| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 29.01.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun İdlib'le ilgili verdiği araştırma önergesi hakkında söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Suriye'de başlayan iç savaşın üzerinden tam dokuz yıl geçti. AK PARTİ iktidarının hatalı ve yanlış dış politikaları neticesinde Türkiye Arap Baharı'nın kaybeden ülkesi konumuna gelmiş, aynı zamanda Rusya, Amerika ve İran'ın etki alanlarının hiç olmadığı kadar artmasıyla bölgenin kaybetmiş ülkesi durumundadır. Türkiye bugün dünyanın en çok sığınmacı barındıran ülkesi konumuna geldi. Ülkemizde bulunan Suriyeli göçmen sayısı 5 milyonun üzerine çıktı. Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içindeki sığınmacıların külfetini ülkemizin sınırlı kaynaklarından karşılamaya gayret etmeye devam ediyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Astana Mutabakatı neticesinde, Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı görüşmelerde, Suriye'de İdlib de dâhil olmak üzere 4 gerginliği azaltma bölgesi belirlenmişti. Bugün söz konusu 4 bölgenin 3'ü rejim güçleri tarafından ele geçirilmiş durumda. Geldiğimiz noktada İdlib muhalif grupların son mevzisi, Esad rejiminin ise son hedefi hâline gelmiştir. Suriye'de durum gittikçe daha sıkıntılı bir hâl almaktadır. İlan edilen son ateşkes çoktan bozulmuş durumdadır. İdlib'te Şam ve müttefiklerin sivil yerleşim yerleri de dâhil olmak üzere saldırıları giderek artmaktadır. Bölgenin doğusu her an Esad yönetiminin eline geçebilir. İdlib'te ateşkes lafta kalmış, aldanan yine ne yazık ki Ankara olmuştur. Sığınmacı akımı bu durumun vahametini daha da artırmaktadır. Araştırma önergesini verdiğimiz 27 Ocakta yani iki gün önce yerlerinden edilerek Türkiye sınırına dayanan sivil sayısı 450 bindi. Aradan iki gün geçti, bugün bu sayı 541 bine dayanmış durumda. Yani iki günde sınırımıza gelen İdlib'ten göçmen sayısı 91 bin artmış ve saldırıların yoğunlaşmasıyla İdlib'in çeşitli bölgelerinden göç artarak devam ediyor. İdlib'in düşmesi hâlinde bu sayının 2 milyona ulaşacağını öngörüyoruz. Ülkemizin yanı başında gerçekleşecek ve aralarında mutlaka teröristlerin de yer alacağı nüfus yoğunlaşması, siyasi gelişmelere göre Türkiye'ye ve halkımıza yönelik daimî bir risk zeminini de oluşturacaktır.
Buradan bir uyarıda bulunmak istiyorum: Şu anda dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke konumuna getirdiğiniz Türkiye'nin, İdlib'den gelmesi beklenen 2 milyon yeni sığınmacıyı kabul etmesi mümkün değildir. Bugünden itibaren yapılması gereken, sınırlara yığılan yeni sığınmacı dalgasını Fırat'ın batısı başta olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin oluşturduğu güvenli bölgelere yönlendirmektir. İdlib bölgesinde bulunan El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el-Şam başta olmak üzere radikal siyasi grupların hamisi olarak AK PARTİ tarafından güdülen Suriye dış politikası artık tam anlamıyla çökmüştür. Bundan sonra Türk devletinin çıkarları ve istikbali ile Suriye'de bulunan radikal grupların çıkarları ve istikbali arasında ayrım muhakemesini yapmak mecburiyetindesiniz; aksi takdirde, tarih ve millet karşısında bunun bedelini ödeyemezsiniz. Yeni sığınmacı akınlarının önüne geçebilmek için İdlib'deki çatışmaları mutlak surette durdurmak ve buna yönelik bir dış politika izlemek zorundayız; aksi takdirde, İdlib'den Türkiye'ye gelecek milyonlarca yeni göçün önüne geçilmesi mümkün olmayacaktır. Gündüz, kandilini hazırlamayanın gece karanlığa razı olması mukaddemdir. Aynı hataları tekrarlamayın ve lütfen bu kez ikazlarımıza kulak verin, gerekli önlemleri derhâl alın, Türkiye'yi karanlığa sürüklemeyin.
Verdiğimiz araştırma önergesine destek vereceğinizi umuyor, yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)