GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Ulaştırma Bakanı görevden alınmıştı, herhâlde on beş günlük bir süre oldu. Anayasa'mızın 106'ncı maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından atanan bakanlara, Anayasa'nın 81'inci maddesi uyarınca yemin etme şartı getiriliyor. Oradan da Türkiye Büyük Millet Meclisinin İçtüzüğü'ne baktığımız zaman "milletvekilleri" hükmüne atıf yapılıyor. Yani bizim milletvekili olarak mazbatamızı aldığımızda, ilk toplantıda yemin etmemiz lazım; eğer mazeret yoksa milletvekili sıfatını, statüsünü kazanmamış oluyoruz.

Ne hikmet ki Meclis açık, Ulaştırma Bakanı atandı ama bugüne kadar gelip burada yemin etmedi. [AK PARTİ sıralarından "Bravo Mahmut Bey" sesleri, alkışlar(!)]

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bravo Mahmut Bey(!)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Niye etmedi? Ben onu da kavramış değilim tabii ki.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Bravo Mahmut Bey(!)

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Bravo sana(!)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, gelelim ikinci konuya...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Mahmut Bey, senin konuşmayı ondan önce yazmışlar.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Seni alkışlıyoruz, seni.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Nerede yaşıyorsunuz siz ya?

MAHMUT TANAL (Devamla) - İkinci konuya geldiğimiz zaman... Şimdi...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Etti, etti.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Etti mi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Etti.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Etti, etti.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, etmiş, güzel olmuş, peki.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Ne oldu? Ne oldu? Ya, devam et, devam et!

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen... Sayın milletvekilleri, rica ediyorum... Lütfen...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Mahmut Bey, bu arabuluculuk sınavından da kötü oldu.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, etmişse biz özür diliyoruz, geri alıyoruz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İki dakikanı da geri iste.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Bir ay geride kaldın sen.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Fark etmez, Başkanın gönlü bol... Başkan da orada konuşuyor zaten.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, sen önüne bak.

ORHAN KIRCALI (Samsun) - Dünyadan haberin yok senin, dünyadan.

BAŞKAN - Efendim, siz yoktunuz o gün Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, özür diliyoruz, olabilir. [AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]

BAŞKAN - Rica ederim.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, mevcut olan yasa...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bence devam etme artık.

MAHMUT TANAL (Devamla) - AK PARTİ iktidara geldiği zaman burada cezaevlerinde kaç kişi vardı?

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Rahşan affıyla on yıl affedilmişti.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Cezaevlerinde o dönem 47 bin kişi vardı.

BAŞKAN - Arkadaşlar, rica ediyorum. Lütfen ya, lütfen...

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, 47 bin kişi vardı, bugün geldiğimiz nokta 300 bin küsur. Şimdi, bu ne demek? Bu, suç üreten... AK PARTİ Grubu mu üretiyor yoksa mevcut olan yasalardan mı kaynaklanıyor, yoksa bu toplum daha önce çok uysaldı, uyumluydu da şimdi niye böyle uyumlu olmuyor, uysal olmuyor?

Şimdi, konuya baktığımız zaman, 2005 tarihinden sonra Türkiye'de terörle ilgili, cinayetle ilgili; efendim, cinsel saldırı suçları, hepsinde bir patlama var. Neden bu patlama var? Sebep ne acaba? Sebep şu değil mi arkadaşlar: Bakıyorsunuz, terörün tanımı yok. Diğer suçların tanımı yine aynı şekilde. Bunların hepsinin tanımı somut bir şekilde, net bir vaziyette belirlenmiş değil. Belirlenmediği için, soyut vaziyette nereden başladığı nerede bittiği de anlaşılmadığından dolayı Türkiye'de 15 Temmuz FETÖ darbesinin dışında yani onu tenzil etseniz, dışarı çıkarsanız dahi bir suç patlamasının olduğu aşikar. Bunun esas kaynağı Ceza Kanunu'ndaki bizim tanımlamalarımızın olmamasından kaynaklanıyor, bir belirlilik ilkesi yok.

İkincisi, bu anlamda baktığımız zaman, ülkemizde emniyetin yani tüm kamu görevlilerinin hepsinin 1/3'ü terör örgütleriyle irtibatlı, iltisaklı bir şekilde belirlenmiş durumda.

Peki, biz ne yaptık? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilki yaşadık, hâkim ve savcılar için sınav barajını kaldırdık. Sınav barajını biz kaldırdığımızda en düşük puanı alanı hâkim ve savcı yaptık. Peki, gerçekten, Türkiye'deki yargıya güven ve itibar ne kadar şu anda? Yüzde 20'lerde, yüzde 30'larda dolaşıyor değerli arkadaşlar. Peki, kamu vicdanında bu kararlar bu kadar yerini bulmuyorsa, bu anlamda mutlaka bunun bir tartışması olması gerekiyor. Şimdi, biz diyoruz ki: "Ya, arkadaş, bu getirilen infaz kanunu, Türk Ceza Kanunu..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın. Zaten Sayın Özkaya ile Sayın Recep Özel çok vaktinizi aldı, iki dakika vereyim ben size.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Teşekkür ederim, sağ olun.

Şimdi, biz diyoruz ki bu özel aftır, siz diyorsunuz ki "Yok arkadaş, bu, infaz yasasıdır."

Komisyon Başkanı, bu elimdeki benim Türk Ceza Kanunu. Şurada da 65'inci maddenin üst başlığı "Af" yazar. 65'inci maddenin (2)'nci fıkrası da "Özel af" diyor. Özel affın da tanımını şöyle yapıyor, bakın: "Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir." diyor. Siz, burada infaz süresini kısaltmıyor musunuz, cezaevinde geçecek süreyi? Kısaltıyorsunuz. Peki, arkadaş, ben şimdi bu Türk Ceza Kanunu 65'inci maddenin (2)'nci fıkrasına mı inanacağım, siz diyorsunuz ya "Efendim, bu özel af değil." ben size mi inanacağım?

Şimdi değerli arkadaşlar, kavramlarla bu şekilde oynamayalım. Burada kamuoyuna doğru bilgi verin. Ceza Kanunu burada hepimizin elinin altında var, olmayanlar internete girsin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız sözlerinizi.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Türk Ceza Kanunu'nun 65'inci maddesinin (2)'nci fıkrasına baktığımız zaman bu bal gibi özel aftır, değerli arkadaşlar. Bakın, Magna Carta 1215 yılında imzalanmıştı, 39'uncu maddesi aynen şu şekilde: "Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır." diyor Magna Carta 39'uncu maddesi.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de 81 il var; 81 ilde hâkimler değişik değişik karar veriyor. Her ilin, her bölge adliyenin kendisine özgü bir kararı var, maalesef hukukta yeksanlık yok, bir birliktelik yok, bir uyumluluk yok. Yani buna baktığımız zaman gerçekten genel af bu toplum açısından bir zaruri ihtiyaçtır. Toplumsal barış açısından bir ihtiyaçtır.

Ben teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)