| Konu: | Hükûmeti Yunan ilhakı altındaki Aydın ili sınırları içindeki Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik ve Bulamaç adaları ile Muğla ili sınırları içindeki Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık adaları konusuna bir an önce müdahale etmesi gerektiği yönünde uyardıklarına, Kızılayın vergi muafiyeti statüsünü vasıta yaparak Ensar Vakfına vergi matrahından düşecek şekilde 8 milyon dolar aktaran taraflar için de Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesinin uygulanıp uygulanmayacağını öğrenmek istediğine, Kızılay Başkanının "Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır." ifadesine, İYİ PARTİ Sakarya İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla Emniyet Müdürlüğüne ifadeye çağrılmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 30.01.2020 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aydın ilimiz sınırları içinde bulunan Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergisçik ve Bulamaç Adaları ile Muğla ilimiz sınırları içindeki Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık Adaları Yunan ilhakı altındadır. Hükûmet yıllardır yaptığımız uyarıları duymazdan gelmiş, Türk Silahlı Kuvvetlerine ilhakın önlenmesi için hiçbir direktif vermemiştir. Ayrıca, fiilî ilhak girişimlerinin başladığı 2004 yılından bugüne kadar adaların ve kayalıkların boşaltılması için Yunanistan'a nota dahi verilmemiştir. Hükûmet her zamanki gibi geç kalmış, bu konuya da yerinde ve zamanında müdahale edememiştir. Gördüğümüz kadarıyla hâlâ daha Yunanistan'a resmî hiç bir kınama ya da uyarı yok. Bundan sonra atılacak olan adımlar hiç değilse hızlı ve yerinde olmalıdır. Hükûmeti bu konuda daha fazla zaman kaybetmemesi için uyarmak istiyoruz.
Gelelim, bugün, dün televizyonlarda ve kamuoyunda çok tartışılan Kızılay meselesine. İktidara yakın olan bir şirket iki yıl önce Kızılay üzerinden Ensar Vakfına 7 milyon 925 bin dolarlık bir bağış yapmış. Yani firmaya muktedirlerce talimat verilmiş, Ensar Vakfına da "8 milyon dolar bağış yap." denmiş. Firma, bu yardımı vergi matrahından düşürmek için yol arıyor, en sonunda buna en uygun yol olarak Kızılayı buluyor. Kızılaya bir komisyoncu kuruluş gibi "Sana 75 bin dolar komisyon vereyim, al bunu benim adıma Ensar Vakfına ver." diyor. Kızılay bu işten kazançlı mı? Çok kazançlı, 75 bin dolar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Esas kazançlı kim? Ensar Vakfı. Ondan daha çok kazançlı kim? BAŞKENTGAZ AŞ. Nasıl kazançlı? Hem bu yaptığı bağış karşılığında ciddi ihaleler alıyor hem de yaptığı bu bağışı vergi matrahından düşüyor. Vergi matrahından düşmek için ne yapıyor? Kızılaya 75 bin dolar komisyon veriyor. Sayın Hamzaçebi burada mı bilmiyorum, o hepimizden iyi bilir. Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesinin (B) fıkrasında şöyle diyor, ispat maddesidir o: "Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır." Yani sizin o dolandırdığınız, arkadan dolaştığınız gibi değil "gerçek mahiyeti esastır" diyor. Televizyonda tartışan arkadaşlar bilmese bile, vergi hukukuyla meşgul olan ve benim gibi yıllarca vergi cezalarına maruz kalan bir adam çok iyi bilir bunu; vergi mükelleflerinin vergiden kaçınmak için yaptığı işlemleri vergi idaresi olduğu gibi kabul etmez, işlemin gerçek mahiyetini esas alır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Türkkan, buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Yani siz istediğiniz kadar bunu bu şekilde dolaştırın edin, hukuka uyguna hâle getirdiğinizi zannedin, vergi daireleri bunun esasını, işlemin gerçek mahiyetini kabul eder.
