GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:27.02.2020

HACI ÖZKAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'mizin birinci bölümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Ekranları başında bizleri izleyen Mersinli hemşehrilerim başta olmak üzere, aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Bir ürünün insan sağlığı ve güvenliği, tüketici, çevre, iş sağlığı ve iş yeri güvenliği gibi kamu yararı bakımından tehlike arz ettiği hâllerde gerekli düzenlemelerin yapılması ve önlemlerin alınması tamamen piyasa güçlerine terk edilemez. Kamunun bu gibi durumlara müdahil olması şarttır. Kamu, risklerin önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapar, bu kurallara uygunluğu denetler ve uygunsuzluk hâllerinde gerekli tedbirleri alır. Ancak üretim, ekonomi ve ticaretin mümkün olduğunca kesintisiz işlemesi de bir kamu yararıdır ve aynı şekilde kamu tarafından gözetilmelidir.

Dolayısıyla kamu erki, insan sağlığı ve güvenliği gibi bir kamu yararını korumak için müdahale ederken aynı amaca ulaşmasını sağlayacak yöntemlerden en az kısıtlayıcı olanı tercih etmeli, aldığı önlemlerde orantılı olmalıdır. İki ana kamu yararı arasındaki hassas denge mutlaka korunmalıdır. Bu kapsamda Avrupa Birliği mevzuatı esas alınarak ve 2002 senesinde yürürlüğe giren 4703 sayılı, Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun'la, ilk etapta kaliteli ve güvenli ürün üretimi için gerekli olan altyapı oluşturulmuştur. Akabinde ise bu kanuna dayanılarak ürün mevzuatları, teknik düzenlemeler hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur. Ancak, Avrupa Birliği 2010 yılında yürürlüğe koyduğu yeni yatay mevzuatıyla bu alanda önemli değişiklikler ve yenilikler yapmıştır. Nihai kullanıcıların, tüketicilerin elinde bulunan ürünlerin güvenli olmaması durumunda söz konusu ürünlerin geri çağrılması, uygun olmayan ürünlerin sorumlusunun bulunmasını teminen iktisadi işletmecilerin izlenebilirliği, e-ticaret piyasa gözetimi ve denetimi, ürün sorumluluğu tazminatı gibi hususlar düzenlenmiştir. Bu nedenle mevcut 4703 sayılı Kanun'un gözden geçirilmesi zorunluluğu doğmuştur.

Öte yandan, ülkemizin sürdürülebilir ihracat artışının temini açısından önem arz eden Türk malı imajının korunması amacıyla, ihraç edilen ürünlerin de güvenli olması, tağşişe konu olmaması ve ürüne ilişkin işaretleme, etiketleme ve belgelendirmenin alıcıyı yanıltmayacak şekilde yapılması kanunla zorunlu kılınmıştır. Bu kapsamda AB mevzuatının uyumuna ilaveten ihraç ürünlerimizin önünde teknik engel oluşumunu önlemek ve ülkemizin ürün güvenliği, piyasa gözetimi ve denetimi konularında zaman içinde ortaya çıkan ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 4703 sayılı Kanun'un yerine geçmek üzere, Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi hazırlanmıştır.

Teklifle gelen ve iktisadi aktörleri derinden ilgilendiren önemli bir yenilikten bahsetmek istiyorum. Bilindiği üzere, esas itibarıyla, ürünün güvenliğinden imalatçı veya ithalatçı sorumludur. Bunun birlikte, teklife göre, ürünü imal etmemekle birlikte, ürün üzerine kendi ismini yazarak kendini imalatçı olarak tanıtan kişiler imalatçı sayılmaktadır. Ayrıca, ürünü güvenliğini etkileyecek şekilde modifiye eden kişiler ile elinde bulunan ürünü kimden aldığını ispat edemeyen kişiler de artık imalatçı olarak sorumlu tutulmaktadır. Bu önemli yenilikle, ürünün güvenliğini etkileyen hiçbir aktör sorumluluktan kaçamayacak ve daha basiretli bir şekilde piyasada yerini alacaktır. İlaveten, iktisadi aktörler, tedarik zincirinde yer alan bir önceki ve bir sonraki aktörün bilgilerinin kaydını tutmakla yükümlü kılınmaktadır, böylece ürün güvensizliğinden sorumlu esas aktörün tespiti ve güvensizliğe dair önlemlerin alınması daha hızlı sağlanacaktır.

Bu vesileyle, Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanun Teklifi'mizin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)