GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:01.07.2020

HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, Genel Kurulu, sizi ve Divanı saygıyla selamlıyorum.

Okunan bölümde de belirtildiği üzere 2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas Madımak Oteli'nde hakikate, adalete, edebiyata, nefese, sanata, saza, söze, deyişe, aşka kastedilerek yapılan katliamda 33 canımızı yitirmiş bulunmaktayız. Bu katliamla ilgili süreç; hukuki süreç, araştırma süreci tamamen savsaklanmış olup bununla ilgili yeniden bir araştırmanın yapılması gerekmektedir. O nedenle huzurdayım.

Bilindiği üzere, benim de yöneticisi olduğum, Genel Başkan olduğum Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından 2008 yılında başlatılan Ankara'da 150 bin, İstanbul'da 500 bin, İzmir'de 300 bin insanla "Eşit Yurttaşlık İstiyoruz" mitinginden sonra, 3 Haziran 2009'da Sayın Başkan, bir açılım başlattınız: Alevi açılımı, Roman açılımı, Kürt açılımı. Alevi açılımında; gele gele cemevlerine saldırı, cemevlerini tanımama, kapıları işaretleme, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık talebini tanımama noktası. Kürt açılımında; kayyum atama, belediye başkanlarını tutuklama, milletvekillerinin vekilliğini düşürme, inanılmaz bir zulüm, inanılmaz bir inkârcılık. Roman açılımında; Sulukule'nin başına gelene hep birlikte tanık olduk.

Şimdi ben öncelikle huzurda hak için, adalet, eşitlik, özgürlük için, dünya insanlığı bir arada kendi inancı ve kimliğiyle eşit yaşasın diye Hakk'a yürüyen Pir Sultan Abdal ve tüm hakikat âşıklarıyla birlikte 33 canı sevgiyle saygıyla anarken diyorum ki bu açılımı yapamama sebebiniz düşünce kabızı olmanızdan kaynaklıdır. Düşünce kabızı olduğunuz, inkârcı olduğunuz için bu açılımı yapamadınız. Bakın, Meluli Baba'nın diliyle söyleyecek olursak bu açılıma ne diyor: "Ateş ile ülfet olmaz el atarsan yakar hemen/Cahil ile sohbet olmaz yaptığını yıkar hemen." Yarın Sivas'ta 2 Temmuz anması olmasına rağmen maalesef bugün duyuyoruz ki cemevinden Madımak'a kadar olacak meşru, demokratik yürüyüşü engelleme çabası var ve denmiş ki: "Katılımcıların isimlerini istiyoruz." Ben buradan Sivas Valiliğine, Hükûmet yetkililerine söylüyorum, katılımcıların ismini değil katliamı yapanların ismini açıklayın lütfen.

Bakınız, dünya tarihinde görülmüş bir şey değildir; Madımak katliamıyla ilgili sayı binlerceyken bu iddianame yirmi sekiz gün gibi kısa bir sürede yapılmış ama bugün yıllarca tutuklu olan demokrasi, eşitlik, adalet isteyen insanlarımızın iddianameleri hâlâ hazırlanmamıştır. Bu bir ayrımcılıktır. Madımak konusunda, Alevi inancı konusunda, eşit yurttaşlık konusunda ayrımcı oldunuz, taraf oldunuz. Nasıl taraf oldunuz? Madımak katliamıyla ilgili zaman aşımı kararı verildiğinde Cumhurbaşkanı "Bu karar Türkiye'ye hayırlı uğurlu olsun." demekle taraf oldu. Madımak katilini affederek taraf oldu. Elbette bir hükümlü affedilebilir ama bebekler tutukluyken, anneler tutukluyken, suçsuz mazlum insanlar tutukluyken seçip bunu bırakmak taraf olmaktır. Cemevine "cümbüş evi" demekle taraf oldunuz. Diyanet İşleri Başkanlığı taraf olmuştur, Hükûmet taraf olmuştur. Bu taraflık konusunda kapılarımızın işaretlenmesine sessiz kalarak, hiçbir kimse hakkında yasal işlem yapmayarak taraf olunmuştur. Taraflık açık ve net bir şekilde ortadadır. Bu taraflık hâlini ortadan kaldırmanın yegâne şartı bu önergenin kabul edilmesi; meşru, demokratik, açık, aleni ve net bir araştırmanın kabul edilmesidir. Başka bir şekilde taraflık ortadan kalkmaz. "Devlette devamlık esastır." diyorsunuz ya, Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanıyken -ben Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanıydım, 90 şubeyi temsilen- Devlet Denetleme Kurulu tarafından Madımak katliamıyla ilgili yeniden araştırma görevlendirmesi yapmış idi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biz de o zaman derneğimizi temsilen gidip Çankaya Köşkü'nde ilgili kurulla görüşmüştük ama ne yazık ki sizin iktidarınız döneminde bu da ortadan kaldırıldı. Ha, o araştırma neye yol açacaktı, o da ayrı bir tartışma konusu.

Şimdi, biz Türkiye'de Aleviler, Sünniler, inanmayanlar; Kürtler, Türkler, Araplar, Lazlar, Çerkezler, cümle Türkiye halkları, cümle Türkiye'nin inananları, inanmayanları, Türkiye insanlığı; eşit yurttaş olarak yaşayacaksak Madımak katliamıyla ilgili hakikati ortaya çıkarmadığımız surece eşit yurttaş olarak yaşayabilmemiz mümkün ve olası değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bakınız, katliamla ilgili on sekiz yıl arandığı hâlde bulunamayan, Madımak Oteli'ne yakın, hemencecik 500 metre mesafede yaşamını yitiren, ölen insanı hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi ben buradan diyorum ki, Madımak katliamı 1550'li yıllarda Pir Sultan Abdal'ı Mal Meydanı'nda katletmenin tekrarıdır. Madımak katliamıyla ilgili söylenen zaman aşımı kararına bu davayı hakaret unsuru, bu davayı ötekileştirme unsuru bilmek de bir türlü Madımak katliamıdır. Madımak katliamıyla ilgili araştırmayı kabul etmemek, bu konuda savsaklamak da bir Madımak katliamıdır. Ha, biz Aleviler olarak şunu demesini de biliyoruz: "..."(x) Ama edep erkân, ilim irfan sahibi olduğumuz için adaletle, hoşgörüyle, demokrasiyle çözülmesini bekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlayalım efendim.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Demokrasiye, adalete, hoşgörüye müptela olanlara, demokrasiyi, adaleti, hoşgörüyü, kardeşliği, hakikati, varlığı, birliği, bir arada yaşamayı, eşit yurttaş olmayı, hak ve hakikat bilenlere, buna hizmet edenlere aşk olsun. Bir kere daha, Madımak'ta yitirdiğimiz canlarımızı, sanatçılarımızı, aşıklarımızı, kadın semahçılarımızı, çocukluğumuzu sevgiyle, saygıyla, hürmetle anıyor, onlara aşkıniyaz olsun diyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)