Şimdi buradan sormak istiyorum: Kızılayın vergi muafiyeti statüsünü vasıta yaparak Ensar Vakfına vergi matrahından düşecek şekilde 8 milyon dolar aktaran taraflar için de bu maddeyi uygulayacak mısınız? Hâlihazırda Kızılay Başkanı da yaptıkları bu işlemin gerçek mahiyetini televizyon ekranlarından itiraf ediyor. Hukukta bu duruma "kanuna karşı hile" deniyor, hukuki ismi de bunun bu. Kızılay Başkanı söz konusu bağışı "Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır." diye savunuyor.
Ben size bir şey söyleyeyim mi Sayın Kızılay Genel Başkanı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi toparlayın lütfen.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan biraz müsaade isteyeceğim.
Bu yaptığınız ahlaksızlığı savunmak var ya daha büyük bir ahlaksızlıktır aslında.
Bu kişinin hâlâ bu kurumun başında oturması da çok büyük bir talihsizliktir. Bu ülkede insanlarımızın sırtına vergi yükü bindiriyorsunuz. Bütçe açığı var ülkenin. Vatandaş her adım attığında vergi ödüyor, insanlarımız her şey için vergi ödüyor; yediğine, içtiğine, barınmasına, ısınmasına her şeye vergi ödüyor, bu vergilerden hiç kaçınamıyor ama siz beraber iş tuttuğunuz şirketlerin vergi matrahından düşmesi için onlara Kızılayı aracı kullandırarak yol gösteriyorsunuz.
Dün, Sakarya İl Başkanımız polisin davetiyle ifade vermeye çağırıldı. Sakarya İl Başkanımız da daha önce burada milletvekilliği yapmış, benim de dostum, benim öğrencilik dönemimde de Sakarya yurt başkanı olan merhum Mustafa Kılıçaslan'ın -Allah rahmet eylesin- oğlu Selçuk Kılıçaslan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi toparlayın lütfen, buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - ...10 Mart 2019 tarihinde bir basın açıklaması yapıyor. O açıklamada, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in Denizli'de düzenlenen mitingde halka hitaben "Cumhurbaşkanının 'terörist' dediği Denizlililer, nasılsınız?" sözlerini hedef alarak Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sayın Akşener'e dediği "Birileri şu an cezaevinde süre dolduruyor, aynı yola sen de düşebilirsin. Cumhurbaşkanına iftira atamazsın. Türkiye yol geçen hanı değildir, bir hukuk devletidir." sözlerini eleştirdi. Kılıçaslan, Sayın Meral Akşener'i savunan birtakım sözler ifade etti: "Cumhurbaşkanlığı gücü ve imkânlarının ardına sığınarak tehdit etmek kimsenin haddi değildir. Sayın Genel Başkanımız aziz Türk milletinin evlatlarının teröristlikle itham edilmesine sessiz kalmamış ve hakkı haykırarak itham sahiplerini uyarmıştır." dedi. İl Başkanımızın bu açıklamasından sonra Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış ve on ay sonra ifade vermek üzere Emniyet Müdürlüğüne davet etmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bitiyor Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Bir kez daha tamam ama bu sefer bitirelim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Gerekçe ne? Cumhurbaşkanına hakaret. Beyler, burada bu hiç Cumhurbaşkanına hakaret vesaire değil, böyle herhangi bir konu da yok, ifadelere baktığınızda bunun olmadığını göreceksiniz; bu, sadece Sayın İl Başkanımızın Sayın Meral Akşener'in sözlerini aktarmasından ibaret.
Ama ben size bir şey söyleyeyim: Sayın Cumhurbaşkanının etrafında kümelenmiş bir güruh var, Sayın Cumhurbaşkanından daha fazla kralcı, adalette bunlar daha fazla. Bu Sayın Savcı, Cumhurbaşkanına sinyal veriyor aklı sıra, Sayın İl Başkanımızı ifadeye çağırıyor. Sayın İl Başkanımızın ifadelerinin arkasında durmaya devam edeceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)