| Konu: | Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş'un görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 31'inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 01.07.2020 |
HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sayın Başkan, değerli Meclis; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sayın vekilim ismimi anarak sataşmada bulundular.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sataşmadım.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Kendilerine bu durumu bendeniz bir özel oturumda çok güzel bir şekilde izah ettiğim hâlde konusuna iyi çalışmadığını gördüm. [AK PARTİ sıralarından alkışlar; İYİ PARTİ sıralarından gülüşmeler, alkışlar(!)]
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Seni kim tutar be, devam!
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Maalesef, hakikaten, ciddi anlamda birtakım yanlış ifadelerde de bulundular. Yalnız, her şeyden önce şunu söylemek isterim: Kendileri bizim Konya'mızın muhalefet partilerinin bir milletvekilidir. Ama bizim örfümüzde şöyle bir şey vardır: Birisinin önce kapısının zilini çalarsınız, sonra selam verirsiniz, sonra da "Müsaade eder misiniz, girebilir miyiz?" dersiniz, ondan sonra evine girersiniz. Benim köyüme gideceksiniz, zilimi çalmayacaksınız, selam vermeyeceksiniz, ondan sonra da mahremime gireceksiniz, "Ben size aracı olurum." diyeceksiniz. [AK PARTİ sıralarından alkışlar; İYİ PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar(!)]
Çocukluğumun geçtiği, herkesi tepeden tırnağa tanıdığım köyümüzün kültüründen haberiniz olmadığı için, kendinden büyüklerin hepsinin dayı olduğu, hala olduğu, kendinden küçüklerin hepsinin de yeğen olduğu köyün ben hem dayısıyım hem yeğeniyim. Sıkıntı yok, burada bizim müdahalemiz yerindedir, herhangi bir sıkıntı yoktur. Ciner grubuyla ilgili verdiğiniz bilgiler yanlış. TKİ'nin burada işletmesinin olduğu hususunu filan ben size uzun uzun burada anlatmak isterim ama maalesef vaktimiz yetmiyor. 220 milyon ton kömürün olduğu, 1968'den beri gelen Demirel, Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Erbakan ve diğer bütün başbakanların sürdürdüğü kömürcülük faaliyetlerinin 6 kilometre ötede başlayıp...
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - "IMF'den para al." diyorlar Hocam, IMF'den. "Boş ver kömürü." diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar efendim.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Şöyle söyleyeyim: 6 kilometre ötede, 1968'den itibaren otuz beş yıl kömür çıkarılıp bu kömürü eminim ucuz olduğu için Fahrettin Bey'in de seve seve yaktığı, tükettiği bir kömür işletmemiz var. Biz 1,5 kilometre öteden kömür çıkarılan bir ocağa sahibiz. Bu ocak Türkiye Kömür İşletmelerine aittir ve alanını genişletmek istemiştir, yeni bir ocak açımı söz konusudur fakat bu ocağın açılmasında biz köylümüzü, ben hemşehrilerimi, yakınlarımı asla mağdur edecek değilim elbette. Girişimlerimiz sürüyor, çevresel etkiler, tespitler yapılıyor, bunların ölçümleri yapılıyor, gönlünüz rahat olsun. Çavuşçu Gölü'nü emin olun, sizden çok daha fazla düşünen milletvekilleri var ve kendilerinin de evladı olarak ben buradayım. [AK PARTİ sıralarından alkışlar; İYİ PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar(!)]
Atlantı konusunu da şöylece açıklayayım: 1960'larda kurulmuş olan bu baraj Atlantı-Ilgın Sulama Ovası Projesi olarak yürürlüğe konmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar efendim.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - 180 milyon metreküp su tutulmak üzere yapılmıştır. Köyün su kaynakları üzerine kurulan göletler ve yağışlar nedeniyle bu sene 56 milyon ton su tutulabilmiştir. Gölün ölü hacmi 23 milyon tondur. 23 milyon tona varıncaya kadar biz su veriyoruz. Hiçbir köyümüzü, köylümüzü mağdur etmiyoruz fakat 23 milyon tona varan sudan köylümüz tekrar yararlanmak istiyor. Bizim bu suyu o köylüye vermemiz gölün ölümü anlamına gelir, ileride tarlaların tamamen kurak kalması, sulanamaması anlamına gelir. Bu noktada biz Valilikle, belediye başkanlarıyla, ilçe başkanlarıyla, kooperatif üyeleriyle çok özel toplantılar yaparak konuyu büyük bir hassasiyetle sonuca bağlamışızdır; sonuç bundan ibarettir. Kısa süre içerisinde de ben zaten Çavuşçu Gölü'ne gidip bu konuları kendilerine bire bir anlatacağım.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)