| Konu: | 22 Temmuzda Sakarya ili Pamukova ilçesinde meydana gelen tren kazasının 16'ncı yıl dönümü vesilesiyle kazada hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dilediğine, Çorlu tren kazası davasının bir kez daha ertelenmesini kınadığına ve Çorlu tren kazasının sorumlularına verilecek cezalarla bundan sonraki kazaların önüne geçilebileceğine, Türk Tarih Kurumu Başkanı Ahmet Yaramış'ın istifa ettiği haberine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından Tele 1 kanalına verilen beş günlük ekran karartma cezasına ilişkin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesini takdirle karşıladıklarına, Bitlis ili şehir merkezinde kentsel dönüşüm çerçevesinde esnafın ve 1 Temmuz itibarıyla sarma sigara satışının yasaklanmasıyla Bitlisli tütün üreticilerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 22.07.2020 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 22 Temmuz 2004 günü Sakarya'nın Pamukova ilçesinde meydana gelen feci tren kazasının 16'ncı yıl dönümündeyiz bugün. Ankara-İstanbul arasında hızlandırılmış tren seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı tren aşırı hız nedeniyle raydan çıkarak 41 kişinin ölümüne, 89 kişinin de yaralanmasına sebep oldu. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Bu vesileyle, adalet arayışlarını iki yıl geçmesine rağmen hâlâ sürdüren... Çorlu tren faciası davasının üstünü kapatma ve oyalama çabalarını da bir kez daha şiddetle kınıyorum. Adalet önünde sorumlulara verilecek cezalarla bundan sonraki tren kazalarının önüne bir nebze de olsa geçilebileceğini hatırlatmak istiyorum.
Evet, Türk Tarih Kurumu Başkanı Ahmet Yaramış'ın istifa ettiği haberini bugün öğrendik biz. Yaramış'ın bugüne kadar tepki çeken açıklamalarına şahit olmuştuk. Ben daha önce şu soruyu sormuştum, tekrar soruyorum: Türk Tarih Kurumunun Başkanı Yaramış bugüne kadar ne işe yaramış? (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bir vazifeyle buraya gelmiş, vazifesini de idrak ediyor. Ona "Bunları ifade edeceksin." diye vazife verilmiş. O, vazifesini idrak etmiş sorumlu bir memur aslında. Vazifeyi verenlerle beraber değerlendirmek lazım onun bu ifadelerini. Gelinen noktada, vazifesini yaptığını, toplumun nabzını ölçmek için birileri tarafından birtakım sözler sarf ettirildiğini gördük. Göreceğiz bakalım, hayırlı olsun, bundan sonraki aşamada gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
RTÜK'ün Tele 1'e verdiği beş günlük ekran karartma cezasına ilişkin kanalın avukatları tarafından açılan davada Ankara 4. İdare Mahkemesi cezanın doğrudan basın özgürlüğü ve yurttaşların haber alma hakkına müdahale niteliğinde olduğuna hükmetmiş. Mahkeme, cezanın yürütülmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar vermiş. Bu kararı son derece haklı ve doğru buluyoruz. Yargının bu baskı ortamında böylesine adaletli bir karar vermesini ise takdirle karşılıyoruz.
Bir de Türkiye'de yeni bir sorun var, TÜVTÜRK'ün araç muayene istasyonları. Araç muayene ücretlerine 2018 yılına göre yüzde 51 zam yapmış. Bu araç muayene istasyonlarının sahibi kim? Ferit Şahenk, Doğuş Holding. İki yılda Türkiye'de yüzde 51'lik bir enflasyon var mı? Yok. Bana göre var ama size göre yok. Eğer yoksa, buna nasıl yüzde 51 zam yaptı? Varsa, niye gerçek enflasyon rakamını saklıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - "Hayır, böyle bir enflasyon oranı yok." diyorsanız bu Doğuş Holding'i kayırma, vatandaşa da eziyet etme anlamına gelen fiyat artışını çıkıp izah etmek zorundasınız. TÜVTÜRK'ün bu fahiş artışı hangi rakama veya hangi ekonomik veriyi göz önüne alarak yaptığını biz anlayamadık, siz anlarsanız bize de anlatın. Bunun adı -bir tek adı var- bunun ismi düpedüz soygundur. Milyonlarca işçinin, memurun, emeklinin aldığı ücretler yıllık enflasyon kadar arttırılırken -yüzde 4'ler, 5'ler arttırıldı- TÜVTÜRK'ün iki yılda yüzde 51 oranında yaptığı zam kabul edilemez. O yüzden buradan sormak istiyorum: Vatandaşın cebinden alıp size yakın holdinglere para kazandırmaktan bıkmadınız mı? Buna daha ne kadar devam edeceksiniz?
Sayın Başkan, son olarak Bitlis'ten söz etmek istiyorum. Bitlis şehir merkezinde kentsel dönüşüm çerçevesinde, kenti doğal dokusuna kavuşturmak amacıyla yüzlerce iş yeri yıkılacak. Ancak yıkılacak iş yerlerine; konumu, işleyişi ve faal olmasına göre değil, binanın yapısı, yaşı gibi şartlara göre değer biçilmesi ve buna göre yıkılacak olması birçok esnafı, iş yeri sahibini şimdiden mağdur etmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Esnaflara alternatif iş yeri yapılmadı ve yüzlerce esnaf vakıflar, belediye gibi resmî kurumların kiracıları. Bu dükkânları kiralarken de hava parası gibi birçok para ödediler bunlar. Büyük tadilat yaptırdılar. Şimdi âdeta sahipsiz bırakıldılar. Alternatif iş yeri sunulmayan yaklaşık 600 Bitlisli esnafın iş yeri yıkılacak ve daha da acısı, Bitlis'ten başka yerlere göç etmek zorunda kalacaklar.
Bitlislilerin en önemli sıkıntılarından biri de şu: TEKEL'in özelleştirilmesiyle yaklaşık 17 bin 500 tütün ekicisi aile, âdeta ekmek almaya muhtaç hâle gelmiştir. Ancak üreticilerimizin büyük bir kısmı, içimlik tütün ekip piyasada satıyorlardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - 1 Temmuzda gelen yasak uygulamasıyla, Adıyaman'da olduğu gibi Bitlis'te de tütün ekicileri daha da zor durumda bırakıldı. İzinle tütün ekilebileceği söylense de Bitlisli tütüncü, kendileriyle sözleşme yapılarak ekim yapılabileceği önerisi getiriyor ancak bu da mümkün olmayınca ekmeğe muhtaç olan tütün ekicileri de şehirlerini terk etmek ve göç etmek zorunda kalacaklar. Bu konularda Bitlis'in sesinin duyulmasını ve onlara yardım elinin uzatılmasını istiyorlar.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.