| Konu: | İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun görüşülmekte olan 222 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 09.07.2020 |
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002 yılında Yozgat Baro Başkanı olduğum dönem içerisinde, İstanbul'da yapılan Barolar Birliği toplantısında hatırlarsanız -rahmetlik oldu- Özdemir Özok'un "İmam-hatipli bir Başbakanı içime sindiremiyorum." gibi bir sözü olmuştu. Onun üzerine de İstanbul'da -Sezgin Bey de hatırlarlar, o zaman 76 Baro Başkanı vardı- 76 Baro Başkanı içerisinde, ben kendim de bir imam-hatip lisesi mezunu olduğumu, imam-hatip liselerinin de Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bir okul olduğunu, denetiminin devlet tarafından yapılan bir okul olduğunu, böyle bir sözün de -özellikle Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yapmış ve hukukçu olanlar arasında böyle bir konuşmanın, bilakis de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
YUSUF BAŞER (Yozgat) - ...avukatlığı savunan, hukuku savunan insanlara- yakışmayacağını ve bu sözü de kınadığımı -o zaman 37 yaşında genç bir avukattım- o dönem içerisinde ben haykırdım.
İki, yine o dönem içerisinde Barolar Birliği toplantısında... Kendisi de iyi bilir, ben inandığım değerler uğrunda sonuna kadar mücadele eden bir arkadaşınızım. Benim için inançlar ve idealler önemlidir ve onunla ilgili olarak da sonuna kadar mücadele eden birisiyim. İnandığım neyse, bana zarar vermiş olsa bile pire için yorgan yakar mısınız? Ben yakarım.
Yine hatırlar arkadaş, o dönem içerisinde biz Diyarbakır'da toplantılar yaptık ve o toplantılarda da duygu ve düşüncelerimi sonuna kadar savunan bir arkadaşım. O noktada, benim hayatımın her alanına bakabilirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Şimdi, bir hayat hikâyesi değil de...
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Başkanım, yani...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Yani küçümsenecek bir şey değil Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Ben o noktada pire için yorgan yakan birisiyim. İnançlarım ve ideallerim benim için her şeyden değerlidir. Benim kitabımda korkmak diye bir şey yoktur. Gerekirse bu canı, bu inanç ve değerler için seve seve verecek bir arkadaşınızım. 15 Temmuz hain darbe girişiminde de işte burada eşim ve çocuklarımla beraber bu Meclisin altında bulunan birisiyim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Demokrasiden bahsedenlerin, özgürlükten bahsedenlerin öncelikle aynaya bakmaları gerektiğini düşünüyorum. Aynaya baktığı zaman, korkakların kim olduğunu, gerçek kimliklerini kimlerin sakladığını cümle âlem biliyor, aziz milletimiz de biliyor.
Ben, bu vesileyle konuşmaları reddettiğimi söylüyor ve gerçekten beni yakinen tanıyan birisi olarak da böyle bir değerlendirmede bulunmasını da esefle karşıladığımı belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)