| Konu: | 161 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesiyle kentsel rantların vergilendirilmesi olarak ifade edilebilecek bir ilkeden hareket edilmekle birlikte bu rantların vergilendirilmesi ya da kamuya aktarılması yönünde yeterli düzenlemenin yapılmadığına ve uygulamada yaratacağı sorunlara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 06.02.2020 |
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Madde, kentsel rantların vergilendirilmesi olarak ifade edebileceğimiz bir ilkeden hareket etmekle birlikte varmış olduğu sonuç, bu rantların vergilendirilmesi ya da kamuya aktarılması yönünde yeterli bir düzenleme yapmamaktadır. Sorunlu bir maddedir, uygulamada birçok sorun yaratacaktır, çok kısaca onları özetlemek istiyorum.
Birincisi: Madde parsel bazında yoğunluk artıran düzenlemeleri yasaklarken en az 1.000 metrekare olmak kaydıyla ada bazında yoğunluk artıran düzenlemeleri parsel sahiplerinin oy birliğiyle talebine bağlamıştır. Bu talep uyarınca yapılacak plan değişikliklerinde eski plana ve yeni plana göre oluşan değerler arasındaki fark, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri arasında paylaştırılacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tamamlayabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Burada parsel sahiplerine herhangi bir hak verilmemektedir. Oysa kentsel rantlarda parsel sahiplerinin de haklarının olduğunu unutmamak gerekir.
Bundan daha önemli olan husus şudur: Eğer Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ada bazındaki plan değişikliğini resen yaparsa bu takdirde yeni plana göre oluşan değer ile eski plana göre oluşan değer arasındaki farkı hiç kimse ödemeyecektir. Böyle bir çifte standardı kabul etmek mümkün değildir. Parsel sahipleri bir araya gelecek, plan değişikliği için talepte bulunacak, ona, müteahhide denilecek ki: "Bu değeri ödeyeceksin, yoksa ruhsat bile alamazsın." Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu değişikliği yaparsa asla kimseye değer artış payı ödemeyecektir; bu, kabul edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Son söyleyeceğim husus şudur: Değer tespiti idarece oluşturulacak kıymet takdir komisyonunca yapılacaktır. Ancak bu kıymet takdir komisyonu, iki değerleme şirketinden alınacak değerlerin ortalamasını alacaktır. Böyle bir değer takdiri olamaz. Bir yandan maddenin üstteki fıkralarında diyorsunuz ki: "Değer tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11'inci maddesindeki hususlar göz önünde bulundurulur." Ki 11'inci maddede çok ayrıntılı hususlar sayılmıştır; taşınmazın cinsi, nevi, imar durumu, emsal geliri, çevrede satılan bir taşınmaz var mı, onun değeri, varsa vergi beyanı... Vergi değeri değil bakın, vergi beyanı. Bunu, vergi dairesinden, belediyeden değerleme şirketi alamaz ama kamu kurumu alabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkan. Çok teşekkür ederim.
Bir yandan "Bütün bunlar dikkate alınmalı." deniliyor üstteki fıkralarda, sonra da aşağıda -AK PARTİ önergesiyle yapılan değişiklik çerçevesinde ifade ediyorum- iki değerleme şirketinin değeri alınacak ve bu değerin ortalaması alınacaktır. O zaman değer takdir komisyonu kurmaya da gerek yok. Komisyona bu kadar güvensizlik olabilir mi? İki değerleme şirketinden değer alınsın ama komisyon bu değerleri de göz önünde bulundurarak bir değer tespit etsin, doğrusu budur. Ben uyarı görevimi yapıyorum. Aksi takdirde bu madde çok sorun yaratacaktır ve inanıyorum, bu maddeyi değiştirmek için buraya AK PARTİ Grubu yeni bir teklifi kısa zamanda getirecektir.
Teşekkür ederim.