GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:118
Tarih:28.07.2020

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, yasanın yapılış tarihine ve zamanlamasına bakarsak hangi nedenle yaptığınızı sizler de çok iyi biliyorsunuz. Türkiye, sonuç itibarıyla Anayasa değişikliğinden sonra rejimi, Parlamenter rejim olmaktan çıktı ve bütün uluslararası derecelendirme kuruluşlarına göre de hızla demokrasiden uzaklaşıyor. En son Almanya merkezli bir vakfın yaptığı incelemeye göre de eksik demokrasiden ılımlı otokrasiye geçmiş durumdayız. 10 üzerinden puanımız 4,9 ve dünyada 77'inci sıradayız. Böyle bir gidişatınız var.

Yine, Yargı Bağımsızlığı Endeksi'nde, 128 ülke arasında 107'nci sıradayız ve Basın ve İfade Özgürlüğü Endeksi'nde de 180 ülke arasında 154'üncüyüz. Yani iktidarınız döneminde Türkiye böyle bir Türkiye hâline dönüştü. Dolayısıyla artık bu yasalara ihtiyacınız var. Ilımlı otokraside liderliğin hayatta kalabilmesi baskıyla ancak mümkün, yasaklamayla mümkün. Şimdi, bunları yapmaya çalışıyorsunuz. Dolayısıyla bu dönemle karşılaştırdığımızda aslında çok şaşmamak lazım. Çünkü kontrol edemediğiniz bir sosyal medya alanı var, o sosyal medya alanını da bu şekilde kontrol etmeye çalışıyorsunuz.

Biraz önce, yakında yayınlanacak bir kamuoyu araştırmasına baktım. Yurttaşlarımızın şu anda bile yüzde 50'si -bu yasa çıkmadan- sosyal medyada kendilerini özgür hissetmiyorlar zaten, şu anda. Yine, yurttaşlarımızın yüzde 50'si gelecek bu yasayı doğru bulmadığını ifade ediyor ve yurttaşlarımızın yüzde 77'si de medyaya güvenmiyor. O nedenle sosyal medya var, o nedenle mesela şimdi MST TV var. Neden var? Bakın, bizim gibi muhalifleri verdiğiniz talimatlarla o zaman merkez medya olan, şimdi yandaş medya olan oralara çıkartmıyorsunuz. Merkezlerinizden bizim siyasi partimiz bakımından bile, CHP bakımından bile kimler çıkmayacak listesini gönderiyorsunuz, kimler çıkmayacak televizyonlara. O listelerin başında bizler varız.

SALİH CORA (Trabzon) - CNN'i boykot eden sizsiniz, medyayı boykot eden sizsiniz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - CNN'e bak CNN'e.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Böyle ağır bir baskı ortamı var ve baskı ortamında bu yasaları getirmeye çalışıyorsunuz.

SALİH CORA (Trabzon) - Televizyona çıkanları ihraç ediyorsunuz. Yasaklayan sizsiniz.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - 2 kişiyi ihraç ettiniz ya.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Dolayısıyla değerli arkadaşlar, bu yasalar, sizin baskıcı zihniyetinizin yasaklara karşı olmaktan yasakçı noktaya gelişinizi de çok açık bir biçimde ortaya koyuyor. Yoksa, bekçi yasası, çoklu baro yasası, bu yasa inşa etmeye çalıştığınız, örmeye çalıştığınız yeni rejimin kodlarıdır. Bu şekilde yeni bir koda doğru hızla gidiyorsunuz.

Bakın, elimde... Bu Parlamentoya güven de yok. Neden yok bakın: Ben, bu Parlamentonun üyesi olarak geçen dönem, İsmail Kahraman döneminde bir komisyon kurulmasını istemişim, çocuk istismarına karşı bir komisyon kurulmasını istemişim, kendisinin inisiyatif kullanarak. Ki örnekleri var, kurulmuş. Örneklerini de göstermişim. Reddetmiş. Reddettiği haber olmuş, bu istismara ilişkin bir komisyon kurmaması haber olmuş. Ne yapmış bu Meclis Başkanlığı biliyor musunuz? Mahkemeye başvurmuş, mahkemeden soru önergesinin, komisyon kurma önergesinin linklerine erişim engeli getirmiş, bu Parlamento getirmiş. Bakın, hiçbir hakaret yok içerisinde, kararı burada. Benim Başkanlığa verdiğim 1,5 sayfa dilekçeye ulaşamıyorsunuz, hâlen yasak var. Anayasa Mahkemesine gitmişim, Anayasa Mahkemesinde var. Bu Parlamentoya güven de yok. Bakın, bizim verdiğimiz, İç Tüzük'e göre verdiğimiz belgelere ulaşılamıyor.

