GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:13.12.2012

MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuyla Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2013 yılı bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizdeki telekomünikasyon sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi amacıyla 2000 yılında kurulan telekomünikasyon kurumunun adı 2008 yılında çıkartılan bir kanunla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak değiştirilmiş ve kuruma tüketicinin ve son kullanıcının korunması, kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunması ve benzeri gibi konularda düzenleme yapma yetkisi verilmiştir.

Kısaca BTK olarak isimlendirilen bu kurum, hepinizin yakından bildiği gibi, 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde Milliyetçi Hareket Partisinin Meclis dışında bırakılması için kaset komplosuyla karşı karşıya kaldığı ve siyasetin âdeta vatandaşların  yatak odalarına girilerek yapıldığı bir dönemde, olayları sessizce izlerken "sıranın AKP'li yöneticilere de geleceği" iddialarının ortaya atılması üzerine, hemen yirmi dört saat İnternet  başında nöbet tutma kararı alarak adını kamuoyuna duyurmuş, böylece kamu vicdanında bağımsızlığını yitirerek kendini âdeta Hükûmetin ve AKP'li yöneticilerin bekçisi ilan etmiştir. Kamu tüzel kişiliğini haiz özerk yapıdaki BTK, bu özerkliği âdeta "başına buyrukluk" olarak anlamaktadır. Kurumun teşkilat yönetmeliğinde son yıllarda sık sık yapılan değişiklikler hem çalışanları mağdur etmiş hem de kurumsallaşmayı engellemiştir. Genel olarak vatandaşlarımızın güvenli İnternet  kullanımından sorumlu olan BTK, bırakın vatandaşlarımızın İnternet  güvenliğini sağlamayı, kendi İnternet  sitesinin güvenliğini bile sağlayamamıştır. Nitekim, bu yılın şubat ayında "Redhack" ve "Anonymous" gibi gruplar tarafından kurumun İnternet sitesinin kırılarak tüketicilerin, TC kimlik numaraları dâhil, birçok kişisel bilgilerinin ele geçirildiği haberleri hepimizin hafızasındadır.

BTK, daha önceki dönemlerde göreve gelmiş yöneticileri istifaya zorlamak, temizlik ve güvenlik firması çalışanlarını yandaşlarla değiştirmek, kurum yapısıyla sürekli oynamak ve personeli oradan oraya sürmek yerine, enerjisini kurumların ve vatandaşlarımızın İnternet  güvenliğini sağlamaya yönelik faaliyetlerde harcamalıdır.

BTK, faaliyette bulunduğu birçok ülkede, kişisel verilerin ve iletişimin gizliliğini ihlal ettiği, temel insan hak ve özgürlüklerine aykırı davrandığı gerekçesiyle, Avrupa Parlamentosunun Türkiye'yi de içeren bir kararıyla, AB sınırlarında faaliyetlerini yasakladığı şaibeli "Phorm Solution" isimli bir şirketin Türkiye'de faaliyete başlamasına ve Türkiye'nin tekel durumundaki servis sağlayıcısı TTNET ile anlaşmasına onay vermiştir. Bu konuya ilişkin eleştiriler artınca da gereğini yapma yerine kendi resmî İnternet  sitesinde kısa bir açıklama yapmakla yetinmiştir. Bu onay acilen iptal edilerek vatandaşlarımıza ait bilgilerin başka firmalara pazarlanmasına engel olunmalıdır. BTK'nın kurulduğu 2000 yılında 4 olan sektördeki mobil işletmeci sayısı AKP döneminde 3'e düşmüştür. ARİA ve AYCELL'in "AVEA" olarak birleşmesinin devlete maliyeti yaklaşık 1,1 milyar dolar olmuştur. Bu süreçte ARİA şirketine ortak olan İtalyan TELEKOM şirketinin ne zaman, kimlerin aracılığıyla ve hisselerini kaça satarak ayrıldığı mutlaka açıklanmalıdır.

Sayın Bakan, sorumluluğunuz altında bulunan bu kurum ve sektörle ilgili aşağıdaki sorularımızın mutlaka cevaplandırılmasını beklemekteyiz.

Türk TELEKOM'un özelleşmesi sırasında yaklaşık 68 bin dolayında olan kurum çalışanı sayısı şimdi kaça düşmüştür ve bu süreçte kaç kişi farklı kurumlara sürülmüştür?

Alanı dışında çalıştırılarak atıl bırakılan iş gücüne şimdiye kadar kaç para ödenmiştir? Bu miktar özelleştirme geliriyle karşılaştırıldığında bu satıştan net ne kadar kazanılmıştır?

Türk TELEKOM'un özelleştirilmesinde ihale şartnamesine çalışanlar ve yıllık yatırımlarla ilgili hangi şartlar konulmuştur? Özelleştirme öncesi her yıl rutin yapılan yatırımlar ile özelleştirme sonrası yapılan yatırımlar arasında nasıl bir fark oluşmuştur?

Tük TELEKOM tarafından, kullanılmadığı hâlde sabit hatlı telefon abonelerinden alınan hat ücretleri toplamı ne kadar olmuştur, bu ödemeye daha ne kadar devam edilecektir?

