GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 26 Şubat Hocalı katliamının 28'inci yıl dönümü vesilesiyle hayatını kaybeden soydaşlara Allah'tan rahmet dilediklerine ve Azerbaycan devletinin acısını paylaştıklarına, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu müfettişlerinin Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinde yaptığı denetim sonucunda hazırlanan rapora, TRT World'ün Heyet Tahrir el-Şam'ın lideri Ebu Muhammed El Culani'yle röportaj gerçekleştirdiğine, Heyet Tahrir el-Şam'ın Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilip edilmediği konusunda Hükûmetten açıklama beklediklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:61
Tarih:26.02.2020

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi sekiz yıl önce, 26 Şubat 1992'de dünya, insanlık tarihinin en korkunç katliamlarından biriyle uyandı. Tarihe kara bir leke olarak geçen katliam Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında meydana geldi. Ermeni kuvvetleri, kadın, erkek, çocuk ayrımı yapmaksızın önüne geleni katletti. Katliamın üzerinden yirmi sekiz yıl geçse de acısı hâlâ kalplerde dinmedi. 28 Şubat sabahına kadar süren katliamda 63'ü çocuk, 106'sı kadın, 70'i yaşlı 613 kişinin canına kıyıldı. Yüzlerce soydaşımız ağır yaralı olarak kurtuldu, binden fazla kişi ise Ermeni güçlerince esir alındı. Esir alınanlardan haber alınamadı. Dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen ve sessiz kalınan bu katliamı lanetle yâd ediyoruz. Hayatını kaybeden soydaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz.

Nerede bir Türk varsa bizlerin kalbi orada, onunla atar. Azerbaycan devletinin acısını paylaşıyorum. Soy ise soy, kan ise kan, can ise can; Azerbaycan Türkiye'dir, Türkiye Azerbaycan'dır.

Son zamanlarda israflarıyla, yolsuzluklarıyla ve Ensar Vakfına para aktarmasıyla gündemden düşmeyen Kızılayın yeni bir skandalı daha ortaya çıktı. Basında çıkan haberlere göre, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz kurumu müfettişleri 9-12 Aralık tarihleri arasında Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezinde denetim yaptı. Teftişin ardından Kurum Başkanı Doktor Hakkı Gürsöz imzasıyla da bir rapor hazırlandı. Raporda yer alan bilgilere göre, proje kapsamında Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kızılay protokol imzaladılar. Protokolle, kan toplama ve ilaç üretimine uygun plazma elde etme görevi Kızılaya verildi. Kızılay da bu iş için Ethem Sancak'ın yeğeni Murat Sancak'a ait "Maxicells Anonim Şirketi" adlı şirketle anlaştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Kızılay, kendi yapacağı işi, laboratuvar kapasitesi yeterli olmasına rağmen ihale etti; hem de yine, tanıdığımız, bildiğimiz, meşhur bir aileye. Üç yıl boyunca protokolün gereğini yerine getirmeyen, Türkiye'de de tesis kurmayan Sancakların şirketi de Almanya'da bir şirketle, kan göndermek üzere anlaşma imzaladı. 17 Şubat tarihli ve "ivedi" ibareli teftiş raporunda, Ethem Sancak'ın yeğeninin şirketinin kanları Almanya'ya göndermesinin DNA bilgileri açısından risk yarattığına dair vurgu yapıldı. Raporda, bağışçılara bilgilendirme yapılmadan kanların yurt dışına gönderilmesinin Kızılayın kan toplama faaliyetlerini de sekteye uğratabileceği uyarısında bulunuldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - "Sözleşmelerin revize edilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır." denildi bu raporda. Tank Palet Fabrikasındaki o meşhur ihaleyle yakından bildiğimiz Ethem Sancak, şimdi de yeğeni vasıtasıyla, bu kez de vatandaşın sağlığıyla ilgili bir konuda karşımızda.

Kızılaya gelince, bu kurum ve başındaki zat; bunlarla ilgili konuşmaktan hepimiz yorulduk. Sağlık Bakanlığının teftiş raporu doğrultusunda gerekenler yapılmalıdır. Yetkililerden bu konuyla ilgili açıklama bekliyoruz.

Daha önce kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'la röportaj gerçekleştiren TRT bir skandala daha imza attı. TRT'yi babasının çiftliğine çeviren bir Genel Müdür var; her seferinde söylüyorum, bir daha tekrar edeceğim. TRT World, terör örgütü Heyet Tahrir el-Şam'ın lideri Ebu Muhammed El Culani'yle bir röportaj gerçekleştirdi. Heyet Tahrir el-Şam, Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiyor mu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Türkiye'nin HTŞ'yi terör listesine alması, Resmî Gazete'de yayınlanan "DEAŞ ve El Kaide ile Bağlantılı Tüzel Kişi, Kuruluş ve Organizasyonlar" başlıklı maddenin (c) fıkrasındaki "El Nusra cephesi" isminin güncellenmesiyle olmamış mıydı? O zaman soruyorum size: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bunun adı, bu terörist örgütün ve liderinin reklamı değil de nedir? Bu konuda Hükûmetten açıklama bekliyoruz.

Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.