GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kırsal kalkınmaya ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:16
Tarih:17.11.2020

ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başından bizleri takip eden çok değerli milletimiz; hepinizi saygı ve hürmetlerimle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, ben bugün Ankara'da kırsal kalkınma bağlamında yürüttüğümüz projelerden bahsetmek niyetiyle söz aldım. Belki Meclisin gündemi yoğun ve ağır ama ben sempatik bir başlık açmak istiyorum. Ben, bugün size Ankara tiftik keçisinden bahsedeceğim. Öncelikle, bir Ankara vekili olarak şunu ifade etmek isterim: Her ne kadar şehrimiz, cumhuriyetimizin başkenti, bürokrasiyle adı özdeş hâle gelse de aynı zamanda çok önemli bir tarım ve hayvancılık kenti. Dolayısıyla, biz de Ankara'daki AK PARTİ milletvekilleri olarak etkin ve verimli kalkınma modelleri ile kırsal alanda bunların etkin ve verimli bir şekilde uygulanması noktasında azami gayret sarf ediyoruz ve bu tip projeleri çok yakından takip ediyoruz.

Devletimiz ülke ve il bazında planlamalar yaparken ilçe bazında planlamalara da çok ciddi anlamda ağırlık verdi. Çünkü her bir ilçenin özgün bir niteliği var ve her özgün niteliğe göre farklı bir proje gerekiyor. Her ilçenin havasına, suyuna, iklimine, o ilçenin özgün değerine yönelik projeler bizim de önceliklerimiz arasında. Bu bağlamda, dünyaya "Angora" adıyla nam salan Ankara keçisinin tiftiği aslında sadece Ankara için değil Türkiye için çok önemli bir değer ve burada, nelerin yapılmadığından, hangi fırsatların kaçırıldığından ziyade; neler yapıldı, hangi fırsatları değerlendirdik ve değerlerimizi geleceğe taşımak adına neler yapıyoruz, ben bunları anlatmak istiyorum.

Ankara keçisi pırıl pırıl, bembeyaz tüyleriyle aslında yünü, bir bakıma, ipeğe dönüştüren bir yaratı. Bu güzel yaratıyı 13'üncü yüzyılda Hazar Denizi'nin doğusundan Türklerin Anadolu'ya ve Ankara civarına getirdiği söyleniyor. Aslında Ankara tiftik keçisi Ankara'nın ikliminde kendi kimliğini buluyor. Ben açıkçası, burada "yaratı" kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü Allah'ın bu iklime bahşederek yarattığı bir varlık olduğu kanaatindeyim. Tabii, Ankara tiftik keçisi 19'uncu yüzyılın ikinci yarısına kadar yurt dışına çıkarılması yasak olan bir varlık aslında ama 19'uncu yüzyılın sonlarına doğru İngiltere'ye, oradan da Güney Afrika'ya, Yeni Zelenda'ya, çeşitli ülkelere götürüldüğünü biliyoruz. Hâl böyle olunca Türkiye'nin pazar payı düşüyor, pazar payı düşünce kıl keçisi ile tiftik keçisinin melezlenmesi gündeme geliyor ve böyle olunca hem tiftik kalitesi düşüyor hem de bir bakıma, onun değeri düşmüş oluyor aslında. Tabii ki sosyolojik gerçeklikler, köylerden şehirlere göç; bunlar da nüfusun azalmasındaki önemli etmenler arasında yerini alıyor.

Peki "Bu nazik değerin korunması adına bugüne kadar devlet neler yaptı ve neler yapacak?" sorusunu sorduğumuzda verecek güzel cevaplarımız var. AK PARTİ hükûmetleri döneminde, 2005 yılında Tarım Bakanlığı uhdesinde koruma faaliyetleri başlıyor çünkü nüfusu o kadar düşmüştü ki korunması gereken bir değer hâlini almıştı keçiler. 2006 yılında Halk Elinde Islah Projesi başlıyor. 2009 yılıyla birlikte de destekler başlıyor. Oğlak desteği veriliyor 2009 yılında 10 lira, anaç keçide 9, tali tiftikteyse 7 lira. 2019 yılına geldiğimizde bu desteklerin oğlak için 30, anaç keçi için 28, tali tiftik için de 20 lira seviyesine geldiğini görüyoruz. Yani "Devlet ne yaptı?" sorusunu sorduğumuzda vereceğimiz cevaplar var:

1) Irkı korumaya aldı.

2) Daha önceden destek verilmezken destek vermeye başladı.

3) Bu desteği yıllar içinde yüzde 300 nispetinde artırdı.

Dolayısıyla "Hayvancılığa destek yok." eleştirisinin ben açıkçası çok adil bir argüman olmadığı kaanatindeyim çünkü burada veriler her birimizin elinde. Tabii, biz bu desteklerin etki analizlerini de inceledik, bu noktada akademik çalışmaları da inceledik. Bu akademik çalışmalar bize şunu gösteriyor: Keçinin yaşaması, yarına kalabilmesi açısından bu destekler hayati rol oynamış. Son on bir yılda sağlanan desteklerle tiftik keçisi yüzde 64'lük bir artış sağlayarak 241 bin başa kadar gelmiş. Tabii, bunlar bizim için yeterli değil, bunun ekonomik değere dönüştürülmesi açısından popülasyonun hızlı bir şekilde artırılması lazım. Bu bağlamda, Ankara Tiftik Keçisi Yetiştiriciliğini Geliştirme Projesi'yle, teke dağıtımı gerçekleştirdik. Çünkü hızlı bir şekilde popülasyonun kaliteli liflerden oluşan tekeler marifetiyle artırılmasını amaçlıyoruz. Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli Güdül'deki bu etkinliğe katıldı. Ben açıkçası Bakan düzeyindeki bir katılımın böyle bir etkinlikte olmasını çok önemli buluyorum. Zira, bu, açıkçası AK PARTİ hükûmetlerinin hayvancılığa verdiği değeri somutlayan örneklerden biridir. Tabii, sadece teke dağıtımıyla kalınmadı. 5 Kasım 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı'yla anaç koyun-keçi desteğine ek olarak hayvan başına 20 lira destek verileceği müjdesini de ben buradan hemşehrilerimizle paylaşmak istiyorum. Biz bu ülkenin gençleri olarak sadece dijitalleşmeyi ve uzayı takip etmiyor, bizim asıl hayat membamız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - ...asıl emek sahiplerini gözeten tarım ve hayvancılık politikalarının da takipçisi olduğumuzu bir kere daha buradan belirtmek istiyorum. Kendine has bir tavrı olan, özgünlüğünü koruyan Ankara keçileri beni çok heyecanlandıran bir başlık, umarım sizleri de heyecanlandırmıştır.

Ben, bu bağlamda, çiftçinin ve üreticinin her zaman yanında olan Sayın Cumhurbaşkanımıza, bizim üreticilerden getirdiğimiz her türlü talebi dikkatle dinleyen Tarım ve Orman Bakanımıza, Hayvancılık Genel Müdürümüze, Ankara Valiliğine, İl Tarım ve Orman Müdürümüze, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreterimize teşekkür ederken en büyük teşekkürü de emek emek o hayvanları büyüten ve gözeten yetiştiricimize ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)