| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi hakkında İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, her toplumsal yapıda uyulması gereken kurallar vardır. Toplumsal yapının onay vermediği kurallar yazılı hâle dönüşür ve yasalar ortaya çıkar. Toplumsal kurallar ve yasalar ihlal edildiğinde cezalar uygulanır. Bu hukuk kurallarına uymak istemeyen toplum düzeni adına cezalandırılır. Belirli dönemlerde, toplumsal ihtiyaçlar ışığında cezaların affedilmesi gündeme gelebilir. Bu aflar bazen ceza kanunlarının uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek haksızlıkları ve adaletsizleri gidermek için, bazen de toplumsal kaynaşmanın yeniden tesisi için uygulanabilir. Cezaevlerinde yaşanan aşırı yığılmanın önüne geçmek isteği affın amaçları arasında olabilir. Fakat ülkemizdeki af uygulamalarına bakıldığında daha çok siyasi amaçlı afların çıkarıldığı görülmektedir. Üzerinde konuştuğumuz ceza indirimi olarak sunulan kanun değişikliğinin, hangi ihtiyaçları karşılamak adına çıkarıldığını da çok anlamış değilim. FETÖ yargısının hukuksuzluklarını gidermek için mi, toplumsal kaynaşmayı sağlamak için mi, cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için mi çıkarılmaktadır?
Değerli milletvekilleri, değişiklik teklifinde kafa karıştırıcı alanlar, adalet duygusunu zedeleme ihtimali olan bölümler var. Mesela, üzerinde konuştuğumuz maddeyle 5237 sayılı Kanun'un 220'nci maddesinde düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işleme amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçlarının cezaları yükseltilmiştir. TCK'de çoklu suçlar sadece örgüt olarak tanımlanıyor, teşekkül 5237 sayılı Kanun'da yok. Bu sebeple yapılan değişiklik teşekkülün de örgüt gibi değerlendirilmesi ihtimalini doğuracağından ceza, adaletsizliğe yol açacaktır. TCK'deki çoklu suç tanımının revize edilmesi ve teşekkülün de eklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca suç işleyen bir kişi yargılanıyor ve ceza alıyor, sonra siz tutuklunun ceza infaz kurumundaki tavırlarını dikkate alarak serbest bırakmaya karar veriyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bizler vatandaşlarımızın adalete olan güvenini ve inancını yitirecek girişimler içinde olamayız, olmamalıyız. Cezaevlerinde bulunan insanlarımızın topluma yeniden kazandırılmasına ilke olarak karşı değilim fakat yapacağımız iyileştirmeler yargıya duyulan güveni sarsmamalıdır. Bakın, hâlâ en çok gazetecinin cezaevinde bulunduğu ülkeler arasında başı çekiyoruz. Öyle bir değişiklik yapmışsınız ki yüz kızartıcı suç işleyenler faydalanabiliyor, düşüncesini açıklayan, gazetecilik yapan, "tweet" attığı için ceza alan yararlanamıyor. Örneğin, vatanseverliğinden kimsenin şüphe duymayacağı, tamamen gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu bulunan Murat Ağırel'i tahliye etmeyen bir af, toplumun adalet duygusunu zedeleyecektir. Keşke kin, nefret, şiddet ve terör içermeyen düşünce suçlarını, gazetecileri, Twitter mahkûmlarını da düzenlemenin kapsamına dâhil etseydiniz. İyi hâl kavramı üzerinden infaz indirimi değerlendirmelerini birtakım kişi ve kurumların keyfine bırakmasaydınız diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)