Türk TELEKOM özelleşmesi sonrası imzalanan imtiyaz sözleşmesine yetkililerin muhalefet şerhi koymalarına karşın sayın kurum başkanı bu imtiyazı imzalamış mıdır, imzaladıysa daha sonra mahkeme kararıyla düzeltilen bu yanlış işlemi tesis eden kurum başkanına idari yönden nasıl bir işlem yapılmıştır?

Özelleştirme sonrasında da sektördeki fiilî tekel yapısını sürdüren Türk TELEKOM'a alternatif bir yapı bugüne kadar neden oluşturulamamıştır?

Son dönemde Türk TELEKOM'a ait taşınmazların satılarak TELEKOM'un içinin boşaltıldığı ve 2026 yılında geri alındığında boş bir TELEKOM'a kavuşulacağı iddiaları doğru mudur?

BTK'nın düzenlemeler hakkında Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda yer alan eleştirilere ilişkin ne tür işlemler yapılmıştır? Bu raporda açıkça eleştirilen ve başarılı bulunmayan bir kurum başkanı hangi kriterler dikkate alınarak ikinci kez başkanlık makamına atanmıştır?

BTK'nın ikinci başkanlığına seçilen şahsın göreve başlamasından bu yana kaç kişiye yer değişikliği, görevden alma, tayin, atama veya taciz yapılmıştır? Bu psikolojik tacize karşı Bakan olarak sessiz kalmanızın sebepleri nelerdir?

Kurumun icra makamları olan daire başkanlıklarına ve kurum başkan yardımcılıklarına yapılan atamalarda en az on yıl memuriyet şartına neden uyulmamıştır?

Kurumda yıllardır yetkili olan sendikanın son dönemde isim değiştirmesinde yapılan siyasi kadrolaşmanın bir etkisi olmuş mudur?

Sayın Bakan, kurum gelirlerinden elde edilen payla oluşturulmuş Evrensel Hizmet Fonu kullanımında haberleşme hizmeti dışı harcamalar yapıldığı ve Apo'nun ziyaretçilerinin İmralı'ya gidişinde kullanılan vapurun masraflarının bu fondan karşılandığı iddiaları doğru mudur?

Genellikle büyük şehirlerde gece yarısından sonra mahalle aralarına kurulan baz istasyonları çöplüğüne ne zaman dur denilecektir?

Köprü ve kara yolu geçişlerinde HGS'ye geçişin amacı ve sebebi nedir? Bu yolla kimlere yeni iş imkânları yaratılmış ve vatandaşlarımızın cebinden ne kadar para çekilmiştir?

Özetle; kurumun düzenlemesi ve denetlemesi gereken devasa bir sektörün sorunlarının çözümü yerine, çalışanlarıyla ve partizanca kadrolaşmayla uğraşması bu kuruma yakışmamaktadır. Yapılan bu yanlışlar aziz milletimiz ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından not edilmekte ve mutlaka bir gün hesabı sorulmakta kararlı bir tavır sergileneceğini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın bu bölümünde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün faaliyetleriyle ilgili de birkaç cümle söylemek istiyorum. Her ne kadar, bu sektördeki sayısal artışlarla ve kârla övünülmekle birlikte sektörün gerçek sorunları göz ardı edilmektedir. Son dönemde sivil havacılıkta meydana gelen kazalara ve kazaya neden olan uçuşlara ilişkin istatistikler sektörün durumunu açıkça göstermektedir.

Sivil Havacılık Akademisinin uluslararası sivil havacılık kaza raporlarına dayanarak verdiği veriler incelendiğinde, 2010 yılında Avrupa Birliği ve Amerikan havacılık şirketlerinin 1 milyon kalkış için ölümlü kaza oranları, sırasıyla 0,17 ile 1,36 arasında değişirken, Türkiye'de bu oranın 3,60 olması sektörün gerçek durumunu göstermektedir. Bu oran ile Türk sivil havacılığı ölümlü kazalarda Avrupa 1'incisi, dünyada ise dünya 3'üncüsü olmuştur. Bu oranın azaltılmasına yönelik önlemlerin acilen alınması gerekmektedir. Ülkemizde bu sektördeki sayısal büyümeye karşın şirketlerin kalifiye eleman ve teknik altyapı yönünden bu büyümenin gerisinde kaldığı açıktır. Mevcut yapı ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün sivil havacılığımızı kayıt altına alması ve denetlemesi mümkün görülmemektedir.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün uluslararası standartlar göz önüne alınarak acilen yeniden yapılandırılması sağlanmalıdır. Yeniden yapılandırma sürecinde mutlaka sektör deneyimi olan, yabancı dil bilgisine sahip, uzman ve kalifiye personel ile çalışılması kaçınılmaz olmalıdır. Uçuş güvenliğini doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren tüm alanlardan seçilmiş eğitimi ve tecrübesi ile uzman kişilerden oluşan bir uçuş emniyet kurulu kurulmalıdır. Ayrıca bu kurulun özerk ve bağımsız çalışması sağlanmalıdır.

Yine sivil havacılığımızda tamamen özerk bir şekilde yapılanmış bir denetleme kuruluna ihtiyaç vardır. Bakanlık şemsiyesi altında paydaşların bir araya getirileceği sivil havacılık üst kurulu ve havacılık şurası oluşturulmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle 2013 yılı bütçesinin ülkemize ve tüm kurumlara hayırlı olmasını diliyor, tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Işık.