F-35 tartışması yapıyoruz değil mi? O tartışmaların şöyle bir de perde arkasına giderek "Niye bu tartışmalar yapılıyor?" diye onu şöyle bir irdelesek iyi olmaz mı? Biliyorlar ki Türkiye bu istikamette yoluna devam ederse yakın bir zamanda kendi hava savunma sistemini kuracak, Türkiye yakın bir zamanda kendi millî muharip uçağını yapacak. Türkiye'nin önlenemeyen yükselişi budur.
Doğu Akdeniz konuşuldu. Doğu Akdeniz'de arama faaliyetlerimize devam edeceğiz, kim ne derse desin. Hatırlayın -o fotoğrafı ben hiç unutmuyorum, o fotoğrafı hatta evlerimize de asalım- Oruç Reis Gemisi gidiyor, etrafında Türk fırkateynleri, üstünde Türk helikopterleri, onların üstünde de Türk uçakları uçuyor. Biz orada NAVTEX ilan edip Oruç Reis'i arama faaliyetlerine göndermeden az evvel de Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok mihraklardan "Sakın ha, buralarda arama yapmayın, ilişkilerimiz bozulur." diye uyarılar geliyor mu? Geliyordu. Kim takar onların uyarılarını! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye, millî hedefleri istikametinde yürüyüşüne Allah'ın izniyle devam ediyor. Türkiye, Karadeniz'de de petrol arayacak, doğal gaz arayacak. Türkiye, Akdeniz'de de petrol ve doğal gaz arayacak ve inşallah bunlardan olumlu sonuç alacağız.
Kıbrıs ve Libya politikalarımızda da tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürümeye devam ediyoruz. Az evvel yine ifade edildi -Sevilla haritası üzerinde çok çalıştık, ezberledik o haritayı- Sevilla haritası Avrupa Birliğinin her ne kadar resmî görüşü olarak kabul edilmese de Türkiye'ye mavi vatanda Sevr'i dayatan, Türkiye'nin neredeyse -Cumhurbaşkanımızın tabiriyle- "kendi kara sularında balık bile avlamasına müsaade etmeyecek" büyük bir dayatma haritasıydı. Meşru Libya Hükûmetiyle anlaşma yaparak bu haritanın ortaya koyduğu kısıtlamaları kırdık ve Türkiye, Doğu Akdeniz'de münhasır ekonomik bölge ilan ederek yoluna devam ediyor.
Değerli kardeşlerim, biz Birleşmiş Milletlerin meşru kıldığı hükûmetle ilişkilerimizi sürdürürken bazılarının da Hafter yönetimine destek verdiğini ne yazık ki acı bir şekilde müşahede ettik, bundan da büyük bir üzüntü duyduk.
Değerli kardeşlerim, Kıbrıs politikamızdan da asla taviz vermeyeceğiz. Kıbrıs'ta kapalı Maraş'ın açılması öncesinde de aynı şey oldu. Yunanlar arkalarına aldıkları Fransa'nın da desteğiyle, bazı ülkelerden birtakım sözcülerin sözleriyle "Sakın ha, Maraş'ı açmayın." dediler ama Maraş'ın açıldığı gün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, bakanlarımız ve bizler, hep beraber önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'mizin kuruluş yıl dönümünü kutladık, arkasından Maraş'a giderek onu da Türklerin ziyaretine açtık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yağmurlu bir gündü, herhâlde unutamayacağımız büyük bir sağanak altında çok keyifli bir günü hep beraber idrak ettik.
Değerli kardeşlerim, gelelim Türkiye'nin bir başka önlenemeyen yükselişine, ha, eski Türkiye olsaydı bunlarla ilgili herhangi bir söz söylendiği zaman, "Sakın ha burnunuzu çıkarmayın." dendiği zaman, bırakın burnumuzu hiçbir şekilde kendimizi de oraya çıkarmazdık. "Durun şu köşede sıranızı bekleyin." dendiği zaman tek ayak üstünde sırada bekletilirdik, şimdi o devirler geride kaldı. Türkiye bu istikamette yürüyüşüne devam ediyor.
