| Konu: | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 30.06.2020 |
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri... (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Burası Adliye değil, Adliye; burası Türkiye Büyük Millet Meclisi!
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Süre hakkım saklı kalsın Başkanım.
Siz "Çıkarın." deyin, çıkarayım.
BAŞKAN - Efendim?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Siz deyin, çıkarırım.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Aykırı işlem yapıyorsunuz, olur mu?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ya, bir durun!
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz.
Sayın Aydemir, maksat hasıl olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Bitti, o kadar işte ya! Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi!
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakın, bu cübbe hiçbir iktidara, hiçbir güce, hiçbir egemene, hiçbir krala, hiçbir padişaha tabi olmayan, güce karşı sürekli mücadele etmiş olan avukatların cübbesi.
(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Eğer siz şu anda konuşuyorsanız avukatlar sayesinde konuşuyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ne oluyor böyle ya?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, deminden beri "Türkiye'de işkence yok." diye ve aleni bir şekilde yapılan işkenceleri aklamak için Meclis İnsan Hakları Komisyonu gelip işkence iddiasının olmadığını savunmak zorunda kaldı. Bu, AKP Grubu için utanç verici bir durumdur. Bu, utancınızdır, tarihe geçtiniz.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Öyle bir şey yok çünkü!
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, bundan daha dört gün önce, 82 milyonun huzurunda naklen yayın... Arkadaşlar, baro başkanları da seçilerek geliyor, seçim sonucunda avukatlar tarafından seçiliyorlar ve "Baro Başkanı" unvanını alıyorlar. İşte, bu AKP iktidarı seçilmiş baro başkanlarına 82 milyonun huzurunda başkentte alenen işkence yaptı, sizler işkence yaptınız -işte, AK PARTİ Hükûmeti işkenceci bir Hükûmettir- hem de bütün halkın huzurunda avukatlara yönelik yaptınız bunu.
Bakın, arkadaşlar, avukatlar, mesleğin doğası gereği, tabiatından kaynaklı hak savunuculuğu, özgürlük savunuculuğu yaptığı için hiçbir güce, hiçbir iktidara, hiçbir padişaha; bu, tek adam olsa bile, 1.100 odalı sarayından buyursa bile hiçbir zaman ama hiçbir zaman pabuç bırakmazlar. Bu hak savunuculuğu avukatlık mesleğinin tabiatında olan bir husustur; bundan dolayıdır ki hiçbir güç barolara, avukatlara istikamet veremez, menzil çizemez.
Bakın, özellikle, tarihten yargının durumuyla ilgili iki çarpıcı örnek vermek istiyorum: Değerli arkadaşlar, İslam öncesinde Hazreti Ömer'le birlikte Sad bin Ebu Vakkas isminde bir kişi (AK PARTİ sıralarından "sahabe, sahabe" sesleri) 200 develik bir kervanla İran'a bir sefer yapar; bu, ticari bir seferdir ama gittikleri zaman bu 200 develik kervanları orada talan edilir. Tabii, üzerlerinde maddi anlamda hiçbir para, altın da kalmadığı için bir hancıya sığınırlar, hancıya durumlarını anlatırlar. Hancı da der ki: "Siz İran'ın Hükümdarı, Padişahı Nuşirevan'a başvurun." Hiçbir inançları ve umutları olmadan Nuşirevan'ın huzuruna çıkarlar, derler ki: "Başımızdan böyle bir vaka geçti, böyle bir vaka yaşadık." Nuşirevan da uğramış oldukları bütün zararlarını karşılar, 200 deve ve altınları da kendilerine iade eder; Ebu Vakkas ve Ömer'e der ki: "Siz bu şehri terk ederken iki ayrı kapıdan çıkın." Tabii, bu çıkışta da bir kapıda Nuşirevan, Padişah kendi oğlunu astırmış; diğer kapıda da vezirini astırmış bir durumda. İşte, Hazreti Ömer'in adaletini size hatırlıyorum. Adil olun, adaletten her koşul ve şartta hiçbir şekilde ayrılmayın, hukukun üstünlüğüne inanın; tek kişinin, sarayın hukukuna, üstünlüğüne inanmayın. Burada 90 hukukçu vekil var. Hepinizin vicdanına sunuyorum. Bu tek kişinin iradesi dışında bir tasarruf mudur? Adalet Bakanına şu soru soruldu, denildi ki: "Barolarla ilgili bir düzenleme yapılacak." Adalet Bakanı aynen şu cevabı verdi, dedi ki: "Bizim gündemimizde böyle bir tasarı yok." Bir gün sonra, saray, "Barolarla ilgili çalışma başlatın." dediği zaman Adalet Bakanının haberi oldu arkadaşlar. Bakın, ülkeyi yönetemiyorsunuz, Adalet Bakanının bile barolarla ilgili bir düzenleme yapılırken bu işten haberi yok, vah ki vah hâlinize! Bütün iradenizi maalesef ki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edelim efendim.
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Meclis Genel Kuruluna, buraya gelen, iktidar partisine mensup olan her milletvekili arkadaşımız -âdeta yarışa girercesine- varlıklarını saraya armağan etmek için yarış içerisindeler.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Siz de PKK'ya mı varlığınızı armağan ediyorsunuz?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Arkadaşlar, adalet armağan işi değildir. Bakın, buna inanın, adalet bir gün size de lazım olacak.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Siz de PKK'ya mı varlığınızı armağan ediyorsunuz?
ERDAL AYDEMİR (Devamla) - Baroları işportaya düşürmeyin. Bakın, şuradan söylüyorum: Bu baro yasası değişirse, eğer bunu geri çekmezseniz bakın, buna adınız gibi emin olun, AK PARTİ'nin içerisinden nasıl barolar çıkacak; pelikancılar çıkacak, İskender Paşacılar çıkacak, Menzilciler çıkacak, her etkin grup tarikatın bir barosu olacak, bunu yapmayın. Adaletle, adaletin temel direği olan savunma mekanizmasıyla ve onun kurumsal temsilcisi barolarla oynamayın; sarayın akıl tutulmasına ortak olmayın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)