GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:18.02.2020

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulda görüşmeye başlayacağımız Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Hazırladığımız ve bugün sizlerin huzurunda görüşeceğimiz kanun teklifimiz toplam 40 maddeden oluşmakta. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nda, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nda ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngörmektedir. Yapılan değişikliklerle bankacılık sektörü daha sağlam temeller üzerine dayandırılmakta, ileride karşılaşılması muhtemel risklere karşı, uluslararası uygulamalar da dikkate alınarak düzenlemeler gerçekleştirilmektedir. Sermaye piyasalarındaki ürünlerin çeşitliliği de artırılarak derinlik kazandırılmakta ve yatırımcıların hak ve menfaatleri korunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 2005 yılında yürürlüğe girmiş ve bankacılık sisteminin gelişmesine önemli katkı sağlamıştır. 2005 ile 2019 yıl sonu verilerini karşılaştırdığımızda sektörün aktif büyüklüğünün 397 milyar TL'den 4,5 trilyon TL'ye, toplam kredilerinin 153 milyar TL'den 2,7 trilyon TL'ye, öz kaynaklarının 54 milyar TL'den 492 milyar TL'ye, kârlılığının ise 5,7 milyar TL'den 49,7 milyar TL'ye yükseldiğini görmekteyiz.

2019 yılı sonu itibarıyla bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18,43; kredilerinin takibe dönüşüm oranı ise yüzde 5,33 olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlar da göstermektedir ki ekonomimize yapılan saldırılara rağmen bankacılık sistemimiz sağlam temeller üzerindedir. Türk bankacılık sektörünün bilanço büyüklüğünün gayrisafi millî hasılaya oranı ise 2005 yılı sonunda yaklaşık yüzde 84 iken 2019 yılı sonunda yaklaşık yüzde 105'e yükselmiştir. Bankacılık sektörünün bilanço büyüklüğünün gayrisafi millî hasılaya oranının artması sektörün daha hızlı büyüdüğünü açıkça göstermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk bankacılık sistemi, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra yapılan düzenlemeler ve güçlü sermaye yapısıyla, 2009 yılında yaşanan küresel krizden, doğrudan ekonomimizi ve istikrarımızı hedef alan 15 Temmuz hain darbe girişiminden ve 2018 yılı Ağustos ayında kur üzerinden ülkemiz ekonomisine yöneltilen dış kaynaklı saldırıdan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı politikaları, Hazine ve Maliye Bakanımız başta olmak üzere, ilgili kurumların zamanında müdahaleleri sonucunda başarıyla çıkmıştır.

Bilindiği üzere, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması açısından bankacılık sisteminin etkili kurallarla düzenlenmesi ve uluslararası düzenlemelerde yaşanan gelişmelere bağlı olarak bu kuralların güncellenmesi gerekmektedir.

Genel Kurulda görüşmekte olduğumuz bu düzenlemelerin amacı, sistemin daha sağlıklı işlemesi ve direncinin artırılması içindir. Bu nedenle, kanun teklifinde bankaların grup bazında kredi risklerinin takibinde önem taşıyan "risk grubu" tanımı genişletilmekte ve risk gruplarının Basel Bankacılık Denetim Komitesi tarafından yayımlanan standartlarla uyumlu hâle getirilmesi için denetim otoritesine yetki verilmektedir. Türk bankacılık sistemi içinde risklerin büyük bir bölümü mevduat bankaları tarafından üstlenilmektedir. Bu riskin kalkınma ve yatırım bankacılığı ile katılım bankacılığı tarafından da paylaşılması önem arz etmektedir.

Dünyadaki örneklerine bakıldığında söz konusu bankacılık türlerinin son yıllarda büyük gelişme kaydettiği görülmektedir. 2018 yıl sonu verilerine göre dünya genelinde faizsiz finans varlıklarının toplam değeri 2 trilyon doları aşmış olup bu rakamın on yıl içerisinde 3 trilyon doları geçmesi beklenmektedir. Faizsiz bankacılık Güneydoğu Asya'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne kadar çok geniş bir coğrafyada uygulanırken Türkiye'nin dünya katılım bankacılığından aldığı pay ise 2018 yıl sonu verileriyle sadece yüzde 3 civarındadır. Bu rakam oldukça düşüktür. Katılım bankacılığının ekonomik büyümeye daha fazla katkı sunacağı şekilde yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi önemlidir.

Kanun teklifiyle, katılım bankacılığının ürün ve hizmetlerinin uluslararası örneklerle uyumlu bir şekilde gelişme göstermesi hedeflenmektedir. Bu nedenle, katılım bankalarının çalışma prensiplerine uygun ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılmasına yönelik, Bankacılık Kanunu'nda değişiklik yapılmaktadır.

