GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:17
Tarih:18.11.2020

ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi sevgiyle selamlarken Karabağ'da esaret altındaki Türk topraklarını özgürlüğe kavuşturan şanlı Azerbaycan ordusunu kutluyorum. Eşk olsun Azerbaycan! Var olsun Azerbaycan Türklüğü!

Değerli milletvekilleri, yine bir torba yasanın içine atılmış, topraklarımızın yağmalanmasını kolaylaştıran bir madde değişikliğiyle karşı karşıyayız. Değişikliğin gerekçesi bile neden yapıldığını ortaya koyuyor; sonuç olarak "Yapılan değişiklikler ile maden, doğal gaz ve elektrik sektöründe faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör yatırımcılarının faaliyetlerini daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini temin etmek." Ayrıca, değişikliği öneren milletvekili arkadaşımız "Bu düzenlemelerde yatırımcı ve işletmecilerimizin lehine birtakım kolaylıklar getirmeye çalıştık; arazi ihtiyacına ilişkin düzenlemelerde de yine yatırımcı lehine kolaylıklar getirmeye çalıştık. Jeotermal kaynaklar kullanan işletmecilerden tahsis edilen idare payı işletmeci lehine daha hakkaniyetli şekilde düzenlendi." diyerek Komisyonda bu yasa değişikliğinin ardındaki niyetini saklamamış. Yani yasa tamamen maden şirketlerinin temsilcilerinin çıkarları doğrultusunda hazırlanmış. Şimdi, üzerinde konuştuğum madde eğer kabul edilirse -ki muhtemelen kabul edilecek- maden faaliyeti yürüten kuruluşlara tarım, orman ve ÇED izni almadan, sadece Bakan onayıyla madencilik izni öngörüyor.

Değerli arkadaşlar, özellikle hukukçu arkadaşlar, sizlere soruyorum: Bakan onayı, herhangi bir işletme için gerekli her türlü yasal işlemin Bakanın önüne koyulması hukuk devleti anlayışıyla bağdaşır mı? Bakan Bey'in onay vermediği maden şirketleri hiçbir yasal izne gerek duymayacak, öyle mi? Peki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına verdiğiniz bu süre uzatma yetkisini diğer bakanlar da isterse ne olacak, hiç düşündünüz mü? Tamam, Meclisi, çoğunluğa sahip olduğunuz için bir onay mercisine dönüştürdünüz ama bari hukuk devleti ilkesini ayaklar altına almasaydınız keşke. Önümüze getirdiğiniz yasa değişikliği tamamen şirketlerin çıkarlarını gözeten, kamu adına denetim mekanizmalarını ortadan kaldıran, yabancı sermaye gruplarını önceleyen bir değişiklik. Hani, siz kimsesizlerin kimsesiydiniz? Bayağı bayağı yabancı sermaye gruplarının temsilcisi gibi davranıyorsunuz. Sizin çıkardığınız yasalarla Türkiye'nin dört bir yanında doğa katliamı yaşanıyor, ekosistemimiz bozuluyor ve siz buna çanak tutuyorsunuz. Önünüze geleni yerli ve millî olmamakla suçlayan sizler, iş, vatanımızın yer altı zenginliklerinin yağmalanmasına gelince yerli ve millî kriterinizi unutmuş gözüküyorsunuz. Maden ve enerji şirketlerinin çıkarları doğrultusunda hazırladığınız bir değişikliği, büyük Türk milletine getiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, daha temiz ve yaşanabilir bir çevre oluşturmadan, ekosistemimizi korumadan yerli, vatandaşımızın yer altı kaynaklarının yağmalanmasına, kuraklık ve susuzluk tehlikelerine karşı tedbir almadan millî olamazsınız.

Değerli milletvekilleri, modernleşmeyle hesaplaşmada çevrecilik gibi önemli bir boyutu ihmal ettik. Vatanımızı oluşturan doğal çevrenin, fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı toplum, sağlıklı bireyi inşa edeceğinin önemine vurguda yetersiz kaldık. Milletimizin daha temiz ve yaşanılabilir bir çevre yaratma hedefini yeterince sahiplenemedik. Bilim adamlarının "Türkiye yarı kurak iklime geçiyor." uyarılarını göz ardı etmemeliyiz. Vatan, insan ve toplum düşüncemize, çevre duyarlılığı, çevre bilincini de dâhil etmeliyiz. Bir Türk milliyetçisi olarak, vatanı korumanın sadece sınırları korumak olmadığına, vatanımızın sahip olduğu yer altı, yer üstü zenginliklerini de korumak olduğuna inanıyorum. Bu şuurla da bu yasa değişikliğine karşı çıkıyorum.

Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)