GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:42
Tarih:14.01.2020

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ARSLAN (Kars) - Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Kanal İstanbul Projesi, dokuz yıl önce ortaya, gündeme getirilmiş; sonra, dokuz yıl sonra, iki ay önce konuşulmuş bir proje değil. Dokuz yıl önce açıklanırken de bir mutfak çalışması vardı. Bendeniz o zaman da bu mutfak çalışmasının içerisinde bulunuyordum. Daha sonraki süreçlerde, güzergâh çalışmaları birçok üniversiteyle birlikte yapıldı. 2013-2014 yılında yaklaşık 10 bin metre sondaj yapıldı. Daha sonraki dönemde, 200 bilim insanı, uzman, 16 profesör, 6 doçent, 16 doktor, birçok yüksek mühendis ve mimarın da içinde bulunduğu ilave çalışmalar yapıldı. Daha sonra, on sekiz ay boyunca da ÇED süreci devam etti ki bu dönemde halkın katılımıyla da toplantılar yapıldı. Özellikle bunu Avrasya'da, Marmaray Projesi'nde, üçüncü havalimanında da gördük. Önce bunların bir hazırlık süreci vardır, o hazırlık süreçleri çalışıldıktan sonra diğer ayrıntılar paylaşılır. Bütün bunlar, bu çerçevede, bir günde olmadı, dokuz yılın emeğidir, dokuz yılın sonunda bu aşamaya gelmiştir.

Boğazlar sadece bizim değil. İstanbul, medeniyetlere başkentlik yapmış, birçok medeniyetin değerlerini taşır. Bu değerlere sahip çıkmak, bu değerleri korumak, dünya mirasını korumak bizim boynumuzun borcudur. İşte bunu yapmak için İstanbul Boğazı'nı tehlikelerden kurtarmak, korumak hiçbir parayla ölçülmez. Velev ki bir can dahi parayla kıyaslanmaz. İstanbul'un tarihî dokusunun korunması da parayla ölçülmez. O yüzden, Kanal İstanbul'un maliyeti düşünülerek "Bundan vazgeçelim, İstanbul Boğazı'na ve İstanbul'a ne olursa olsun." diyecek hâlimiz yok.

Bir şeyi özellikle ve özellikle vurgulamak isterim: Montrö Sözleşmesi ne yazık ki iyi bilinmiyor, iyi bilinmediği için de yanlış yorumlar yapılıyor. Montrö Sözleşmesi'nde özellikle "Boğazlar" ifadesi geçer veya "Boğazlar" genel deyimi. "Boğazlar" genel deyimi, hem Çanakkale Boğazı'nı hem Marmara Denizi'ni hem İstanbul Boğazı'nı kapsar ki boğazlardan askerî bir geminin geçişiyle veya diğer gemilerin geçişiyle ilgili işlem yapılırken Çanakkale Boğazı'ndan girip İstanbul Boğazı'ndan Karadeniz'e çıkışına kadar olan kısmı birlikte değerlendirilir; özellikle bunu vurgulamak isterim.

Sayın Başkanım, cümlem yarım kalmasın. Eğer bir süre verirseniz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.

AHMET ARSLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sadece boğazlardan geçişi değil, bir de Karadeniz'de bulunacak gemileri sınırlayan da bir kısmı var bunun. O da özellikle savaş zamanları hariç, barış zamanında da Karadeniz'de kıyıdaş ülkelerin dışındaki ülkelerin savaş gemilerinin tonajının 45 bin tonu geçemeyeceğini, yirmi bir günden fazla kalamayacağını özellikle sınırlar ve bu da Türkiye'nin kontrolündedir. Hâl böyle olunca da Türkiye için boğazlar neyse, Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı, Marmara neyse bununla birlikte Karadeniz'in güvenliği aynı şeydir.

Kanal İstanbul bir iç su yolu olarak gemilerin geçişini kolaylaştıracak, İstanbul'a gelir getirecek, İstanbul'un yaşam konforunu artıracak, İstanbullunun yaşam konforunu artıracak, bunda hiç şüphe yok. Ama bilinmeli ki boğazlar tüzüğü ayrı bir şeydir, Montrö ayrı bir şeydir, bir iç su yolu olarak yapılacak olan Kanal İstanbul ayrı bir şeydir; bunları kesinlikle karıştırmamak lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

AHMET ARSLAN (Devamla) - Zira, biz hiçbir projeyi ülkemize ihanet olsun diye yapmıyoruz, hiçbir projeyi insanımız mağdur olsun diye yapmıyoruz; bu, üçüncü havalimanı için de böyledir, Avrasya için de böyledir, Marmaray için de böyledir, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü için de böyledir. Zaman zaman farklı yorumlar yapılmakla birlikte, biz, bütün bu projeleri ülkemizin kalkınması, gelişmesi, büyümesi, insanımızın refahını artırması için yaparız.

Bir şeyi daha özellikle vurgulamak isterim: Ekonomik olarak ne kadar güçlüyseniz, dünya ekonomisi veya komşularınızın ekonomisi size ne kadar bağlıysa siyaseten o kadar güçlüsünüz anlamına gelir. İşte ülkemizin yaptığı bu büyük ulaşım projelerinin, sağlıkla ilgili projelerin, vesair projelerin amacı ülkeyi güçlendirmektir, büyütmektir; bu, aynı zamanda, siyasi olarak da güçlü olmak, dünyada sözünüzün daha fazla geçmesi anlamına gelir.

Kanal İstanbul bu amaçla çok önemlidir diyor ve saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)