GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:109
Tarih:08.07.2020

AHMET ŞIK (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kaldığım yerden devam ediyorum. Hukukçular bilir, engizisyon çağında Almanya'nın Vestfalya bölgesinde ortaya çıkan yargılama pratiğine "Feme" ya da "Vehm" mahkemeleri denir. Sadece politik düşmanların tespit edilip ortadan kaldırılması işlevi gören bu mahkemelerin dayandığı herhangi bir yasal yetki yoktur. Kutsal Roma Germen hükümdarından aldıkları yetkiyle çalıştıklarını savunan bu mahkemelerin gizlice toplanarak karar alan yargıçları ise dönemin "yerli ve millî" tanımına uygun olarak sadece iktidarın iyi vatandaş dediği ve safkan Almanlardan seçilirdi. Hâkim güce, iktidara, sisteme muhalif olanları "düşman" adı altında cezalandıran bu mahkemelerde sanıklar bulunmazdı. İdam dışında herhangi bir ceza hükmü olmayan mahkemenin, yokluğunda idam cezası verdiği kişi, evinin kapısına asılan kararı gördüğünde sıranın kendisine geldiğini anlardı. Siyasi muhaliflerin susturulması anlamında hukuk dışı dava ve kararlar için "Feme cinayetleri" denilmesi de bundandır. İstibdadın mutlaklaştığının en önemli kanıtı olan yargının, keyfî bir yönetimin doğrudan uzantısı hâline gelmesi, zulmün sopasına dönüştürülmesi, savunmanın suç hâline getirilmesi bile size yetmiyor. Rehber edindiği tarihsel geçmişin kötülüklerini Türkiye'de yargı mekanizmasının politik karakter yapısı hâline getiren istibdat rejiminin sahibi, yargının hukuk normlarına bağlı kalan tek bileşeni olan barolar yerine "Feme" baroları kurmak istiyor ama bilmelisiniz ki avukatlık mesleğinin hamurunda insan hakları vardır, yok etmeye çalıştığınız özgürlük ve bağımsızlık vardır. Bu yüzden direniyor avukatlar, yurttaşın savunma hakkı için direniyorlar, nefreti ve kini varlığının sınırlarını belirleyen ve sadakati buradan ölçenlere inat insan olma haysiyetleri zedelenmesin diye direniyorlar. Bu yapılacak düzenlemeden doğan tartışmada "Metin Feyzioğlu" adıyla karşımıza çıkan örnekte görüldüğü gibi güçlü olanın değil, haklı olanın yanında duruyor avukatlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Şık.

AHMET ŞIK (Devamla) - Birileri gibi güçlü olana söylemeye cesaret edemeyeceği sözleri güçlünün hedefindeki haklıya söylemeyi tercih etmiyorlar çünkü biliyorlar ki güçlü ile haklı arasındaki kavgada tercihini güçlüden yana kullananların en çok duyduğu sözcüktür "haysiyet" ve seçtiğiniz taraf ve güç sahibiyle kurduğunuz ilişki sizi haysiyet sahibi yapmaz.

Son olarak, anımsatmakta fayda var, iktidarı yitirdiğinde çok ağır bir hesap vermek zorunda olacağını bilen ve sınırsız güce sahip olduğunda hesap veremeyeceğini düşünenler bilsin ki kendilerinin hukuki güvencesi de bugünün hukuksuzluklarına karşı çıkan avukatlar, barolar ve demokrasiye inananlar olacaktır.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan...

AHMET ŞIK (Devamla) - Ben bir cümle bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun, söyleyin.

AHMET ŞIK (Devamla) - Biraz önce bir tartışma yaşandı her zaman olduğu gibi çünkü sadece kendi seslerini duymak isteyen bir iktidar pratiği var. Eleştirilerim ağır olabilir, siz buna saygı göstermek zorundasınız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ERKAN AKÇAY (Manisa) - "Terbiyesiz" diyorsun ya!

AHMET ŞIK (Devamla) - Bir dakika bir bitireyim, lütfen yani. Burada en çok konuşma hakkına sahip olan bir çoğunluğa sahip olduğunuz gibi, Grup Başkan Vekili olarak da istediğiniz zaman söz üretebiliyorsunuz ama bu da yetmiyor, Bülent Bey oradan cır cır, cır cır, tamam mı. Yani bakın... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

EROL KAVUNCU (Çorum) - Böyle bir üslup var mı Sayın Başkan!

AHMET ŞIK (Devamla) - İşte bakın, söylemeye çalış... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

EROL KAVUNCU (Çorum) - Haddini bil, haddini!

BAŞKAN - Beyler bir dakika, kendisini ifade etsin.

Buyurun.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Tahrik ediyor Genel Kurulu.

BAŞKAN - Bir dakika... Bir dakika...

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bir dakika, bir dinleyelim.

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

AHMET ŞIK (Devamla) - Bakın, söylemeye çalıştığım şey bu: Ben sizler gibi profesyonel siyasetçi değilim, olmamaya da kararlıyım, tamam mı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sadece sizi kastetmiyorum, sadece sizi kastetmiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ya, lütfen beni dinleyin!

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bir dakika durun, bakalım ne diyor ya!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sen oradan ne karışıyorsun?

AHMET ŞIK (Devamla) - Sayın Başkan, bu şartlarda bir şey söylemenin imkânı yok. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)