Değerli kardeşlerim, Karabağ'da, oradaki büyük zaferi de anmadan geçmemiz asla mümkün değildir. Öncelikle, Azerbaycanlı kardeşlerimizi bu tarihî zaferi dolayısıyla bir kere daha tebrik ediyoruz. Hükûmetimiz, milletimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, milletimizin bütün fertleri Karabağ'daki bu muhteşem zafer dolayısıyla Azerbaycanlı kardeşlerini yürekten tebrik ediyor. Karabağ meselesinde de uluslararası camiayı hem Azerbaycan'ın hem Türkiye'nin aleyhine kışkırtmak isteyenlere karşı yolumuzdan hiç dönmedik. Sayın İlham Aliyev'in Başkanlığında Azerbaycan, çok etkin bir mücadeleyle bir buçuk ayda, yirmi dokuz yıllık rüyayı gerçekleştirdi ve Karabağ, Azerbaycan'ın toprakları oldu. Karabağ, Azerbaycan'dır ve kıyamete kadar da Azerbaycan olarak kalacaktır! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim, Türkiye'nin önlenemeyen yükselişinin bir başka göstergesi ise Ayasofya Cami-i Kebir'inin ibadete açılmasıdır. Arşivlerimizde duruyor, Avrupa'dan kimler neler demiş, Amerika'dan kimler neler demiş, içeriden ve dışarıdan kimler ne demiş, hepsi arşivlerimizde duruyor. "Sakın ha açmayın, sakın ha burayı bir şekilde cami yapmayın." sözlerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti devleti kararlılıkla yolunda yürüdü. Yüksek yargının kararı ardından Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, hükûmet kararnamesiyle, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Ayasofya Camisi'ni asli hürriyetine dönüştürdü ve cami olarak açılışını hep beraber gerçekleştirdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Danıştay kararı ne oldu?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Eğer vaktim olsa Türkiye'nin önlenemeyen yükselişine sekiz-on tane daha örnek veririm, isterseniz dışarıda da bunları konuşabiliriz. Ayasofya Camisi kıyamete kadar Müslüman milletimizin ibadethanesi olarak açık kalacaktır, açık kalmaya devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bu ilkeli ve kararlı duruşumuzu güçlü, büyük Türkiye hedefi istikametinde sürdürürken bundan sonra da karışılacağımız süreçlerde bazı temel ilkelerimizden asla taviz vermeyeceğiz. Bölgesel ve küresel sorunlarla mücadele ederken, meydan okumalara karşı Türkiye'nin tezlerini uluslararası alanda ifade ederken 6 tane temel ilkeden asla vazgeçmeyeceğiz.
1) Rasyonel hareket edeceğiz ama asla millî menfaatlerimizden vazgeçmeden yolumuza devam edeceğiz.
2) Biz milletlerin bağımsızlığı ve devletlerin egemenliği koşuluyla bütün devletlerle ve bütün uluslararası kuruluşlarla eşit haklara sahip olarak müzakereye hazırız ancak Türkiye'ye "Size şunu veremedik, bunu verelim." diyenlerin, Türkiye'ye birtakım farklı statüler teklif edenlerin Türkiye'den alacağı cevap çok açıktır. Biz eşit ortak olarak herkesle konuşuruz, egemen olarak bu ülkenin egemenliğini koruyarak her müzakereye açığız ama hiçbir şekilde Türkiye'nin başka, ayrıcalıklı, ayrımcı bir muameleye tabi tutulmasına asla rıza göstermez, asla o şekilde hareket etmeyiz.
3) Biz hakkaniyet sahibi bir milletin çocuklarıyız. Türkiye Cumhuriyeti devleti diye konuştuğumuz şey, nevzuhur bir devlet değildir. Gazi Meclisin gölgesi altında konuşuyoruz. Nice gazilerimizin, büyük şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bir cumhuriyeti sıfırdan, hem de yoktan kurmuş olan bir milletiz ama biz, aynı zamanda Selçuklunun torunlarıyız, biz aynı zamanda Osmanlının torunlarıyız, büyük bir devlet birikiminin sahibiyiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Onun için şu kuralı da bütün muhataplarımız artık öğrendiler, bir kere daha Türkiye Büyük Millet Meclisinden bu kuralı ilan ediyorum: Biz, ne kimsenin hakkını yeriz ne de kimseye hakkımızı yediririz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi, Avrupa'da falanca siyasetçiler konuşuyor, beyler alışmış, emperyalizm zamanından kalma dürtülerle konuşuyorlar. Milletlerin petrollerinin üstüne çökmeye alışmışlar, milletlerin altınlarının, zenginliklerinin üstüne çökmeye alışmışlar hatta Afrika'nın kara derili insanlarını, yüz elli milyon Afrikalıyı köleleştirerek Amerika'ya, Avrupa'ya satmaya alışmışlar. Böyle yürüyor bu işler zannediyorlar. Bizim onların emperyal görüşlerinde olduğu gibi ne kimsenin bir karış toprağında gözümüz vardır...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Afrin! Afrin!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ne kimsenin bir gram altınında gözümüz vardır ne kimsenin bir gram petrolünde gözümüz vardır.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Afrin! Afrin!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Afrin! Afrin!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Değerli kardeşlerim, kimsenin hakkını yemeyeceğimiz gibi kimsenin de bizim hakkımızı, ülkemizin hakkını yemesine müsaade etmeyiz.
