GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ'nin seçim beyannamesindeki polislere, hemşirelere, din adamlarına ve öğretmenlere 3600 ek gösterge verme vaadine yönelik en ufak bir adımın atılmadığına, İYİ PARTİ olarak millete verilen sözlerin takipçisi olmaya devam edeceklerine, Covid-19 tanısıyla görevi başında vefat eden sağlık çalışanlarının görev şehidi sayılabilmeleri için hazırladıkları kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunduklarına, 65 yaş ve üstü vatandaşların daha fazla sokağa çıkmasına yönelik düzenlemeyi olumlu bulduklarına, Çin'in Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerinin uzun süredir devam ettiğine, Çin rejiminin şirk ifadeler kullanarak Kur'an-ı Kerim'i yeniden yazmasını Diyanet İşleri Başkanlığının ve Hükûmetin gündemine ne zaman alacağını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda bir demecinin olup olmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:04.06.2020

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ seçim beyannamesinde polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerine ek gösterge imkânı vereceğini vadetmişti. Seçimin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bu konuyla ilgili en ufak bir adım atılmadı bugüne kadar. Oysa, iki yıllık süre iktidarda olan bir partinin 3600 ek göstergeyi çıkarması için çok fazla bir zaman.

Oy isterken ağızlardan kolayca çıkan sözler iktidar olunca unutuluyorsa bunun adı vatandaşı kandırmaktır. Süreci daha fazla uzatmayın; gelin, 3600 ek göstergeyi birlikte yasalaştıralım. Bunun, özellikle içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde canı pahasına görev yapan sağlık çalışanlarımıza da moral motivasyon olacağını hatırlatmak istiyorum. Biz, İYİ PARTİ olarak milletimize verilen sözlerin takipçisi olmaya yılmadan devam edeceğiz. Salgınla mücadelede en ön safta yer alan tüm sağlık çalışanlarımız öncelikle korunmalı ve kollanmalıdır. Alkışlamak önemlidir ama yeterli değildir. Özlük hakları ve maddi ek prim desteği muhakkak verilmelidir.

Ayrıca, Sayın Genel Başkanımızın dile getirdiği gibi, virüsle mücadele ederken Covid-19'a yakalanıp vefat eden tüm sağlık çalışanlarımızın ayırım yapılmaksızın şehit ilan edilmesi gerektiğini bir kez daha ilan etmek istiyorum, size hatırlatmak istiyorum çünkü onlar da tıpkı Mehmetçiğimiz gibi böylesine zor zamanlarda insan yaşatmak, can kurtarmak için kendilerini feda ettiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - İYİ PARTİ olarak coronavirüs salgınıyla mücadele ederken hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılmasıyla ilgili kanun teklifimizi daha önce hazırlayıp Meclis Başkanlığına sunmuştuk. Ülkemizde bu kayıpların hiç yaşanmamasını temenni etmekle birlikte, bahse konu olan sağlık mensuplarımızın ifa ettikleri görevin kutsallığı gözardı edilmemelidir.

Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca 65 yaş ve üzeri yaştaki vatandaşların daha fazla sokağa çıkmasına yönelik bir düzenleme üzerine çalışıldığını bildirdi. Bunu olumlu buluyoruz çünkü bu vatandaşlarımız üç aya yakın bir süredir evlerinde âdeta hapis hayatı yaşıyorlar, hafta sonları sadece bir gün belli saatler arasında sokağa çıkmalarına izin verilse de bu onlara yetmiyor çünkü 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız birçok normalleşme kararı alınmışken kendileri de buna dâhil olmak istiyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Örneğin en azından hafta içi günlerden birinde de belirli saatlerde dışarı çıkıp işlerini halletmek istiyor bu vatandaşlarımız. Birçoğu gidip emekli maaşını kendisi çekmeye, devlet dairesinde işini elden halletmeye alışmış senelerdir. O yüzden 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızla ilgili böyle bir düzenlemenin bir an önce yapılmasının acil olduğunu düşünüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çin'in özellikle Müslümanlara karşı yaptığı insan hakları ihlalleri uzun süredir devam ediyor. Daha önce Çin Hükûmeti, İslam'ı Çinlileştirmeyi amaçlayan bir tasarıyı yasalaştırmıştı. Söz konusu yasa, İslam dinini komünizmle uyumlu hâle getirmeyi öngörmekteydi ve geçtiğimiz günlerde Çin Hükûmeti Kur'an-ı Kerim'i tahrif etmeye başladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Geçen sene "Dinî metinlerin eksiksiz bir şekilde değerlendirilmesi ve metinlerin yeniden çevrilmesi" ifadesini kullanarak Kur'an-ı Kerim'i yeniden yazacağını duyuran Çin Hükûmeti, dediğini yaptı. Hazırlattığı Fatiha suresinin mealini Çin Komünist Partisinin övgüleriyle değiştirerek Kur'an-ı Kerim'i tahrif etti. Tüm İslam âleminin şu an Kur'an-ı Kerim'e yapılan bu hakareti konuşuyor olması gerekliydi. Buradan, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere Hükûmete sesleniyorum: Çin rejiminin şirk ifadeleriyle Kur'an-ı Kerim'i yeniden yazması, sizlerin gündemine ne zaman girecek? Bu konuda, dünyadaki Müslümanların liderliğine soyunmuş Sayın Cumhurbaşkanının da bir demeci olacak mı? Sormak istiyorum.

Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.