| Konu: | Cumhurbaşkanlığının, Türkiye'nin millî çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü tedbiri almak, Libya'daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye'nin Libya'daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti tarafından talep edilen desteği sağlamak, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekât ve müdahalede bulunmak üzer |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 02.01.2020 |
EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz vatandaşlarımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum. 2020 yılının hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.
Biraz önce Libya'ya asker göndermeyle ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi hakkında partilerimizin grupları konuşmalarını yaptılar, diğer parti temsilcileri de burada konuşmalarını yaptılar. Doğrusu, Libya'da ne yapıyoruz, kısaca özetlemek istiyorum. Ben, burada karşınızda hem Ankara Milletvekili hem Türkiye Cumhuriyeti'nin Libya Özel Temsilcisi olarak beş yılı aşkın bir zamandır görev yapıyorum. Burada Türkiye ne yaptı bugüne kadar, bundan sonra ne yapacak, kısaca onlara değinmek istiyorum. Eylül 2014 itibarıyla özel temsilcilik ihdas edildi ve o gün ilk görevimizi, ilk ziyaretimizi 28 Eylülde Tobruk tarafına yaptık. Tobruk tarafında Meclis Başkanı Sayın Akile Salih ve milletvekilleriyle görüştük, orada şu mesajları verdik:
"1) Libya'da siyasi bir kriz var. Bu krizin çözümünün de diyalog yoluyla olması lazım.
2) Türkiye, dış müdahalelere karşıdır.
3) Türkiye, Libya'nın toprak bütünlüğünden yanadır, Libya'nın toprak bütünlüğünü savunmaktayız.
4) Türkiye, Libya'da herkese eşit mesafededir.
5) Taraflar isterse Türkiye ara buluculuğa hazır." dedik.
Bizim bu ara buluculuk teklifimizi şiddetle reddettiler ve dediler ki: "Birleşmiş Milletlerin girişimi var. Biz Birleşmiş Milletlerin girişimine tabiyiz." Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak Birleşmiş Milletlerin girişimini desteklediğimizi ifade ettik ve o günden bugüne kadar, hâlâ Birleşmiş Milletlerin girişimini destekledik ve onun doğurmuş olduğu Libya Siyasi Anlaşması'nın ortaya çıkarmış olduğu meşru Ulusal Mutabakat Hükûmetinin bugüne kadar da arkasında durduk. Bu Hükûmetin uluslararası toplum nezdinde gerekli desteği görmesi konusunda da ilgili ülkelere her daim mesajlarımızı ilettik.
"Libya'da herkese eşit mesafedeyiz." dedik. Bu konuya biraz değinmek istiyorum. Bakınız, Libya'yı çeşitli defalar ziyaret ettim; 3 defa doğu tarafını ziyaret ettim; Tobruk'u, Beyda'yı ziyaret ettim ve Kubbe'yi ziyaret ettim en son 2017 yılında. Buna karşılık, Tobruk'ta bulunan Meclis Başkanını ülkemize davet ettik; bize söz verdiler, 14 Ocak 2016'da ülkemizi ziyaret edeceklerdi ama gelmediler, son gün iptal ettiler. Ben kendisini telefonla aradım, dedim ki: "Davetimiz geçerlidir, ne zaman isterseniz buyurun, gelin; burada meseleleri karşılıklı oturup konuşalım." Özellikle Başbakanları basın üzerinden Türkiye'ye saldırıda bulunuyordu. Bu saldırılara son vermelerini istedik. "Elektriğe ihtiyacınız var. Libya'nın başka şeylere ihtiyacı var." dedik. O konularda Türkiye olarak her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu kendilerine ifade ettik.
