| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 12.03.2020 |
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, dün yaşanan, aslında, Türkiye'de eşitliğe, özgürlüğe, adalete, inançlara inanan ve saygı duyan hemen herkesin infialle karşı çıkması gereken bir vakadan söz etmek istiyorum: Dün, Armutlu Cemevi'mize polis, arama yapmak bahanesiyle gelip cem yaptığımız bölümün kapısını kırarak ve diğer odaları da tahrip ederek cemevine tecavüz etmiştir. Bakınız, biz oraya niyazla, biz oraya duayla, biz oraya "Allah Allah!" diyerek, biz oraya "Hak, Muhammed, Ali" diyerek niyazla giriyoruz. Burası potinle, burası kapı kırılarak girilecek, magandalık, Vandallık, barbarlık yapılacak bir yer değil.
Başta, oturumu yöneten Sayın Başkan Vekilimize... Sayın Başkan Vekilim, biz sizin duyarlılığınızı biliyoruz. Neden, İstanbul Valisini, Emniyet Müdürünü, yetkilileri arayıp Meclisi bilgilendirmediniz?
Sayın AKP Grup Başkan Vekili, neden bu konuda bir kınamada bulunmadınız, neden bir açıklamada, bir araştırmada bulunmadınız?
Sayın Engin Altay, engin kültürünüzle bir açıklama bekliyorduk.
Gündeme aldığı konularla dili çaylar gibi çağlayan Sayın Akçay, bu konuda bir şey söylemediniz.
Gül cemali yüzüne lütfetmiş Sayın Lütfü Türkkan, siz de bir şey söylemediniz.
Bir cemevine, milyonlarca insanın ibadethanesine "Hak, Muhammed, Ali"nin, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, birlikteliğin, varlığın, birliğin, dirliğin, barışın zikredildiği bir yerin kapısı kırılarak içeri giriliyor, milyonlarca insanın ibadethanesine yapılan bu tecavüze bir ses edilmiyor. Bu, anlaşılır gibi bir durum değildir. Bu, duyarsızlıkla da açıklanacak bir durum değildir. Bu tavrı kınadığımı belirtmek istiyorum.
Avla ilgili duruma gelince: Avla ilgili silah yapılıyormuş, bıçak yapılıyormuş. Niye yapıyorsunuz, hayırdır? Nedir bu av? Av bir spor, avcı bir sporcu değildir; av bir katliam, avcı da bir katildir; açık ve net, bitti.
Bakınız, bunu, sevgili hocam İbrahim Kaboğlu da gösterdi. Amerika'dan gelen bir beyefendi ile bir hanımefendi, Adıyaman'da yaban keçisini avlayıp -ne de mutlular, görüyor musunuz- fotoğraf çektirmişler. Adıyaman'da, ben burada on yıl öğretmenlik yaptım. Adıyaman'da bu canlılara ne derler biliyor musunuz? "Bergüzar" derler. Peki, "bergüzar" ne demek? "Bergüzar", Muhammed Mustafa Habibullah'ın miraca giderken Şahımerdan Ali'ye verdiği emanetin adıdır. O nedenle biz "Hak'tan bize emanettir, dokunmayın, bergüzardır." deriz bunlara. Ama ABD'den geliyor, katliam yapıyor; Türkiye'de izin verilerek yapılıyor, spor diye algılanıyor ve bu katliamın adı da maalesef kanunda ifade edilen kavramlarla ifade ediliyor.
Bunun küresel örnekleri de var. Bakınız, Afrika'da, Kenya'da "son beyaz zürafa" bir avcı tarafından katledildi; beyaz zürafanın nesli tükendi! Bu utanç verici duruma karşı peki çözüm nedir? Çözüm, kesinlikle avcılığın yasaklanması, silahlanmanın yasaklanması -ruhsatlı veya ruhsatsız fark etmiyor- bu silahlanmanın teşvik edilmesinin ortadan kaldırılması gerekiyor.
Bakınız, Madımak'ta katledilen Nesimi Çimen'in bir nefesi, bunun tam da çözümüdür:
"Dostluklar kurulsun, insanlar gülsün,
Barış güvercini uçsun dünyada,
Yok olsun kötülük, düşmanlık ölsün,
Barış güvercini uçsun dünyada.
Dünya cennet olsun, yaşasın insan,
Gelin barışalım, dökülmesin kan.
Son bulsun savaşlar, kesilsin figan,
Barış güvercini uçsun dünyada.
İnsancıl insanlar barıştan yana,
Ancak zalim olan kıyar insana,
Barış aşkı yayılmalı cihana,
Barış güvercini uçsun dünyada.
Nesimi der ki ey füze yapanlar,
Acımasız, zalim, cana kıyanlar,
Bırakın yaşasın bütün insanlar,
Barış güvercini uçsun dünyada."
Silahlanmaya son, silahlara veda -Ernest Hemingway'i de burada sevgi ile saygıyla anmış olalım- silahla bulunacak bir çözüm yoktur, şiddetle bulunacak bir çözüm yoktur. Dolayısıyla bu yasa da reddedilmelidir.
Saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)