| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun verdiği araştırma önergesiyle ilgili olarak gerekçesini açıklamak üzere söz aldım. Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
Biraz evvel Sayın Grup Başkan Vekili bizim Grup Başkan Vekili olarak yerimizden aldığımız sözlerde vatandaşın dertlerini anlatmamızdan mutazarrır olduğunu ifade etti. Keşke biz bunları yerimizden anlatmak yerine, Meclis, Parlamento çalışmalarında, vatandaşların sorunlarına çözüm getirecek kanunları görüşsek. Biz, işte söyledim ya, vatandaş "Acaba bizim için ne getirildi?" diye beklerken bir baktık Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu'nu getirdik, arkasından vatandaş on-line nasıl kredi alabilir, ona kolaylık getirsin diye Rekabet Kurumu adı altında rekabetin korunmasıyla ilgili bir kanun getirdik ama vatandaşın dertleriyle alakalı şu ana kadar hiçbir çalışma yapamadık. Biz de her fırsatta vatandaşın dertlerini burada dile getirmeye devam edeceğiz.
Bugünkü araştırma konumuz 3600 ek gösterge. Bu 3600 ek göstergeyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere burada grubu bulunan bütün partilerin genel başkanları, Cumhurbaşkanı adayları, milletvekili adayları seçim meydanlarında vatandaşlara söz verdiler, "Parlamento açılır açılmaz sizin bu meselenizi çözeceğiz." dediler. Polislere, öğretmenlere, din görevlilerine, sağlık çalışanlarına dedik ki sizin bu 3600 ek gösterge meselesini mutlaka Parlamento açılır açılmaz dile getireceğiz, çözeceğiz. Ne yaptık biz? Hiç. Kulağınız sağır oldu, gözleriniz kör oldu, diliniz lal oldu, "3600" deyince sadece bakıyorsunuz. Bir de arada "Yapacağız ama sırası gelecek..." Ya iki sene geçti, iki sene geçti. İki senede her şeye fırsat buldunuz, işte bugün İstanbul İl Başkanını Türk Hava Yollarına atamaya bile fırsat buldunuz; polisin, sağlık çalışanının, din görevlisinin, öğretmenin 3600 ek göstergesine bir türlü sıra gelmiyor. 3600 ek göstergeyle ilgili Cumhurbaşkanı demişti ki: "Mutlaka ve mutlaka bu imkânı size sağlayacağım." Fakat 3600'e yükseltilmesi beklenen bu göstergeyle ilgili, seçimin üzerinden iki yıl geçti, hiç ses yok. Tek başına iktidar olan bir partinin 3600 ek göstergeyi çıkarması için çok uzun bir zaman iki yıl, eğer yapmak isterse. Seçim döneminde ağızdan kolayca çıkıyor, iktidar olunca unutuluyor ama vatandaş unutmadı, unutmadı. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Ya, hepimiz bir yerde karşılaştığımızda, polis bir arkadaşımıza rastladığımızda "Sayın milletvekilimiz, ne olur bizim bu 3600 ek göstergeyi dile getirin." diyor, size de diyorlar. Bir sağlık çalışanı aynı dilekte bulunuyor, bir öğretmen aynı şekilde, din görevlisi aynı şekilde. Ülkemizin refahıyla, güvenliğiyle ilgili gece gündüz çalışan, burada şehit olan polislerimizin verdiği emek ne olursa olsun biz onlara o haklarını ödeyemeyiz. En azından polisimize hak ettiği sosyal ve ekonomik haklar verilerek onlara görev sürelerinde, emekli olduklarında rahat bir yaşam sunmamız bekleniyor. Bakın, polis, emekliliği gelmiş, 3600 ek gösterge çıkmadığı için emekli olamıyor. Diyor ki: "Benim çocuğum okuyor ya, ben emekli olduğum andan itibaren maaşım çok düşecek, ben bu çocuğu bu maaşla okutamam." O yüzden görevine devam etmek zorunda kalıyor.
Polis teşkilatı sizden hak etmedikleri zam veya ödeme de istemiyor. "Eşit işe eşit ücret." prensibi gereği görevde ve emeklilikte ücret adaletsizliğinin giderilmesini ve ek göstergenin 3600 olmasını istiyor. Türk milletinin güvendiği ve kamu düzeni için hayatlarını ortaya koyan Türk polisini 3600 ek gösterge hakkından yoksun bırakarak emeklilikte onları sefalete sürüklemeyin. Gelin, hep beraber bu hakkı onlara teslim edelim, hakları olan bu hakkı kendilerine verelim. Aynı şekilde, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı teslim ettiğimiz, emanet ettiğimiz, güzel nesiller yetiştirmek üzere ülkemizin her köşesinde canını dişine takarak çalışan öğretmenlerimizin aralarında şehit olanlar var, PKK'nın şehit ettiği öğretmenler var. Aybüke Öğretmen hâlâ aklımızda, geçen gün doğum günüydü, aklımızdan çıkmıyor. Bu öğretmenlerin ve sağlık çalışanlarının da verdikleri emeklerin karşılığında aldıkları ücretlerin iyileştirilmesi gerekiyor. Özellikle, pandemi virüsünü yaşadığımız bu süreçte sağlık çalışanları canları pahasına görev yapıyorlar, mevzideki askerler gibi görev yapıyorlar.
Bakın, burada her birimiz bir sosyal mesafeye dikkat ediyoruz, bir koltuk atlıyoruz, aman yanımıza kimse oturmasın diye dikkat ediyoruz, çay ocağında pandemi var, aman, orada pozitif bir vaka var, uzak duralım diyoruz ama sağlık çalışanları bizzat virüsün olduğu kişiyle yüz yüze çalışmak zorunda. Bunlara bu hakkı böyle bir zamanda vermek onların çalışmasına da çok ciddi moral olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sayın Başkan, bitmek üzere.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Milletvekili.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Din görevlilerimiz var, mesleki tutum ve motivasyonları ile mesleğe bağlılıklarını artırıcı şekilde düzenlemelerin ve iyileştirmelerin yapılması gerekiyor. Bakın, onların her cuma günü ellerine Hükûmetin propagandasının yapıldığı kâğıtlar tutuşturuyorsunuz, onlar da hutbe diye onları okuyorlar, cuma hutbesinde. Hükûmet propagandası yaptırıyorsunuz, bari onları -3600 ek göstergeden- propagandanızı yapıyorlar diye görmemezlikten gelmeyin. Yapıyorlar, sizlerin propagandasını yapmaya başladılar; maalesef, üzülerek söylüyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Burada insanımızı daha da borçlandırarak torba yasalar getireceğinize, bekçilere düzenleme getireceğinize bu konuyu bir an önce Genel Kurula getirmenizi istiyoruz.
Benim size çağrım, gelin, hepimiz, tüm Meclis grupları bu önergeye destek verelim. Yine kaçak dövüşüp "Bu iş araştırma önergesiyle olmaz, kanun teklifiyle olur." derseniz kanun teklifimiz içeride bekliyor, Meclis Başkanlığından gelin getirelim, yasalaştıralım; bizimkini beğenmiyorsanız siz getirin, yasalaştıralım. Bu Meclis yaz tatiline girmeden evvel 3600 ek göstergeyi mutlaka ve mutlaka çözmesi gerekiyor.
Önergemize destek vermenizi rica ediyor, yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)