Biz bunları yaparken birtakım generaller, Türkiye'nin uçaklarını vuracakları tehditlerini savurdular; öbür taraftan, siyasiler ise Türkiye'ye karşı açıklamalarını, maalesef, hem de en üst düzeyde, en ağır ifadelerle yaptılar. Ama şunu biliyoruz ki... Ben Türkiye'de onlarca, yüzlerce Libyalıyla görüştüm, heyetler hâlinde görüştük. Libya Tobruk Meclisinden bir heyet Türkiye'yi ziyaret etti, Sayın Cumhurbaşkanımız da kabul etti, son derece verimli bir görüşme yapıldı. Libya'nın doğusunda, batısında, güneyinde bulunan herkes şunu çok iyi biliyor ki Türkiye Libya'daki herkese eşit mesafededir, Türkiye açık kapı politikası izlemiştir; her gelene kapımızı açmışız, herkesle aşımızı, ekmeğimizi paylaşmışız, görüşlerimizi paylaşmışızdır.
Sayın milletvekilleri, bakınız, diyalogdan yanayız dedik ve diyalog sonucunda oluşan Libya Siyasi Anlaşması'na destek verdik. Önce Roma'daki toplantıya katıldık, sonra Suheyrat'daki toplantıya katıldık. Biraz önce Değerli Bakanım da ifade ettiler; o toplantıya 17 ülke destek verdi, uluslararası kuruluşların hepsi destek verdiler. Efendim, burada diyorlar ki: "Birleşmiş Milletlerin tanıdığı..." vesair sözler ifade ediliyor.
Bakın, uluslararası politikada büyük bir çifte standart uygulanıyor. Bu anlaşmaya destek veren ülkeler, maalesef, bu anlaşmanın hayata geçirilmesi için hiçbir adım atmadılar. Biz de onlar gibi iki yüzlü mü olsaydık? Onlar gibi çifte standart mı uygulasaydık? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Libya Siyasi Anlaşması kapsamında oluşan Ulusal Mutabakat Hükûmeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2259 sayılı Kararı uyarınca uluslararası toplum tarafından Libya'yı temsil eden tek ve meşru hükûmet olarak tanınmıştır.
Yine bu karar, 2259 sayılı Karar, anlaşmada yer almayan ve meşruiyet iddiasında bulunan paralel kuruluşlara desteğin ve bunlarla temasın kesilmesi için çağrıda bulunmaktadır. Biz, bu anlaşmaya ve Birleşmiş Milletlerin bu çağrısına, bu kararına elimizden gelen desteği verdik. Bakınız, Libya'daki Siyasi Anlaşma, bu anlaşmadan önceki ikili yapıyı sona erdirdi. Diyorlar ki: "Türkiye, İslamcılara, cihatçılara, şunlara bunlara destek veriyor." Peki, tırnak içerisinde söylüyorum: Bu anlaşmadan önce o iddia ettiğiniz hükûmet Trablus'ta vardı ama bu anlaşma, o hükûmetin varlığını sona erdirmiş ve Libya'da tek bir hükûmet ortaya çıkmıştır, bu da Ulusal Mutabakat Hükûmetidir, uluslararası toplumun tanıdığı yegâne, meşru Hükûmettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Efendim "Libya'da meşru hükûmeti destekliyorsunuz, Suriye'de neden desteklemiyorsunuz?" gibi ifadeler kullanıldı burada. Bakınız, biz, Suriye'de Esad rejimine neden karşı çıktık? Yüz binlerce vatandaşını öldürdüğü ve hâlâ da öldürmeye devam ettiği için karşı çıkıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz Türkiye olarak, Ulusal Mutabakat Hükûmetinin Libya'da göreve başladığı 2016 yılı Mart ayından itibaren Ulusal Mutabakat Hükûmetine güçlü destek verdiğimiz gibi, Ulusal Mutabakat Hükûmetinin altını oyan girişimlere karşı tedbir alması için Birleşmiş Milletlere telkinde bulunduk. Libya Siyasi Anlaşması'nın hayata geçirilmesi, Ulusal Mutabakat Hükûmetinin öncülüğünde bir geçiş sürecinin tamamlanarak ülkede bir anayasa ve seçim süreciyle demokrasinin tesis edilmesi noktasında Fas ve Roma'da dünyayla vardığımız mutabakatın uygulanması için ciddi bir çaba sarf ettik.
(İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Kurul Salonu'nu teşrifi sırasında CHP sıralarından ayakta alkışlar)
EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Öte yandan, Libya Siyasi Anlaşması'na destek veren Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve nihayetinde Rusya, illegal bir aktör olan Hafter'e silah ambargosunu da delerek destek verdiler. Bir yanda terör ve savaş suçu işleyen illegal bir aktör, öte yanda Libya Siyasi Anlaşması'na göre oluşan, uluslararası toplum tarafından tanınan meşru Ulusal Mutabakat Hükûmeti; işte biz, bu Hükûmeti destekliyoruz.
4 Nisanda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri kapsamlı bir konferans öncesinde görüşmelerde bulunmak üzere Trablus'tayken, Hafter ve ona bağlı güçler kapsamlı bir saldırıya kalkıştılar ve biz bu saldırı neticesinde Ulusal Mutabakat Hükûmetinin yanında yer aldığımızı ifade ettik ve ona desteğimizi sürdürdük.
Burada Tobruk'taki Meclisten bahsedildi. Libya Siyasi Anlaşması 3 aktör ortaya koydu. Biri Başkanlık Konseyi ve Ulusal Mutabakat Hükûmeti ve onun Başkanı Sayın Serrac, diğeri Tobruk'ta bulunan Temsilciler Meclisi; bir de Ulusal Kongrenin Yüksek Devlet Konseyi hâline dönüşmesiyle istişari bir organ oluştu. Biz bunlarla çalışmalarımızı sürdürdük. Tobruk'taki Mecliste ise 172 milletvekili vardı ancak 4 Nisan saldırısından sonra bu 172 milletvekilinden 72'si Trablus'ta toplanarak orada alternatif bir parlamento oluşturdular, başkanını da seçtiler. Geriye kalan 100 milletvekili de Tobruk'ta toplantı falan yapamıyorlar. Onlardan bir kısmı da gelip ülkemizde yaşıyor, bunu da sizlerin bilgisine sunuyorum.
Berlin sürecini destekliyoruz. Libya'da siyasi çözümden yana olduğumuzu ifade ettik. Libya Siyasi Anlaşması'na kadar olan ve ondan sonraki süreçleri hep destekledik. Şimdi Berlin süreci başladı. Berlin süreciyle birlikte 5 toplantı yapıldı. Ülkemiz bu 5 toplantıya katıldı ve gelinen noktada şimdi Libyalılar ile Genel Sekreterin Özel Temsilcisi Sayın Ghassan Salame 3 toplantı yapacak; ekonomik konularda, askerî konularda ve siyasi konularda. Askerî konularda "5+5" toplantılar planlandı ama bugüne kadar Hafter'in ve onun yanlılarının isim vermediğini görüyoruz. Bu da şunu göstermektedir: Bunların tek istediği askerî çözümdür. Biz Türkiye olarak askerî çözüme karşı olduğumuzu her ortamda ifade ettik, siyasi çözümden yana olduğumuzu dile getirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın İşler, buyurun.
EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Yapmış olduğumuz güvenlik ve askerî iş birliği anlaşmasıyla biz Libya'daki güvenlik sektörünün reform edilmesi için, ıslahı için Türkiye olarak elimizden gelen desteği vereceğiz. Türkiye oraya bir güç gönderecek. Bu güç tabii ki muharip bir güç olma niyetiyle gitmiyor. Türkiye'nin orada askerî varlığının yeterince caydırıcı olacağını bu milletin kürsüsünden ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türk Bayrağı'nın orada dalgalanacak olması elbette ki birileri için caydırıcı olacaktır, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz ama birileri hadsizlik eder de Türkiye Cumhuriyeti devletinin askerlerine saldırıda bulunursa en güçlü karşılığı da elbette ki alacaklardır.
