GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:11.12.2012

CHP GRUBU ADINA SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın Türk Dil Kurumu bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bütçe, bilindiği üzere Anayasa'mızda güvenceye alınmış bir haktır. Bu hak sayesinde yurttaşlar kamu kaynaklarının elde edilme usul ve miktarını, bu kaynakların nasıl harcandığını öğrenir. Parlamentolar, hükûmetleri temelde bütçe kanunu üzerinden denetler, bütçe hakkı ulusal egemenliğin maddi temeli ve demokrasilerdeki kuvvetler ayrılığının, hesap veren şeffaf bir yönetim ilkesinin en somut göstergelerindendir. Şeffaf olmayan bütçelerin sağlıklı sonuçlar vermesi beklenemez. Hükûmetler gerekçesini yeterince açıklamadıkları gelir kaynakları ve harcamalarla tam bir kaosa imza atarlar. Bütçe hazırlığının hükûmetler tarafından basit bir demokratik sürece indirgenmeye çalışıldığı ortamda millet iradesi hafife alınmış demektir. Milletin Meclisinin açık, net, şeffaf, hukuka uygun denetimden geçmeyen, Parlamentonun zamanında ve yeterince bilgilendirilmediği süreçte, deyim yerindeyse oldubittiye getirilen harcama ve gelir kalemleri kim bilir hangi partizan çıkarlar adına düzenlenir, hangi sofradan kesilip hangi sofraya aktarılır, hangi yeni zenginleri yaratmak, dış politikada hangi rejimleri değiştirmek için kullanılır?

Sayın milletvekilleri, geçtiğimiz yıl 2012 bütçesini görüşürken de söyledik, biraz önceki arkadaşım da söyledi, bir kez de ben söylemek istiyorum, AKP iktidarına ve Sayın Meclis Başkanına şu uyarıda bulunuyorum: Meclisimiz adına denetleme yetkisini kullanan Sayıştayın bütçe sürecinde Genel Kurul aşamasından önce Plan Bütçe Komisyonuna sunması gereken üç denetim raporu henüz elimizde değil. Kamu harcamalarının sağlıklı yapılıp yapılmayacağına dair elimizde nitelikli bilgi ve görüş yok. İstememize rağmen bu raporlar ulaştırılamadı. Gerçi biraz önce Bakanımız bununla ilgili açıklama yaptı ama sanırım kendisi de inanmadı. Bu şartlar altında Türk Dil Kurumu bütçesi dâhil olmak üzere bütçe, genel bir saydamlık, hesap verme sorunuyla karşı karşıyadır. Meclisimiz denetim yetkisini kullanamıyorsa, bütçe yapımı sırasında bir bürokratik süreç  ya da gereksiz ayrıntı olarak görüyorsa demokrasimiz için açık bir tehlikeyle yüz yüzeyiz demektir.

Değerli milletvekilleri, Türk Dil Kurumu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyet değerlerinde özel bir görev yüklediği ulusal bilinç ve kültürün en önemli simgelerinden olan Türkçemizin tarihini araştırmak, gelecek nesillere en doğru ve nitelikli biçimde yaymak üzere kurulmuş, tarihsel değeri olan bir yapı taşıdır. 12 Eylül sürecinde, cumhuriyetin tüm kurumlarının anlam ve önemi unutturulmak istenirken bu işe öncelikli olarak Türk Dil Kurumu gibi simge kurumlardan başlanmıştır. Göstermelik bir Atatürkçülükle Türk Dil Kurumunun devrimci, çağdaş hedefleri silikleştirilmeye, Türk Dil Kurumunun edilgen çağının anlayışından uzak bir konuma yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bugün bu süreç AKP iktidarında devam ediyor.

