| Konu: | Hayatını kaybeden Adalet eski Bakanı Şevket Kazan'a Allah'tan rahmet dilediğine, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle başta şehit anneleri olmak üzere İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener'in ve tüm kadınların Kadınlar Günü'nü kutladığına, cinsiyet ayrımcılığının sona erdiği, şiddet ve fırsat eşitsizliği sorunlarının ortadan kalktığı bir Türkiye vadettiklerine, Oda TV yazarları Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan'ın ardından Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel'in tutuklanmasının her geçen gün basın özgürlüğünün azaldığının en somut örneği olduğuna, aklın, ferasetin ve adaletin gündeme alınması gerektiğine, adil ve bağımsız yargıya bir gün herkesin ihtiyacı olacağına, antidemokratik, baskıcı ve çağ dışı bir yönetim tarzı olan parti devletini kabul etmelerinin mümkün olmadığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 10.03.2020 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün akşam saatlerinde millî görüşün önemli isimlerinden Adalet eski Bakanı Sayın Şevket Kazan Ankara'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Merhum Kazan'a Allah'tan rahmet, sevenlerine ve millî görüş camiasına başsağlığı diliyorum.
Hafta sonu idrak ettiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum. Başta şehit anneleri olmak üzere Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendi ve tüm kadınlarımızın Kadınlar Günü kutlu olsun. Ancak üzülerek söylüyorum ki Türkiye'de kadına şiddet artmakta, istihdamda kadın sayısı düşmekte, yönetime katılmada hâlâ cinsiyet ayrımcılığı dikkat çekmektedir. İYİ PARTİ olarak kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığının sona erdiği, şiddet ve fırsat eşitsizliği sorunlarının ortadan kaldırıldığı bir Türkiye vadediyoruz. Sayın Genel Başkanımız öncülüğünde kadını özne alan çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz ve edeceğiz.
Türkiye'de her geçen gün basın özgürlüğü azalıyor, gazetecilere ve düşüncelerini açıkça söyleyen herkese baskı yapılıyor, demokrasi ve hukuk ayaklar altına alınıyor. Oda TV yazarları Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın ardından, son olarak Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel'in tutuklanması bunun en somut örneği olmuştur. Çağrılarak mahkemeye gelen Murat Ağırel'in ertesi gün sabahın dördünde kapısına polis gönderilerek tutuklatılması ne vicdana ne insan haklarına ne de evrensel hukuka uygun olmuştur. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyor, şiddetle reddediyoruz. Ama biz bu uygulamayı daha önce de gördük; hâkim serbest bırakıyor, savcı itiraz ediyor, tekrar yakalama kararı çıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edelim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bunun ismi nedir biliyor musunuz? Bunun ismi "intikam hukuku"dur. Peki, ya bir gün hukuk size de lazım olursa, işte o gün hukukun, adaletin nasıl vazgeçilmez olduğunu anlayacaksınız siz de.
İktidar partisi, bu uygulamalarıyla korku değil, nefret yarattığının artık farkına varmalı. Kimse sizden korkmuyor ama çok nefret ediyor. Bu nefret iyi bir şey değil. Aklı, feraseti ve adaleti bir an önce gündeminize almalısınız. Unutmayınız ki hukuk hepimiz içindir. Adil ve bağımsız yargıya bir gün herkesin ihtiyacı olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Rusya'da Devlet Başkanı Putin'le görüşmeye gitti. Sayın Cumhurbaşkanının yanında kalabalık bir heyet de vardı ancak biz bu heyette bakanların yanında başka isimler de gördük. AK PARTİ Sözcüsü Sayın Ömer Çelik ve Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mahir Ünal da heyette yer alıyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ben şimdi buradan sormak istiyorum: Bu görüşmede Cumhurbaşkanı ve bakanların yanında bir parti sözcüsünün ve bir genel başkan yardımcısının ne işi vardı? Bu isimler Rusya'ya niye götürüldü? Aslında cevap açık, bu manzara, oradaki fotoğraf, şu anda Türkiye'ye parti devletinin hükmettiğinin en net fotoğrafıdır. Parti devleti, günümüzün uluslararası değerleri olan demokrasi, parlamenter yönetim, hukukun üstünlüğü, temel insan hak ve özgürlüklerinin geçerli olduğu, adil, hesap verebilir, şeffaf ve katılımcı yönetimle ilgisi olmayan, antidemokratik, baskıcı ve çağ dışı bir yönetim tarzıdır. Bu yönetim tarzını kabul etmemiz mümkün değildir.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.