GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 222 sıra sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan teklif, AKP'nin ele geçiremediği ender yerlerden biri olan baroları bölme projesidir. Bu bölme projesini 2013 yılında FETÖ Mecliste denemiş, o zaman da muhalefetin direnmesi üzerine teklif geri çekilmişti. Şimdi, soruyoruz, o dönemde teklif kabul edilseydi ne olacaktı? Şimdi, neden bu FETÖ projesi tekrar getirilmek isteniyor?

Sayın milletvekilleri, Anayasa'nın 135'inci maddesinde bu kurumlar kamu tüzel kişiliği olan yerler olarak yer alır; valilikler gibi, kaymakamlıklar gibi barolar da kamu tüzel kişiliği olan yerlerdir. Bir ilde 2 vali olamayacağı gibi 2 tane baro da olmaz, olamaz. Her şeye "tek" diyen, "Çift başlılığı engellemek istiyoruz." diyerek bu ucube hükûmet sistemini getiren iktidar, şimdi "Çoklu baro." diyor. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ama çoklu baro; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

Değerli milletvekilleri, bu teklif, sadece avukatların ve baroların değil, bütünüyle halkın zararına olacaktır. Bugün, Türkiye'de hâkimler ve savcılar Hükûmete bağımlı hâle getirilmiştir. Bağımsız karar alan hâkim ve savcılar meslekten ihraç edilme ya da sürgüne gönderilme tehdidini yaşamaktadır. Şimdi de yargının kurucu unsuru olan savunmayı yanına çekmeyi planlayan iktidar, yargıyı tamamen siyasallaştırıp "böl, parçala, yönet" hesabı yapmaktadır. Hâkimler ve savcıları kendisine bağlamış olan Hükûmet avukatları da kendisine bağlarsa halkın devlet kurumlarıyla mahkemelik olduğu durumlarda mahkemeden adaletli kararların çıkması mümkün olmayacaktır. Barolar bölününce siyasal yakınlıklarına göre yeni barolar kurulacaktır. Dolayısıyla AKP'li bir barodan atanacak sorumlu avukat, örneğin, Cumhurbaşkanına hakaret davasında sanığın avukatlığını nasıl bağımsız bir şekilde yapabilecektir? Ya da Hükûmete yakın baroların gönderdiği bir avukat ifade alma sırasında olası bir zorlama veya işkence karşısında nasıl hareket edebilecektir?

Sayın milletvekilleri, avukatların sadece cübbesi vardır. Bu cübbeye düğme takamayacağınız gibi, bir partinin siyasi rozetini de takamazsınız. Avukatların kime yakın olduğunu duruşma esnasında bilemezsiniz. Mahkemenin, duruşma esnasında devlet kurumlarına karşı savunma yapan avukatların siyasal kimliğini ve aidiyetlerini bilmemesi gerekir çünkü hâkim ve savcılar bundan etkilenecektir. En kötüsü de iktidar güdümündeki yandaş barodan gelmiş bir avukatın hâkimi, savcıyı etkilemesidir ve vatandaşın hakkını savunabilmesi gibi bir durum olmayacaktır.

Sayın milletvekilleri, yapısıyla oynanan, siyasallaştırılıp bölünmeye çalışılan adalet ve savunma elbet bir gün herkese lazım olacaktır. Bu nedenle "adalet" "yargı" "savunma" gibi kavramlara zarar vermek herkese, her kesime ve devlete zarar vermektedir çünkü adalet sistemi, ülke ekonomisi başta olmak üzere toplumun her kesimini doğrudan ilgilendirmektedir. Metropoll araştırma şirketinin geçen ocak ayında yaptığı kamuoyu yoklamasında "Kurumlara Güven" başlığında çıkan sonuçlar yargıya güven konusunda yeteri kadar fikir vermektedir. Ankete katılanlardan yüzde 54,3'ü mahkemelere güvenmediğini söylerken güvendiğini belirtenlerin oranı sadece yüzde 41'de kalmıştır. AKP, zaten güvenilmeyen yargıyı daha da güvensiz, daha taraflı ve daha bölünmüş hâle getirmeye çalışmaktadır.

Değerli milletvekilleri, "Aklı öldürürsen ahlak da ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür." Bunu ben demiyorum. Bunu altı asır önce, bugün rahmetle andığımız Ayasofya'yı kılıç hakkı olarak alan, İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han söylüyor ve altı asır önce söylüyor.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)