GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Srebrenitsa soykırımının 25'inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:109
Tarih:08.07.2020

REFİK ÖZEN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Srebrenitsa soykırımının 25'inci yıl dönümü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle dost, kardeş Bosna halkını, aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Yeniden seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Mustafa Şentop'a da tebriklerimi arz ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bosna Hersek, 1463'te -Fatih'in komutasındaki orduyla- Osmanlı topraklarına katılmış ve 1878'e kadar Osmanlı orada varlığını sürdürmüştür. Osmanlı'nın Bosna'ya getirdiği adalet ve dinî hoşgörü anlayışı, o zamana dek Boşnakların karşılaşmadığı derecedeydi. Bogomil mezhebindeki adalet, hoşgörü gibi öğretiler İslam dininde de karşılık bulunca İslam'ı benimsemeleri kolaylaşmıştı. Bosna Hristiyanlarına yakınlık gösteren Fatih, onları devlet kademesine ve önemli görevlere getirmişti. Bu süreçten sonra köylü ve soylu halkın çoğu kendiliğinden Müslüman olmuştu. Fetihle beraber Bosna'da Müslümanlık kademe kademe yayıldı, 16'ncı yüzyılın başlarına gelindiğinde ise Bosna'nın büyük çoğunluğu Müslüman olmuştu. Fatih'in 28 Mayıs 1463'te Bosnalı Fransisken ruhbanları için yayınladığı ferman, hem ilk insan hakları beyannamesi hüviyeti hem de bugüne ve bizlere de birer mesaj taşıması yönünden önemli olmakla birlikte, Boşnakların aslında Fatih'in bir emaneti olduğunun da bir göstergesidir. Fatih, bu fermanında "Ben ki Fatih Sultan Han'ım; bütün insanlar bilsin ki kendilerine bu padişah fermanı verilen Bosnalı Fransiskenler himayem altındadır. Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaktır. Yeri göğü yaratan Allah adına ve Kur'an adına ve Ulu Peygamberimiz adına ve 124 bin peygamber adına ve kuşandığım kılıç adına yemin ederim ki bu kişiler emrime itaat ettiği sürece bu yazılanlara hiç kimse uymazlık etmeyecektir." demiştir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, niçin böyle bir girizgâh yaptım? Bunun cevabını yiğit mücahit, Boşnakların efsane komutanı Naser Oriç veriyor. Naser Oriç şöyle diyordu: "Türk halkının, Boşnak halkıyla aynı duyguları paylaşması bizim için çok değerlidir. Biz Boşnağız ama Sırplar savaşta bize hep 'Türkler' diye hitap ediyordu. Kendi aralarında konuşurken de Sırplar bize 'Boşnak' değil hep 'Türk' diyordu." Bu sözler, aslında iki halk arasında beş yüz altmış yıl önce başlayan muhabbetin ve sevgi bağının, 11 Temmuzda yıl dönümünü anacağımız Srebrenitsa soykırımının niçin işlendiğinin de bir göstergesidir. 11 Temmuz 1995'de başlayan ve üç gün içerisinde en az 8.372 Boşnağın Srebrenitsa kentinde General Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp ordusu tarafından öldürülmesiyle devam eden bu süreç, soykırım olarak tarihe geçmiştir. Bosna-Hersek'te binlerce insanın ölümüyle nihayete eren savaş, hâlâ dünya kamuoyunun hafızasından silinmemiştir.

Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa'da binlerce insan, yine Birleşmiş Milletler ve tüm dünyanın gözü önünde Sırplar tarafından soykırıma uğramıştır. Uluslararası kuruluşların, özellikle de Srebrenitsa'da Sırp zulmünden kaçan insanları korumakla görevli Hollanda askerî birliğinin bu katliama sadece seyirci kalmayıp Sırplara her türlü yardım ve desteği vermeleri, kendilerine sığınan Boşnakları zorla Sırplara teslim etmeleri, bilge lider Aliya İzzetbegoviç'in söylediği "Bunu hiç unutma evlat; Batı, hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur." sözünün ne kadar haklı olduğunun bir göstergesidir.

Aradan yirmi beş yıl geçmesine rağmen, Srebrenitsa'nın acısı içimizde hâlâ yanmaya devam ediyor ve biz Srebrenitsa'yı; mavi kelebeklerle, on bir yapraklı yeşil rengiyle yeniden doğuşu, etrafındaki beyaz rengiyle masumiyetin göstergesi olan, umudun ve acının sembolü, ölen şehitlerin ve annelerin yaşadığı hüznü temsil eden Srebrenitsa çiçeği ve bir masum Boşnak çocuğun annesine sorduğu "Asker, çocukları küçük kurşunla öldürür, değil mi anne?" sorusuyla hatırlayacağız ve unutturmayacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kardeş Bosna halkının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde her zaman yanlarında olduk ve dün olduğu gibi, bugün de olmaya devam edeceğimizi belirtiyor, Srebrenitsa'da soykırım sonucu hayatını kaybeden şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

REFİK ÖZEN (Devamla) - Konuşmamı bağımsız Bosna Hersek devletinin mimarı ve ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç'in Müslüman Boşnak halka söylediği şu sözlerle tamamlamak istiyorum: "Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın çünkü unutulan soykırım tekrarlanır." Unutmamak ve unutturmamak temennisiyle Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)