GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 12 Mart Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yıl dönümüne ve Kurtuluş Savaşı'nda mücadele veren kahraman kadınlara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:12.03.2020

ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU BAN (Erzurum) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Akif yıllar önce dedi ya:

"Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

'Medeniyet' dediğin tek dişi kalmış canavar?"

İşte, bu dizeleri binlerce sefer gerçek hâle, müşahhas hâle getiren binlerce kadın kahramanımız var: Binlerce kadına simge hâline gelmiş olan Halide Edip Adıvar, İnebolu'dan Ankara'ya cephane taşırken donarak ölen Şerife Bacı, İzmir'de Yunanlılara karşı kahramanca mücadele eden Onbaşı Erzurumlu Kara Fatma, erkek kılığına girerek Kurtuluş Savaşı'nda mücadele eden Halime Çavuş, Hafız Selman İzbeli, Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule ya da Tayyar Rahmiye ve tabii ki aynı topraklardan doğmaktan gurur duyduğum Nene Hatun. "Bu bebeği bana Allah verdi, ona bakacak olan Allah'tır." diyerek beşikteki bebeğini bırakıp Taşnak Ermenilerine karşı kahramanca mücadele eden Nene Hatun'un mücadelesi, bir şehrin, bir ülkenin ve bir ulusun kaderini değiştirdi.

Binlerce yıllık geçmişe sahip olan kadim şehrim Erzurum, bugün aynı zamanda düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yılını kutluyor. Ülkemizin ve bölgemizin düşman işgalinden kurtuluşunda o yıllar, aynı zamanda acının, kaderin ve hüznün yıllarıydı ama gelin görün ki Anadolu insanı onurunu, gururunu, din, vatan, millet ve bayrak sevgisini kahramanca göstermiş ve o dönemde tarihe önemli notlar düşmüştür. O dönemin imkânsızlıklarına rağmen Erzurum'un kurtuluş mücadelesini veren başta Nene Hatunlarımız ve dadaşlarımız, kendilerine yakışan bir şecaat ve cesaretle bu mücadeleyi zaferle noktalamışlardır. Bu yıl, biraz önce de söylediğim gibi, Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yılı ama bizler, 1918 yılından aldığımız ruhla, birbirimizle o dönemde nasıl kenetlendiysek, esarete karşı nasıl cesaretle omuz omuza mücadele ettiysek şimdi de aynı ruh ve duruşla, şehrimizin gelişmesi ve kalkınması için, huzuru ve refahı için hep birlikte, yine aynı şekilde çalışmaya devam ediyoruz.

Bugünler 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün mutlulukla kutlandığı günler ama aynı zamanda binlerce kadının da acıyla ve gözyaşıyla mücadele ettiği günler. İşte, bizler, bugün, kahraman kadınlarımızın bize emanet ettiği bu Türkiye'yi ilelebet payidar kılabilmek için, bilimde, iş dünyasında, ilimde ve dünyanın her döneminde ve toplumun her kesiminde kahramanca mücadele ediyoruz. Kimi kadınımız, tıpkı Erzurum'da Atatürk Üniversitesinde profesör olan Ayşe Hanım gibi, bulduğu elektronik pille otomobil dünyasında mücadele ederken kimi kadınlarımız da bugün gururla NASA'da mücadele ediyor. Bizler Türk kadını olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de bize göstermiş olduğu ışıkla beraber, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde mücadele etmeye devam edeceğiz.

Ben, bugün, bütün bu kahraman kadınlarımızı rahmetle ve minnetle anıyor, Arif Nihat Asya'nın şu dörtlüğünü tüm kadınlarımıza ithaf ediyorum:

"Göz kapanır da nuru sönmez bu mumun,

Gökten bir ses der gibidir: "Erzurum'un,"

Hür halkına çağlarca şefaatçi yeter,

Kalbindeki şefkat Nene Hatun kulunun."

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)