| Konu: | Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 04.02.2020 |
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; depremi, halk tabiriyle "zelzele"yi konuşuyoruz. Ben size çok zelzele örneği vereceğim şimdi ama öncelikle görüşülmekte olan yasa teklifinin, üzerinde yapılan biraz önceki tartışmalarla, aslında neye hizmet ettiğini çok açık bir şekilde görüyoruz. Türkiye'nin kendisi, ahlaki, ekonomik, insani, vicdani, siyasi bir zelzeleyle karşı karşıyayken güya depreme karşı önlem alıyormuş gibi yaparak gündemi meşgul etmek hiçbir soruna çözüm getirmiyor. Bakınız, ben size Türkiye'nin yirmi yedi yıldır konuştuğu zelzelenin bugün bir zelzeleyle daha ne hâle getirildiğini ifade etmek istiyorum.
1550'li yıllarda Pir Sultan Abdal, Madımak'a yakın, 500 metrelik mesafede Mal Meydanı'nda idam edildiğinde "Pir Sultan Abdal'ım ey Dede Himmet/ Kendine cevr etme, âleme rahm et/ İstanbul şehrinde ol sahip devlet/ Tacı tahtı ile yıkılmalıdır." demişti çünkü Türkmen köylüsü yoksuldu, açtı, Türkmen köylüsü ekmeğe muhtaçtı. Bunu dile getiren Pir Sultan Abdal orada idam edilmişti. Pir Sultan Abdal'dan yaklaşık beş yüzyıl sonra benim Genel Başkanlığını yaptığım ve tamamı dostlarım, arkadaşlarım, yakınlarım olan bu insanlar göz göre göre sekiz saatlik bir canlı yayında katledildiler ve bir zelzele daha oldu; bu katillerden biri affedildi. Gerekçe, yaş; gerekçe, sağlık. Peki, şu anda Türkiye genelinde hapishanelerde 1.356 hasta varken ve yaklaşık 457'si ölümcül iken siyasi bir kasıtla bu kişinin seçilip affedilmiş olmasının herhangi bir açıklaması var mıdır? Yoktur. İslam tarihinde insan yakana "nemrut" derler, İslam tarihinde insan katledene "firavun" derler. Nemrutların, firavunların davası başka türlü görülür. Hızır Paşalık yapmanın bir âlemi yoktur. Hızır Paşaların devri bitmiştir, Osmanlı şeyhülislamlarının devri bitmiştir. Marx'ın tabiriyle, nasıl ki "Hegel'in diyalektiği kafa üstü duruyordu, ben onu aldım ayaküstü diktim." dedi ya, siz cumhuriyeti kafa üstü diktiniz, bütün kan beynine yürüyor ve halkın çeşitli kesimleri karşı karşıya geliyorlar, utanç verici bir tablo söz konusu.
Berkin Elvan davasında, Berkin Elvan kendi katliamından sorumlu tutuluyor dünkü jandarma raporunda. 65 yaşında, 2 çocuğu engelli olduğu hâlde Elif Kısa anne şu anda tutuklu. 2 engelli çocuğu var Sayın Bostancı, lütfen bu hakikatle ilgilenin. Elbistan'da 2 engelli çocuğu olan Elif Kısa anne, uyduruk bir gerekçeyle tutuklu. Ve Gülistan Doku nerede?
Bütün bunlar bu hakikatin bir parçasıdır. Bakınız, yaşlı ve hasta diye değil siyasi bir mesaj olarak yapılmıştır bu ve bu siyasi mesajla mazlumlara, masumlara bir mesaj verilmek istenmiş ve Sivas'ta bir gazete bunu manşet yapmıştır. Ne diyor bakınız ışıklara gark olası Fuzuli: "Kıtmir ufacık bir meslek alınca, sadrazam gibi payesine bak; işin düşünce, başın dara gelince tecrübe eyle de mayasına bak." O mayasına baktıklarımız, katili, Alevi tabiriyle "dede" yapmışlar ve dede kamuoyunda çok seviliyormuş efendim, özlemle bekleniyormuş, ondan dolayı bir af söz konusu olmuş. Bakar mısınız şuraya.
Burada çok ciddi bir vicdan yaralanması söz konusudur. Burada bu konu için bir divan kurulmalıdır. Bu divanı Pir Sultan Abdal beş yüz yıl önce söylemişti. Bu divan hakkın, hakikatin ve adaletin divanı olmak durumundadır. Bu dava yeniden görülmek durumundadır. Cafer Erçakmak on sekiz yıl arandı, Madımak Oteli'ne 18 metre mesafede öldü. On sekiz yıl arandı, bulunamadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlıyorum izninizle.
BAŞKAN - Buyurun.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - 2 Temmuz 1993, Madımak katliamının kendisi birinci katliam, 13 Mart 2012'de Madımak katilleri hakkında verilen zaman aşımı kararı ve bu karara dönemin Başbakanının "Bu karar Türkiye'ye hayırlı uğurlu olsun." demesi ikinci katliam ve bu af maalesef ve ne yazık ki ve ne ayıp ki üçüncü katliamdır.
Hâl böyle olunca bizim hakkı, hakikati, adaleti savunmak gibi bir görevimiz var. Cumartesi günü saat 14.00'te benim de Genel Başkanlığını yaptığım Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinin 95 şubesi Ankara'da Adalet Bakanlığının önünde olacak. Adalete, eşitliğe, özgürlüğe inananları oraya katılmaya davet ediyorum.
Sevgili dostlar, yine Pir Sultan Abdal'ın tabiriyle, bu devran dönecek ve adalet, hakkaniyet yerini bulacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Sayın Başkan, izninizle lütfen, tamamlıyorum.
BAŞKAN - Pir Sultan Abdal'dan dolayı, buyurun.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Eyvallah, teşekkür ediyorum.
Bunun için Pir Sultan Abdal beş yüz yıl önceden şunu söylemişti: "Ben Musa'yım sen Firavun/ İkrarsız şeytan-ı lain/ Üçüncü ölmem bu hain/ Pir Sultan ölür, dirilir." Beş yüz yıl önceden bugünleri görerek söylemişti. Ve yine Pir Sultan'ı, yine hakkı, hakkaniyeti, yine adaleti, yine semah dönenleri, yine saz çalanları, yine nefes söyleyenleri, Nesimi Çimen'i, efendim, Asım Bezirci'yi burada saygıyla sevgiyle anarken diyorum ki: Bütün Türkiye bu hakkaniyete, bu değerlere sahip çıkmalı, bu karar gözden geçirilmeli. Bu karara dair, Türkiye genelinde şu anda tutuklu olan hasta, yaşlı ve tedavi görenler için bu uygulanmalıdır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)