| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.11.2020 |
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 33'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Başta Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Görevleri başında şehit edilen öğretmenlerimiz Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz başta olmak üzere tüm şehit öğretmenlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, ruhları şad, mekânları cennet olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle tüzel kişi veya kişiler tarafından üretim ve tüketim tesislerine yapılan yatırım tutarlarının TEİAŞ'la imzalanan tesis sözleşmesi çerçevesinde geri ödeme süreleriyle ilgili bazı düzenlemeler yapılıyor.
Değerli milletvekilleri, iktidar, vatandaşın yaşadığı geçim sıkıntısına, işsizliğe, ekonomideki daralmaya rağmen düzenlemeye konu olan TEİAŞ üzerinden yandaş şirketlere teşvik vermeye, onlara özel, adrese teslim ihaleler yapmaya devam etmektedir. İktidar hem pazarlık usulüyle adrese teslim ihaleler vermekte hem de bu şirketlere piyasa fiyatının üzerinde bedellerle enerji alım garantisi vermektedir. AKP, gözde şirketlerine 2018 yılında sabit fiyatla elektrik alımı için devlet bütçesinden 32,3 milyar TL ödeme yaptı. 2019 yılında Sayıştay denetiminde TEİAŞ'ta yatırım programında olup hiç işlem görmemiş tam 653 projenin olduğu tespit edildi. Kurum, iktidarın baskısıyla yandaşa ihale vermekten kendi asli işlerini yapamaz hâle gelmiş durumdadır. Ne yazık ki son on sekiz yılda pek çok kurumumuz TEİAŞ ile benzer duruma geldi. Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden kamuda şeffaflık ve hesap verme yok edildi.
Değerli milletvekilleri, AKP on sekiz senelik iktidarında cumhuriyetin birikimi ne kadar yerli ve millî kamu kuruluşu, şirket, fabrika varsa "özelleştirme" adı altında aile dostlarına, yandaşlarına, yabancı dostlarına değerinin çok altında satmıştır. Türkiye'nin en büyük şirketleri, fabrikaları, enerji üretim tesisleri, elektrik ile doğal gaz dağıtım şebekeleri, otelleri, limanları, arazileri yerli ve yabancı firmalara peşkeş çekilmiştir.
Değerli milletvekilleri, 2002 yılından 2019 yılına kadar 273 kamu kuruluşunda hisse senedi veya varlık satış devri işlemleri yapılmış, 268'inde hiç kamu payı kalmamıştır. 1986 yılından AKP'nin iktidara geldiği döneme kadar on altı yılda 8,2 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken AKP'nin iktidar olduğu 2002-2019 yılları arasında gerçek değerinin çok altında yapılan satışlara rağmen 62 milyar dolarlık satış yapılmıştır. Babalarının malı olsa bu kadar pervasızca satamazlardı. İktidar bu satışları yaparken devletin yapacağı yatırımları da rant uğruna özel sektöre ihale etmiştir. Döviz endeksli, yolcu garantili hava alanları; geçiş garantili köprü ve yollar; hasta garantili hastaneler yaptırmış, ülkenin geleceğini âdeta yandaşa ipotek vermiştir.
Değerli milletvekilleri, bütün dış borçlarını namusuyla ödemiş, bütün yabancı şirketleri millîleştirmiş bir cumhuriyetten millî şirketlerini Katarlılara, Fransızlara ve yandaşlara satmış, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında olduğu gibi iç ve dış borç batağına saplanmış bir cumhuriyete dönüşmüştür. AKP, saltanatı yüzünden bugün Türkiye Cumhuriyeti, bütçe gelirlerinin büyük bir kısmını borçların faizine ayırmaya mecbur hâle gelmiştir. Bütün basın gücünün, bütün televizyonların birkaç aile tarafından paylaşılmasının getirdiği sonuçlara katlanmaya mecbur bir cumhuriyete dönüşmüştür.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı "Ülkeyi şirket gibi yöneteceğiz." dedi, dediğini de yaptı. Ülkeyi, içi boşaltılmış, iflasa sürüklenen bir şirkete çevirdi. Satmak, yapmaktan daha kolay geldi, yapmak yerine satışları daha da artırdılar. Seksen yıllık yerli ve millî birikimi on sekiz senede sattılar. Yarın yokmuş gibi borçlandılar. Alınan borcu rant ekonomisini köpürtmek için kullandılar. On sekiz yıllık "üretmeden harcama" politikasında sona geldiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Dursun Bey.
DURSUN ATAŞ (Devamla) - Toparlıyorum.
AKP iktidarının on sekiz senesinin sonunda para bitti, hazine tam takır. Satılacak mal mülk de kalmadı, üretim yok, tarım can çekişiyor. Üretim olmayınca ihracat da yok. İthalat ve dışa bağımlılık var, her şeyi dışarıdan alıyoruz. Üretim olmayınca gelir de yok, gelir olmayınca yeni iş alanları da açılamıyor. İş alanları açılamayınca işsizlik, yoksulluk her geçen gün biraz daha artıyor.
Gelinen noktada, artık, yol arkadaşlarınız ve akrabalarınız batan gemiyi arkalarına bakmadan terk ediyor ama milletimiz, artık geminin su aldığını çok iyi görüyor, her gün, her geçen gün gemideki çatlağın büyüdüğünü ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)