4) Tek taraflı ve çok taraflı anlaşmalarda önceliğimiz, karşılıklı iş birliği ve müzakereye ve rızaya açık yöntemlerdir. Bu rızaya ve müzakereye açık yöntemleri politikamızın ana eksenine koyuyoruz yani her hâl ve şart altında diplomasi masasını açık tutuyoruz. Onun için sadece son üç-dört yılda yaşadığımız büyük sorunların hepsinin çözülmesindeki temel becerilerimizden biri, sahadaki gücümüz kadar masayı da hiçbir zaman dağıtmayan masadaki gücümüzdür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Sayın Başkan son bir-iki cümlem.
BAŞKAN - Buyurun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - 5) Dış politikamızın ve devletlerle münasebetimizin kurallarından bahsediyorum. Mazlum ve mağdur milletlerin sözcüsü ve öncüsü olmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü biliyoruz ki Türkiye, sadece Türkiye'den ibaret değildir. Türkiye'de her gelişmeyi gözü gibi koruyarak izleyen yüz milyonlarca dostumuzun olduğunu biliyoruz ve inşallah, mazlum ve mağdur milletlerin hepsinin sözcüsü, öncüsü olmaya devam edeceğiz.
Son olarak da şu kuralı bir kez daha paylaşmak istiyorum: Hakkaniyete dayalı, daha adil, daha özgür yeni bir dünyanın kurulmasının kapıları sonuna kadar açılmıştır. Covid tehdidiyle birlikte dünyada zengin, fakir demeden; şu ülke, bu ülke demeden herkesi kontrolü altına alan bu salgının yeni, dayanışmacı, adil ve hakkaniyetçi bir zemini hazırlayacağından zerre miktar şüphemiz yoktur. Onun için, bu süreçte hakkaniyete ve adalete dayalı sözleri olanların sözünün geçerli olacağı bir döneme giriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Türkiye, bu anlamda "dünya 5'ten büyüktür" demeye devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Zalimlerin, despotların, emperyalistlerin, neoemperyal güçlerin kurmaya çalışacağı yeni bir dünya düzeni bundan sonra artık o kadar kolay olmayacaktır. Hep beraber, dünyanın bütün mazlum ve mağdur milletleriyle birlikte bu bölgenin, bu coğrafyanın ve bu coğrafyada dünyada kurulan bu denklemin güçlü bir yıldızı olarak Türkiye'nin sözü geçecektir, Türkiye'nin de sözü geçecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Onun için, değerli kardeşlerim "güçlü ve büyük Türkiye" idealimizden hiçbir şekilde vazgeçmeden, 2021 bütçemizi bir vesile ittihaz ederek -"güçlülük"ten kastımız da sadece bu "sert güç" dedikleri değil- devlet-millet kaynaşmasını sağlayarak, milletimizin daha ileri demokratik seviyelere gelmesini temin ederek, ekonomide çok daha güçlü bir yapılanmaya geçerek ve uluslararası ilişkilerde de Türkiye'yi her alanda daha güçlü kılarak yolumuza devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - İsteseler de istemeseler de, kurulmakta olan yeni dünyanın yıldız ülkelerinden biri Türkiye'dir. Ne mutlu sizlere ki bu Türkiye'nin Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri olarak bu çatı altında görev yapıyorsunuz. Hepinize selam ve sevgilerimi sunuyorum; Allah'a emanet ediyorum, hayırlı günler diliyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)