GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:03.12.2020

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 5'inci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde Türkiye Çevre Ajansının kurulması amaçlanmış, Ajansın kuruluş amacında ise çevrenin korunması ve kaynakların verimli kullanılması için depozito yönetim sisteminin hayata geçirilmesi gerekliliği ifade edilmiştir. İlgili kanun maddesinde ise Türkiye Çevre Ajansının organ ve birimleri düzenlenmektedir.

Düzenlemeye göre Ajansın Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu üyeleri Bakan tarafından üç yıllığına atanmaktadır. Ajans Başkanı ile 2 Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu tarafından atanmaktadır. Bu atamalarda alt ve üst yaş sınırı, eğitim şartları, görev süresi biten üyelerin yeniden atanıp atanamayacağı, bu üyelerin kaç kez görev yapabileceği sorularının cevabı belirsizdir. Atama yapılacak üyelerin taşıması gereken nitelik ve şartların kanunda açıkça belirtilmesi gerekirdi.

Kurumun daha işlevsel çalışması ve kuruluş amacını yerine getirmesi için Bakanlık ve belediyeler sürece dâhil edilmeliydi. Yani bu düzenlemeyi yapmak yerine Bakanlık ve Bakanlıkla beraber yerel yönetimlere yetki ve görev vermek daha uygun olurdu. Sürekli yerel yönetimleri güçlendirdiğini söyleyen iktidar, her fırsatta tam tersi hareket ederek merkezî yönetimi daha da güçlendirecek adımlar atmaktadır.

Görüldüğü gibi, amaç, kurum oluşturup çevre sorunlarını halletmek, kaynakları verimli kullanmak değil; kendilerine denetimden ve şeffaflıktan uzak yeni bir rant ve siyasi alan yaratıp yandaş ve akrabalara yeni iş imkânları oluşturmaktır. Bekleyip hep birlikte göreceğiz. Kuruma atamalarda liyakat yerine siyaset tercih edilecek; eski siyasiler, akraba ve yandaşlar kuruma atanacak; onlara ballı maaşlar verilecektir. Sonrası malum, devletin diğer kurumları gibi güvenilirliğini daha ilk günden kaybedecektir.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidara geldiğinde devleti küçültüp, israfı azaltıp, harcamaları kısarak daha verimli bir yapı oluşturacağını iddia ediyordu. Bugün geldiğimiz noktada devleti küçültmek yerine büyüttüler, israf ve harcamayı kısmak yerine daha da artırdılar. 2003 yılında kamuda 2,2 milyon kişi çalışırken 2019 yılında bu sayı 4,6 milyona çıkmıştır. Kamuda çalışan sayısı yüzde 100'den daha fazla artmıştır. Sayıştay tarafından açıklanan Cumhurbaşkanlığının yıllık harcaması ise 2019 yılında bir önceki yıla göre 4 kat artmış, 3,6 milyar Türk lirasına yükselmiştir. Sarayın günlük harcaması 10 milyon TL'nin üzerindedir. Ağır ekonomik koşullar altında ezilen vatandaşlarımızın sırtına bir de sarayın israf ve keyfî harcamaları binmiştir.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin iktidar olduğu günden bugüne ülkemiz yönetimden dış ilişkilere, ekonomiden siyasete, adaletten güvenliğe, eğitimden sağlığa kadar birçok alanda büyük değişim yaşadı. Bu değişim çözülmeyi bekleyen büyük sorunlar da yarattı. Ülkemizin bugün yaşadığı siyasi, toplumsal ve ekonomik sorunların temelinde partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi vardır. Bu sistem yüzünden denetlenebilirliğin ortadan kalktığı, hukuk devleti ilkesinin ayaklar altına alındığı, yargının siyasallaştığı, bağımsız ve özgür medyanın yok edildiği, devlet kurumlarının itibarını ve inandırıcılığını yitirdiği, hesap verilebilir ve şeffaflığın ortadan kalktığı, eğitimin niteliksizleştiği, kamuda liyakat yerine sadakatin tercih edildiği, millî güvenlik sorunlarının yaşandığı, toplumsal kutuplaşmanın giderek derinleştiği bir dönemden geçmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, gelinen on sekiz yılın sonunda iktidar tarafından dile getirilen ekonomi, hukuk, demokrasi ve eğitim alanındaki reform söylemleri bu sistemin çöktüğünün, bu iktidarın tükendiğinin en büyük göstergesidir. Bu süreçte devletimize büyük zararlar verildi. Bu ucube sistemden bir an önce dönmezsek oluşan tahribatı ortadan kaldırmak da bir o kadar zaman alacaktır. Oluşturulan tahribatın ve bozulan devlet düzeninin yeniden icrası için Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in söylediği, her zaman belirttiği gibi bir an önce iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerek bu ucube sistemden vazgeçmeliyiz. Unutulmamalıdır ki siyasi partiler ve iktidarlar geçicidir, asıl olan Türk devletidir, büyük Türk milletinin geleceğidir.

Ne devlet hafızası ne de Türk milletinin vicdanı bu yapılanları unutmayacaktır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)