| Konu: | Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 15.10.2020 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Konuşacağım konu şu: Türkiye ve dünya gündemini yoğun bir şekilde ilgilendiren Enis Berberoğlu hakkındaki davada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin yapmış olduğu usuli hataları sizlere tek tek yani bir ilkokul öğrencisinin veya sıradan bir insanın, hukuku bilmeyen bir insanın anlayabileceği şekilde tane tane anlatacağım arkadaşlar.
Şimdi konu şu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin ek kararının birinci paragrafında diyor ki: "Mahkememizin 14/6/2017 tarihli, 2016/205 esas, 2017/97 sayılı Kararıyla hükümlü Kadri Enis Berberoğlu hakkında verilen yirmi beş yıl hapis cezasına karşı istinaf yoluna başvurulmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmişti." Doğru, ilk kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yirmi beş yıl ceza veriyor. Yirmi beş yıl ceza verdikten sonra bu karara Enis Berberoğlu itiraz ediyor, istinaf mahkemesine yani İstanbul Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi gidiyor. 2. Ceza Dairesi dosya numarası 2017/275 esas, 2018/287 Karar'la diyor ki: "Ey İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, senin verdiğin bu karar yanlıştır. Ben senin bu kararını bozuyorum, ortadan kaldırıyorum, yirmi beş yıl ceza vermiyorum, senin verdiğin bu kararı ben iptal ediyorum." İptal ettikten sonra, kaldırdıktan sonra beş yıl on ay hapis cezası veriyor, beş yıl on ay.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yargılama yapamaz.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bunun üzerine istinafın kararına Sayın Berberoğlu itiraz ediyor, 16. Ceza Dairesine geliyor. 16. Ceza Dairesine gelince de 16. Ceza Dairesi diyor ki: "Evet, İstanbul 2. Ceza Dairesinin yani istinaf mahkemesinin verdiği karar beş yıl on ayı ben onaylıyorum." Bu karar bu şekilde onaylandıktan sonra kesinleşiyor. Enis Berberoğlu, bu karara karşı, bireysel başvuru hakkını kullanarak Anayasa Mahkemesine gidiyor. Anayasa Mahkemesi de "Evet, bu, istinaf mahkemesinin verdiği karar: 1) Anayasa'nın 19'uncu maddesi, kişi güvenliğini ihlal etmiştir. 2) Anayasa'nın 67'nci maddesindeki siyasi faaliyette bulunma hakkı ihlal edilmiştir." diyor, kararı bozuyor.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Karar bozulmaz.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bozduktan sonra şimdi bu kararın geleceği yer neresidir? Bunu, bu kararı ne yapmak lazım? Bu sefer Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Bu karar hukuka aykırıdır." Bu kararın, aykırı olması nedeniyle, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Hakkında Kanun'un 50'nci maddesine göre bu cezayı veren mahkemeye gönderilmesi gerekir iken bu karar 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderiliyor. Diyeceksiniz: "Mahmut Tanal, peki, bu kararın niye istinaf mahkemesine gitmesi lazım?" Bana laf atacağınıza, hukukçuyuz diye geçinirsiniz... Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 304'üncü maddesinin (2)'nci fıkrasının (b) bendi diyor ki: "Hukuka aykırılık kararını veren yere gönderir."
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Aynen öyle.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bu kararın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine değil, bu ceza kararının beş yıl on ay veren, istinaf mahkemesi olan 2. Ceza Dairesine gönderilmesi gerekir idi.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Bravo, doğru.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Buna gönderilmemesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin yaptığı bu usuli hata bir yetki gasbıdır, bir görev gasbıdır. Bu karar yok hükmündedir, bu kararın hiçbir geçerliliği yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Burada yapılması gereken -şu anda bu dosya 15. Ağır Ceza Mahkemesinde- Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 304'üncü maddesinin (2)'nci fıkrası uyarınca, Anayasa'mızın 40'ıncı maddesi uyarınca yetkili, görevli olan yer istinaf mahkemesi olan 2. Ceza Dairesine gönderilip kararı orasının vermesi gerekir. Aksi takdirde vicdanlar yaralanmış olur, yargı itibar kaybetmiş olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Hiçbir kurum ve kuruluşun yargımızı itibarsızlaştırmaya hakkı yoktur. Kendi siyasi ikballeri uğruna, hukuku bir tarafa bırakıp siyasi karar veremez; vermemelidir, kaçınmalıdır bundan. Yani, burada hepimizin sığınabileceği liman hukuk limanıdır değerli arkadaşlar. Hukuk limanı dışında, hiçbirimizin sığınacağı başka bir yer yoktur. Onun için ben -AK PARTİ Grup Başkan Vekili arkadaşımız hukukçu bir arkadaşımızdır, deneyimli bir arkadaşımızdır- sizden istirham ediyorum: Lütfen 304'üncü maddeye bakın, Yargıtayda bozulan kararlarla ilgili... Kanun koyucu burada Parlamento. 304'üncü maddenin gerekçesini bu Parlamento koymuş ama ne yapıyoruz? Yani 14. Ağır Ceza Mahkemesi ne yapabilirdi? Görevli ve yetkili olmayan bir mahkemenin verdiği karar yok hükmündedir. O yok hükmünde kararın... Bir an önce Meclis Başkanının harekete geçip Enis Berberoğlu'nun milletvekili sıralarında, milletvekilliği görevini ifa etmesi gerekiyor.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)