Dolayısıyla bu ağır ortam içerisinde bu yasaları getirmeye çalışıyorsunuz. Bakın, YouTube'la ilgili yasaklama kararı verdiniz, bizler gittik; ben gittim, Mahmut Tanal gitti, başka başvurucular gitti, Anayasa Mahkemesinden karar çıkarttık. Twitter'ı yasakladınız; ben gittim, Profesör Doktor Yaman Akdeniz gitti, Kerem Altıparmak gitti, kararı çıkarttık. Şimdi, bu karar burada ama arkadaşlarınız bunu çok iyi bildiği hâlde bunu tahrif ediyorlar. Ne oldu, niye bu karar çıktı biliyor musunuz? 30 Mart 2014 seçimlerinden önce Twitter'ı kapattınız, yerel seçimlerden önce. İdare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. "Evet, otuz gündür uyma süresi, otuzuncu günde ben uyarım." dedi. Anayasa Mahkemesi "Neden bir günde sen bu karara uymuyorsun, yasağı kaldırmıyorsun?" diye idare mahkemesindeki başvuru yollarını etkisiz saydı ve kararı verdi. Ne diyor şimdi arkadaşlarınız? Diyorlar ki: "Efendim, o dairenin, o bölümün başkanı zaten FETÖ'cüydü, atıldı. Dolayısıyla karar da o şekilde çıktı."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ya, şimdi, burada 5 üye var; bunlar da FETÖ'cü mü? Bu Parlamento atamış ve hâlen görev yapıyorlar. Serdar Özgüldür, Osman Alifeyyaz Paksüt, Celal Mümtaz Akıncı, Emin Kuz; bunların 3'ü Anayasa Mahkemesinde çalışıyor, birisi Başkan Vekili. Çıksın bu arkadaşımız, burada beyanda bulunsun. Onlar bu kararı vermişler. Tümü mü bunların FETÖ'cü? Eğer FETÖ'cüyse neden orada görev yapıyorlar? Kaldı ki Alparslan Altan'ın nasıl göreve getirildiğini biliyoruz. Anayasa Mahkemesinde raportördü, raportörün üye olması mümkün değildi; bir günde bir kararnameyle, hükûmetleriniz tarafından yüksek bürokrat hâline dönüştürülmedi mi? Denizcilik Müsteşarlığında Müsteşar Yardımcısı yapıldı, tam bir gün çalıştıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyesi oldu. Bakın, bunları söylerken size döneceğini hesaplayın. O zaman atamayı yapan kim? O atamaları yapan kim? Kaldı ki Alparslan Altan'ın kendisini savunma imkânı yok, hapiste. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuş -tam 34 sayfa- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargılama sürecinin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiş; böyle bir şey.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayınız.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, Almanya'yla karşılaştırarak, Fransa'yla karşılaştırarak bu işleri yapamazsınız. Türkiye'de yargı yok, yargı; yargının Karayolları Genel Müdürlüğünden farkı kalmamış. Yargı yok; bağımsız yargı yok, tarafsız yargı yok. Kendinize benzettiniz o kurumları da, kendi kötü gidişatınıza benzettiniz. Dolayısıyla "Efendim, Almanya'da bu yasa var, o yüzden de biz aynısını aldık, getirdik, Fransa'da bu var." diyemezsiniz. Orada bağımsız kurumlar var, bağımsız yargı var. Ben size somut örnekler veriyorum. Dolayısıyla bu yasa sizin gidişatınızı hızlandıracaktır. Dünyadaki bütün otoriter yönetimler, bu şekilde, gidişlerine yakın zamanda bu tür yasaları çıkarmışlardır. Bakın, gençler bizler "Eğer siz bizi yasaklarsanız vallahi kapıdan girmezsek pencereden gireriz, pencereden girmezsek bacadan gireriz ve sizin gidişatınızı hızlandırırız..."

Çok teşekkür ediyorum ve hepinize sağlıklar diliyorum.

Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)