GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Coronavirüs salgını nedeniyle devlet okullarını kapatan Millî Eğitim Bakanlığının özel okullara telafi eğitim izni vermesinin fırsat eşitsizliği değil de ne olduğunu, velilerin ödedikleri ücretleri özel okulların yönetimlerinden geri talep etmesinin önüne geçilmesinin mi hesap edildiğini, özel okulların maddi çıkarlarını korumanın çocukların ve ailelerinin hayatlarını riske atmaya değip değmeyeceğini öğrenmek istediklerine, salgının başından beri idari izinde olan hamile kadınların işbaşı yaptırılmasını kabul etmediklerine, memleket meselelerinin konuşulacağı bir "memleket masası" kurulmasının kime, nasıl bir zararı olabileceğini anlayamadıklarına ve İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener'in "memleket masası" çağrısını yinelemek istediklerine, İstanbul'un fethinin 567'nci yıl dönümünde Ayasofya Camisi'nde Fetih suresinin okunmasına, ramazan ayında Batı Trakya'da yüz yıllardır okunan ezan seslerinin salgın bahane edilerek tartışma konusu hâline getirildiğine, koronavirüse yenik düşerek
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2020

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pandemi sebebiyle bu sene eğitim öğretime ara verilmesine rağmen Millî Eğitim Bakanlığı özel okullara ayrıcalık tanıyan bir karara imza attı. Salgın nedeniyle devlet okullarının yaz aylarında telafi eğitimi yapmayacağını açıklayan Sayın Bakan, özel okulların ise 15 Ağustos itibarıyla yüz yüze telafi eğitimi yapabileceğini söyledi. Sayın Bakan eğitime ilişkin almış olduğu bu kararla özel okulların çıkarlarını önde tutmuş oldu. Coronavirüs salgınıyla devlet okullarını kapatan Bakanlığın özel okullara telafi eğitim izni vermesi fırsat eşitsizliği veya ayrımcılığı değil de nedir? Bu yolla velilerin, özel okulların yönetimlerinden ücret geri talep etmesinin önüne geçilmesi mi hesap edilmektedir? Hâl böyle ise özel okulların maddi çıkarlarını korumak için çocuklarımızın ve ailelerinin hayatlarını riske atmış oluruz. Buna değer mi? Alınan bu kararı İYİ PARTİ olarak oldukça sakıncalı gördüğümüzü özellikle ifade etmek istiyorum. Kararın tekrar gözden geçirilerek vazgeçilmesini talep ediyoruz.

Salgının başından beri yaklaşık iki aydan fazla süredir idari izinde olan hamile kadınlarımıza 1 Haziran itibarıyla yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle idari izinleri kaldırılarak işbaşı yaptırılmıştır. En büyük risk gruplarından birine sahip hamile kadınlarımıza kendileri ve bebekleri için tehlike sürürken işbaşı yaptırılmasını kabul etmiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Daha geçtiğimiz günlerde hamile bir hemşire kardeşimizin evladının kokusunu alamadan hayata veda ettiğini hatırlarsanız, bu dediğimizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olursunuz. Hükûmet aldığı kararlarla birçok kısıtlamayı kaldırmış, adına "kontrollü sosyal hayat" denilen yeni bir dönemi özellikle risk grupları için oldukça erken başlatmıştır. Acilen ek bir kararnameyle özelde ve kamuda çalışan hamile kadınlarımıza idari izin verilmelidir.

Hükûmete Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde daha önce yapmış olduğumuz "memleket masası" çağrımızı burada bir kez daha yinelemek istiyoruz. Türkiye'nin dört bir yanında çözüm bekleyen temel sorunlar her gün biraz daha büyümekte, pandemi salgını nedeniyle değişen ekonomik dengelere, dış politikada yeniden dağıtılan kartlara, son günlerde artan şehitlere ve daha birçok soruna milletimiz öncelikli olarak çözüm beklemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın, buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - İçeriye ve dışarıya birlik, beraberlik algısı yayarak memleket meselelerinin konuşulacağı bir memleket masası kurulmasının kime, nasıl bir zararı olabilir? Hükûmetin, milletin tüm renkleriyle ve farklı sesleriyle bir araya neden gelmek istemediğini anlayamıyoruz. Buna rağmen milletimizin derdini dert edinerek ve sadece milletimizi düşünerek Sayın Meral Akşener'in "memleket masası" çağrısını burada bir kez daha ısrarla tekrarlıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul'un fethinin 567'nci yıl dönümünde Ayasofya Camisi'nde Fetih suresinin okunması Yunanistan'da büyük yankı uyandırmış, ülkenin Dimetoka kentinde bulunan ibadete kapalı beş yüz yetmiş dokuz yıllık tarihî Çelebi Sultan Mehmet Camisi'nin minaresine Yunan bayrağı asılmıştı. Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, bir televizyon kanalında "Bu, saçmalık ve haddini aşmaktır. Kur'an-ı Kerim'in nerede ve ne zaman okunacağını biz Yunanistan'a mı soracağız?" şeklinde bir tepki verdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Bakanın bu tepkisini çok olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyorum ancak bu konuda bir başka konuya dikkat çekmek istiyorum. Mübarek ramazan ayında Batı Trakya'da şehirlerde ve köylerde yüz yıllardır okunan ve bunca yıldır kimseyi rahatsız etmeyen ezan sesleri salgın bahane edilerek tartışma konusu hâline getirildi; ezanların okunduğu mikrofonların ayarlarıyla oynamaya dönük haksız ve hukuksuz girişimlerde bulunuldu. Bu hukuksuz tutumu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu konuyu ben soru önergesiyle Meclis gündemine taşımıştım, buradan da sormak istiyorum: Batı Trakya'daki soydaşlarımızın içinde bulunduğu bu durumdan, ramazan ayında yaşadıkları bu haksız ve hukuksuz durumdan Dışişleri Bakanının haberi var mı? Soydaşlarımızın din ve vicdan özgürlüğü Lozan Antlaşması'yla garanti altına alınmasına rağmen ramazan ayında karşı karşıya kaldıkları bu çirkin tutuma Bakanlık olarak bir tepki verildi mi?

Son olarak bir şey daha ifade etmek istiyorum Sayın Başkanım, müsaade ederseniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Geçtiğimiz günlerde, Balkanlardan Türkiye'ye okumaya gelen, Türkiye'de okuyup gittikleri ülkelerde bugün milletvekili, bakan, bürokrat olan birçok öğrenci kardeşimin hamisi durumunda olan Rumeli Vakfının ve Rumeli Türkleri Derneğinin eski Başkanı Sadullah Sipahioğlu kardeşimizi çok genç bir yaşta, üç günde bu illet virüs yüzünden kaybettik. Buradan bütün Rumeli camiasına, ailesine ve sevdiklerine başsağlığı diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.