Diğer taraftan, mevduat ve katılım fonu kabul etme yetkileri bulunmayan, kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren ve özel kanunlarla kendilerine verilen görevleri yerine getiren kalkınma ve yatırım bankalarının da sunacağı ürün ve hizmetler çeşitlendirilerek katılım bankacılığına benzer şekilde ekonomik büyümeye katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Bankacılık Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle, kalkınma ve yatırım bankacılığı ile katılım bankacılığı daha aktif hâle getirilmektedir. Hayata geçirilecek değişikliklerle, sistemik öneme sahip bankaların faaliyetleri ve üstlendikleri risklerle uyumlu olarak gelecekte ortaya çıkabilecek olumsuz gelişmeler karşısında alacakları önlemleri içeren planları hazırlayarak Kuruma göndermesi, bankacılık faaliyetlerine özgü olarak bankalardaki müşteri sırrı ya da banka sırrı niteliğinde olan her türlü verinin yurt dışındaki üçüncü taraflarla paylaşılması ya da bunlara aktarılması konusunda Kurula düzenleme yetkisinin verilmesi, bankaların yaptıkları işlemler nedeniyle aldıkları ücret, masraf ve komisyonun belirlenmesi işleminin Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilmesi, ayrıca 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nda yapılan değişiklikle factoring şirketlerinin kuruluşunda nakden ödenecek sermaye tutarının artırılması ve daha kurumsal bir yapıya dönüştürülmesi sağlanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de daha güçlü bir ekonomik altyapı inşa etmek için, sermaye piyasalarındaki ürünlerin çeşitlendirilmesi, finansal derinliğin artırılması gerekmektedir. Sermaye piyasası mevzuatımız da bu kapsamda, Yeni Ekonomi Programı'mızda vurgu yapılan finansal mimariye uygun şekilde revize edilmekte ve piyasanın güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı ve rekabetçi bir ortamda gelişmesi temin edilmektedir. Ayrıca, sağlıklı ekonomik büyüme için finansman yükünün para piyasaları ile sermaye piyasaları arasında dengeli bir şekilde dağılması gerekmektedir. Ülkemizde finansal sektörün aktif büyüklüğü gayrisafi millî hasılanın yaklaşık yüzde 120'si düzeyindedir, sermaye piyasasının payı ise yaklaşık yüzde 10 oranındadır. Türkiye'de sermaye piyasasının toplam finansal büyüklükten aldığı pay istenilen düzeyde değildir.

Teklif ettiğimiz düzenlemeyle, yeni sermaye piyasası ürün ve hizmetlerinin altyapısı hazırlanmaktadır. Buna bağlı olarak teminat yönetim sözleşmesi, kitle fonlaması ve proje finansmanı gibi çok önemli düzenlemeler hayata geçirilmektedir.

Kanun teklifinde, Sermaye Piyasası Kuruluna, dünya uygulamaları örnek alınmak suretiyle, ülkemizde de benzeri şekilde, kitle fonlama platformlarına ilişkin düzenleme yapması konusunda yetki verilmektedir. Yatırım kuruluşlarının proje finansmanı konusunda faaliyette bulunmasına ve proje finansman fonları kurabilmelerine imkân sağlanmaktadır. Bu kapsamda, uzun vadeli ve yoğun sermaye isteyen yatırımların finansmanının sağlanması amacıyla proje finansman fonu ve projeye dayalı menkul kıymetlere ilişkin düzenleme getirilmektedir. Küçük yatırımcıya fonlar üzerinden büyük projelerin gelirlerine dolaylı olarak katılma hakkı sunulmaktadır. Bununla birlikte, sermaye piyasası mevzuatını sadeleştirerek şirketlerin mevzuata uyum maliyetlerinin azaltılmasına ve finansal yeniden yapılandırma süreçlerinin kolaylaştırılmasına imkân sağlanmaktadır.

Kanun teklifiyle, ayrıca, bankacılık sektöründe ve sermaye piyasalarında işlenen ihlallerin tespit edilmesi, tedbirlerin uygulanması; idari, hukuki, cezai yaptırımların etkinliğinin sağlanması ve caydırıcılığının artırılması amaçlanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak, kanun teklifimizle ilgili genel değerlendirmede bulunacak olursak, bugün gerekli değişikliklerin yapılması için Genel Kurulda görüştüğümüz kanunlar, hazırlandığı dönemler açısından sistemin önünü açan iyi düzenlemelerdi. Ancak finansal sistemde yaşanan hızlı gelişim, ürün ve hizmet çeşitliliğinin artması, sisteme erişim kanallarının çeşitlenmesi nedeniyle ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalan bazı düzenlemelerin revize edilmesi ve getirilen yeni düzenlemelerle finansal sistemin daha etkin ve dinamik bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir büyüme göstermesi, bankacılık sektörünün de bilançosunu güçlendirmiş ve daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmuştur. Bu sağlıklı yapı, çok sayıda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin finansal sektörlerinin çalışamaz hâle geldiği, bankalarının merkez bankalarından ve kamudan mali destek sağlayıp ancak ayakta kaldığı küresel krizde bankalarımızın güçlü olarak ayakta kalmasını sağlamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Savaş, tamamlayalım.

MUSTAFA SAVAŞ (Devamla) - Böyle bir dönemde dahi bankalar hem özel sektörü hem de kamu kesimini finanse etmeyi sürdürmüştür. Türkiye ekonomisindeki istikrardan ve büyümeden güç alan bankacılık sektörü, ülkemizin geleceğine yatırım yapmaya devam etmektedir.

Yüce Meclisimizin huzuruna getirdiğimiz kanun teklifiyle, finans sektörünün gelişmesine ve uluslararası alanda daha fazla rekabet edebilmesine imkân sağlanacaktır. Bu vesileyle yüce Meclisimizde alınacak kararların hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)