GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, yani şimdi biz burada "Türkiye'de insan hakları ihlalleri yok" desek yok mu olacak veya "dünyanın hiçbir ülkesinde insan hakları ihlal edilmiyor" desek olmayacak mı? Kronik bir sorun var Çin'de. Uygur Türkleri, sonuç itibarıyla Çin'de sistematik bir biçimde asimilasyona tabi tutuluyorlar, asimilasyona. Yine sistematik bir biçimde de ayrımcılığa tabi tutuluyorlar. Buna ilişkin olarak da birçok belge var, birçok uluslararası gözlem kuruluşunun raporları var. Girerseniz "Google"a önünüzde çıkar, ne kadar itibar edersiniz onu bilmiyorum ama önünüze çıkar. Sorun şurada: Devletlerin, insan hakları politikalarını dış politikaya kurban etmeleri. Bizim açımızdan da mesele bu, Türkiye açısından da mesele bu. Türkiye, dünyanın her tarafında, yanı başımızda yurttaşlarımızın soydaşlarıyla ilgili tutum alıyoruz ama sonuçta başka bir nedenle Çin'le ilgili bu iddialar konusunda da bir kelime bir şey etmiyoruz. Eğer yoksa olmadığını araştıralım, varsa önlenmesi için çalışalım ve dolayısıyla da araçlaştırmayalım. Bunu yapalım ama bunu yapamıyoruz, yapmıyorsunuz ve yani riyakâr davranıyorsunuz, yani kelimenin en hafif tabiriyle riyakâr davranıyorsunuz.

Toplama kampları var yansıyan, bu toplama kamplarına "mesleki eğitim kampları" deniyor. Gerçekten de öyle midir, değil midir? Birçok belge var, birçok tanıklık var bununla ilgili olarak ama sizlerden bir tek kelime bir şey çıkmıyor. Yani burada insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak bir politika yapmak istemiyorum ama bunu da görün, dünyanın bu tarafını da görün. Bakın, Bulgaristan'da görüyorsunuz, Suriye'de görüyorsunuz, Yunanistan'da görüyorsunuz, Irak'ta görüyorsunuz, neden Çin'dekini görmüyorsunuz? Neden görmüyorsunuz? Neden bir tek kelime bir şey söylemiyorsunuz?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Görüyoruz.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Onu da görüyoruz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bunları araştıralım.

Bakın, Genel Başkanımız 2013 yılında Çin ziyaretinde bizzat bölgeye giderek durumu yerinde inceledi. O zamandan beri de biz takip ediyoruz ama sizlerden ses çıkmıyor.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır efendim, lütfen konuşmacımızı dinleyin.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bizim itirazımız bu riyakârlığınıza.

Evet, Türkiye'de de Uygur Türkleri ayrımcılığa tabii tutuluyor. Benim seçim bölgem İstanbul 2'nci bölge, Zeytinburnu'nda paralı olanlara vatandaşlık var, yoksul olanlara yok. Yok.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Hiç alakası yok.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hiç alakası yok, uydurma. Ben de 2'nci bölge milletvekiliyim, hiç alakası yok.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Yani suistimale şimdi onlardan mı başladınız? Ne alakası var ya, şartları uyuyorsa herkes geçiyor.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Evet, burada da aynı süreye...

BAŞKAN - Bir dakika Sayın Sezgin, bir dakika...

Sayın milletvekilleri, laf atınca süreyi uzatıyorsunuz, bekleyin arkadaşlar. En önde oturup laf atıyorsunuz ya!

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Başkan, ama tahammül edemiyoruz! Bu kadar da yalan söylenmez ki! Yalanda da bir ölçü olur yani!

BAŞKAN - Ya, sizin arkadaşınız konuşacak şimdi.

Buyurun Sayın Tanrıkulu...

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Neyse yani bu Uygur Türkleri meselesi büyük mesele.

Sayın Başkan, bir sözüm de size, kusura bakmayın ama yani bu defterikebir Türkiye Cumhuriyeti devletinin sadece Türk kökenli yurttaşları için olmasın, bu defterikebir bu cumhuriyetin etnik kökeni ne olursa olsun bütün yurttaşları için olsun. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Evet, dolayısıyla, bu cumhuriyetin yurttaşları nerede kötü muamele görüyorsa onun peşinde olalım.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Hainler hariç, vatana ihanet edenler hariç.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Yarın 11 Temmuz Srebrenitsa katliamının 25'inci yılı. Üç yıl önce oradaydım, büyük bir travma yaşadım değerli arkadaşlar, çok ölüm gördüm ama büyük bir travma yaşadım: Hayatımın en hafif tabutunu taşıdım. Sadece 2-3 tane kemik vardı. O katliamda ölenleri de burada bir kez daha saygıyla anıyorum ve dünyanın neresinde olursa olsun bütün katliamlara karşı çıkalım diyorum.

Yine, yirmi dokuz yıl önce çok sevgili dostum Vedat Aydın kaçırılarak katledilmişti ve yakın tarihimizin bir dönüm noktasıydı. Yine, bugünlerde onun mezarını Maden'deki Kimsesizler Mezarlığı'ndan çıkarmıştım fethikabre katılmıştım ve otopsiye katılmıştım. Onu da bir kez daha rahmetle anıyorum.

Yine Ali İsmail Korkmaz da bugün öldürülmüştü tekmelenerek. "Vurmayın, ölüyorum." demişti. Onun da anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Ve son söz olarak da, insanları yaşatamıyoruz bari dağ keçilerini yaşatalım. Onlar için ortaklaşalım ve dağ keçilerini öldürmeyelim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)