Değerli milletvekilleri, 2013 bütçe kanun tasarısında özel bütçeli kuruluşlar arasında sayılan Türk Dil Kurumuna, özel bütçeli kurumlara ayrılan toplam 45 milyar 2 milyon 167 bin 100 liralık ödeneğin 12 milyon 793 bin liralık kısmı ayrılmıştır. Bu rakam, toplam ödenek içinde yaklaşık binde 3,5'e denk gelmektedir. Bütçeden ayrılan bu pay, geçtiğimiz yıl verileriyle karşılaştırdığımızda bir miktar düzelmişse de yeterli değildir. Türk dilinin geliştirilmesi adına kamu yayıncılığı ve araştırmacı faaliyetlerini yürüten, Atatürk'ün ulusal kültür alanında görevler yüklediği kurumun bugün bulunduğu konum bizi üzmektedir. Türk Dil Kurumu nitelikli, çağa uygun bir araştırma ve yayım faaliyetinin uzağında kalmaktadır. Anlaşılan o ki Türk Dil Kurumuna ayrılan ödenek kurumun çağımızın kamu araştırmacılığı ve yayıncılığı düzeyine erişmesine yetmeyecek hatta aradaki fark açılacaktır.

Sayın Başbakan 2023 hedeflerini andığı dünkü bütçe konuşmasında yüksek teknoloji standartlarından bahsetmişti. O hâlde Türk Dil Kurumunun araştırmacılık ve yayıncılık anlayışı neden ileri teknolojiden mahrum bırakılmaktadır?

Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti, 12 Eylül referandum sürecinde sürekli yakındığı vesayetçi, otoriter tutumdan bugün kendisi vazgeçmiyor. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Dil Kurumunu kurarken koyduğu hedefleri buduyor. 12 Eylülün yarattığı kültürel yıkımı sürdürüyor. Evet, AKP, 12 Eylülün vesayetçi, otoriter, ayrımcı kültür politikalarını derinleştiriyor. Türk Dil Kurumuna 12 Eylülde beraber giydirilen Türk-İslam ideoloji elbisesi bugün var gücüyle muhafazakâr nesil yetiştirmek uğruna genişletiliyor, farklı düşünceler dışlanıyor, etiketleniyor. Atatürk'ün Türk Dil Kurumunu kurarken hedeflediği çağdaş, laik, farklı kimliklere vatandaşlık temelinde saygı duyan düşüncenin, ulusal değerlerimizin simgesi Türkçeyi araştırma ve yayma anlayışının içi boşaltılıyor.

Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz aylarda basında büyük yankı uyandırmıştı. Kurumun bazı yayınlarında açıkça dil, din, kimlik, cinsiyet ayrımcılığı taşıyan deyim, atasözü ve sözcük açıklamaları yoluyla Türk Dil Kurumunun kuruluş hedefleri iyiden iyiye yıpratılmıştır. Bu anlayış Türk Dil Kurumunun kamuoyunda itibarını düşürmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türk Dil Kurumundaki kadrolaşmalar, araştırma ve yayın faaliyeti niteliğini arka plana itiyor, partizan bir anlayış hüküm sürüyor. Denetim raporlarında kendilerine yüksek ödeme yapıldığı belirlenen kişiler, kuruma yönetici olarak atanıyor. "Liyakat" sözcüğü bu gidişle yakında Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nden çıkarılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 bütçesinde Türk Dil Kurumuna ayrılan ödeneği görüştüğümüz şu günlerde, AKP, anlaşılan "adalet"i kendine alıp bu sözcüğü Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nden bir gecede silmiştir. Sadece düşüncesini ifade eden, dilini en güzel biçimde kullanan yazarlarımız, gazetecilerimiz, siyasetçilerimiz ise hapistedir.

Makam, mevki hırsıyla yanıp tutuşmayan, ekmeğini kalemiyle kazanan, sırf düşündüğü ve mesleğini yürüttüğü için senelerdir tutuklu bırakılan, adalet arayan vatandaşlarımıza buradan selam ediyorum. Tutuklu milletvekili arkadaşlarımızla 13 Aralıkta Silivri'de özgürlükte buluşmayı diliyorum.

2013 bütçesinin tüm halkımıza adalet, eşitlik, refah ve özgürlük talebini bir nebze de olsa karşılamasını umuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Öz.