Birileri burada Libya haritasından bahsetti. Libya haritasına baktığınız zaman nüfusun üçte 2'sinin o "küçük alan" dediğiniz yerde yaşadığını görürsünüz ama burada esas itibarıyla ilkesel olmak önemlidir, demokrasiden yana olmak önemlidir, özgürlüklerden yana olmak önemlidir, insan haklarından yana olmak önemlidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye olarak biz bunların yanındayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın İşler, tamamlayalım lütfen.
EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha verin.
BAŞKAN - Buyurun.
EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Bir de şunun altını çizmekte fayda görüyorum: Biz orada müdahil bir güç olarak bulunmuyoruz, Libya'ya dış müdahalede bulunmuyoruz, bunun altını çizerek söylüyorum. Libya'nın meşru hükûmeti Türkiye dâhil 5 ülkeye davette bulunmuştur; Amerika'ya, İtalya'ya, İngiltere'ye ve Cezayir'e aralarında anlaşma bulunan ülkeler olarak davette bulunmuştur. Bu davete Türkiye icabet etmektedir. Bizim kardeşlik hukukumuzdan kaynaklanan bir husustur. Bakınız, 1551'den 1912'ye kadar -üç yüz altmış bir yıl- bir kardeşliğimiz söz konusudur.
Atatürk'ün 26 Temmuz 1920'de Hâkimiyet-i Milliye'de bir yazısı çıkıyor; orada şu tespitte bulunuyor, diyor ki: "Aynı emperyalist devletler, aynı derecede şiddetle Türk'ün de Arap'ın da Irak'ın da Anadolu'nun da Suriye'nin de düşmanlarıdır. Şu hâlde Anadolu'nun, Irak'ın, Suriye'nin hayatı ve menfaatleri pek sıkı bir tarzda birleşmiş bulunuyor." Biliyorsunuz, Mustafa Kemal 1911'de görevli olarak, oraya bir tüccar olarak, askeri görevinden istifa ederek gidip orada İtalyanlara karşı gerekli direnişi harekete geçirmek için faaliyette bulunmuştu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
Başkan - Sayın İşler, tamamlayalım lütfen.
EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Bitiriyorum efendim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gerçekleştireceğimiz tezkere oylamasına vereceğiniz destekle, başta Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de uluslararası hukuk ve millî çıkarlarını gözetme hakkıyla aldığı kararların ve attığı adımların bir tamamlayıcısı olan Libya'da birlik, beraberlik ve bütünlüğün sağlanması hedefine büyük katkı sağlayacaksınız. Uluslararası hukuktan ve Birleşmiş Milletlerden meşruiyetini alan Ulusal Mutabakat Hükûmetinin illegal silahlı gruplarla, terör örgütleriyle ve DEAŞ gibi devletimizin de mücadele ettiği küresel terör yapılanmasıyla mücadelesine destek olacaksınız.
Libya'da İtalyan işgaline karşı mücadele eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Enver Paşa, Kuşçubaşı Eşref, Yakup Cemil ve Süleyman Askeri Bey olmak üzere ecdadımızın sahip olduğu vatanperver ruha ve tarihten ilham alarak attığımız adımlarımıza arka çıkacaksınız.
Bölgemizi dikta rejimleri altında inleten ya da kriz ve çatışma ortamına sürükleyen, hatta milyonları katletmekten geri durmayan dar bir zümrenin hukuksuz girişimlerine karşı duracaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Gazi Meclisimizin alacağı tarihî kararı bugün bizler, milletimiz ve dünya takip ederken kuşkusuz bu karar, yarın tarihin sayfalarında hak ettiği yeri alacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken siz değerli milletvekillerine ve ekranları başında bizleri izleyen yüce milletimize saygılarımı sunuyorum; tezkerenin ülkemize hayırlar getirmesini Cenab-ı Hakk'tan niyaz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)