GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:09.06.2020

HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

Sayın Başkan, değerli Genel Kurul; saygıyla selamlıyorum.

Tabii "darbe" kavramı hep askerî bir çağrışım yaptığı ve demir şapkalılar tarafından yapıldığı için yasayı, hakkı, hukuku, adaleti, seçilmişlik hakkını ihlal etmek darbe olduğu hâlde şimdi bunun için "darbe" kavramı kullanılmıyor.

Eskiden 12'den 12'ye, on yılda bir, bir demir şapkalı çıkar, düdük çalar, işkence, idam, katliam, soykırım alabildiğine devam ederdi. Şimdi bu yöntemler... Bakın, kaç kere darbe yapılmış yakın zamanda: 45 tane HDP belediyesine darbe yapılmış, 45 darbe. 6 HDP'li, KHK'li diye görevden alınmış, etti 51 darbe. 11 tane darbe önceki dönem vekillerimize yapılmış.

Buradan Sevgili Leyla Güven'i, Musa Farisoğulları'nı, Selahattin Demirtaş'ı, Sebahat Tuncel'i, Gültan Kışanak'ı ve ismini sayamadığım vekillerimi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Onlar Türkiye'nin, Kürt halkının, Diyarbakır'ın meşru, demokratik temsilcileridir, buna yapılan ihlal bir darbedir.

Bununla da yetinilmemiş, CHP'ye de darbe yapılmıştır. Nasıl yapılmıştır? 31 Mart seçimlerini siyasi oyunla iptal etmek bir darbedir. Sayın Kılıçdaroğlu'na Çubuk'ta yapılan saldırı canlı yayında bir darbedir. Sayın Engin Özkoç'a burada yapılan linç girişimi de bir darbedir ve son olarak, büyükşehir belediye başkanlarının yetkilerine yapılan müdahale de bir darbedir. Sayın Rıza Türmen darbenin ne olduğunu, bu siyasi kumpasın, bu siyasi darbenin ne olduğunu bugün basında çok ayrıntılı bir şekilde Türkiye'nin seçkin bir hukukçusu olarak yazmış; lütfen, bunu okumakta yarar var diyorum.

Şimdi, burada, bu yapılan darbeleri hukuki görerek, bizi bir suçluluk psikolojisine sokmaya çalışarak sokakta şiddet, basında şiddet, yandaş medyada tehdit, sokakta tehdit, sokakta polis terörünü uygulayıp da arkasından da kalkıp bizi bilmem neyle iltisaklı görmeye, bunu ifade etmeye çalışmak da bir suçtur ve dolayısıyla suç işlenmektedir. Seçilmişlere, seçenlere, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere, adalete, evrensel değerlere, evrensel hukuka karşı sistematik olarak bir suç işlenmekte ve buna da "demokratik hukuk devleti" denmektedir. Demokratik hukuk devleti kalmamıştır, diktatörlük de değil, daha önce de bu kürsüden söylemiştim, bir "diktakörlük" vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hakikati görmeyen, adaleti görmeyen, hakkaniyeti görmeyen, adaletsiz davranan ve bu adaletsizliğini bir adaletmiş gibi topluma yutturmaya çalışan, iktidar olma süreci tamamlanmaya yüz tuttuğunda daha da hırçınlaşan, gitme süreci başladığında daha da hırçınlaşan ve darbesini çeşitlendiren bir durum söz konusu.

Dolayısıyla, bu darbeler hakkında bir araştırmanın açılması -son derece demokratik bir yöntemdir- gerektiğini söylüyor, darbeleri kınıyor, darbeye maruz kalan vekillerimizi bir kere daha buradan sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)