| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 14.12.2019 |
AK PARTİ GRUBU ADINA SERAP YAŞAR (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine, AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama, aylarca havadan ve karadan bombalanan Rakka'dan, eşi Ayşe ve 6 çocuğuyla ülkemize sığınan Wazzam'ın hikâyesiyle başlamak istiyorum. Wazzam'ın eşi Ayşe "Rakka'da hayatımız çok zordu, iş yoktu, çocuklarım açtı. Bizim için ölüm daha kolay olurdu diye düşünüyorduk. Şimdi ise çocuklar uyurken bazen yalnızca orada oturup ağlıyorum. 'Bu hâle nasıl geldik? Bu içinde bulunduğumuz durum nedir?' diye kendi kendime soruyorum." diyor. Bütün bu acılara rağmen toprağımız, doğduğumuz yer diyerek en az 5 defa topraklarına geri dönmek için yola çıktıklarını söylüyorlar. Vatan bu, özlenir elbette. Hani türkülerimizde de veciz ve içli biçimde söylendiği gibi "Gurbet elde garip kaldım, ağlarım/Ateş aldım, yüreğimi dağlarım/Garip kaldım, yüreğime dert oldu/Ellerin vatan, bana yurt oldu." Diliyorum ki kimse ne gurbet elde garip kalsın ne de vatanından ayrı yaşasın; herkes özgür ve mutlu biçimde, öz vatanında yaşasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) "Gurbet elde bir hâl geldi başıma/Ağlama gözlerim, Mevla'm kerimdir." diye de ağlamasın. Wazzam ve ailesi ölümden kaçarak ülkemize sığınan ailelerden yalnızca biri.
Bugün 5 milyona ulaşan toplam sığınmacı sayısıyla pek çok ülkenin nüfusundan daha fazla sığınmacıyı barındırmaktayız. Ülkemiz ve kurumlarımız sekiz senedir sığınmacılara, eğitimden sağlığa tüm hizmetleri insanlık ve adalet algısı içinde sunarken diğer yandan dünyada her gün 1 kayıtlı göçmen çocuk kayboluyor. Bu iç acıtan durumu Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Göç Komisyonunda hazırlamış olduğum "Avrupa'da Kayıp Göçmen ve Mülteci Çocuklar" başlıklı raporla kayıt altına aldırdık. Raporumuz geçtiğimiz hafta Paris'teki komite toplantısında oy birliğiyle kabul edildi. Diliyorum ki bu rapor tüm dünyanın bu yaralı konuya ilgisinin artmasına vesile olur ve bu kayıplarla ilgili önlemler bir an önce alınır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyanın insani yardım yapan en cömert ülkesi ve yerinden edilmiş kişileri en fazla kabul eden devletiyiz.
Küresel adaletsizliğin âdeta sembolü hâline gelmiş Suriye krizi 2011'den bu yana yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne, 12 milyonu aşkın insanın yerinden edilmesine, bunların yarısının da ülke dışında yaşamak zorunda kalmasına yol açmıştır. Fırat Kalkanı Harekâtı'nın başlamasından günümüze bölgede huzur ve güvenin sağlanmasıyla 370 bini aşkın kişi terörden arındırılan Cerablus'a gönüllü geri dönüş yaptılar. Geldiğimiz noktada, Barış Pınarı Harekâtı göç meselesinin kalıcı çözümüne yönelik attığımız en önemli adımdır. Bu vesileyle oluşturulan güvenli bölgeyle başlangıçta 1 milyon, bunu takiben 2 milyona ulaşacağını öngördüğümüz Suriyeli sığınmacı güven içinde ve gönüllü bir şekilde evlerine ve topraklarına dönecekler. Aslında 2011 yılında bu kriz henüz ortaya ilk çıktığında Sayın Cumhurbaşkanımızın fikri bu güvenli bölgenin o zaman kurulmasıydı. Eğer uluslararası toplum tarafından o zaman kabul edilmiş olsaydı belki bu kadar acı, bu kadar kayıp yaşanmazdı.
Tüm bu hizmetler ve insani yaklaşım, ne yazık ki muhalefetin "Ülkeyi mülteci çöplüğüne çevirdiniz." ithamına ve ucuz siyasi malzeme yapma, mazlumları hedef gösterme çabalarına rağmen gerçekleşmiştir. Ne mutlu bize ki aziz milletimiz nezdinde bu zihniyet bir kabul görmemektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tüm dünya ırkçılık ve yabancı düşmanlığının pençesine düşmüşken ülkemizde bu neviden olayların yaşanmaması inanıyorum ki hepimiz için gurur kaynağıdır. İçişleri Bakanlığının verilerine göre 2018-2019 yılları arasında tüm asayiş olayları içinde Suriyelilerin suça karışma oranı binde 8'dir, bunlara da adil yargılama çerçevesinde gerekli cezalar verilmektedir.
Sığınmacıların savaştan ve terörden arınmış topraklarına geri dönüp eski mutlu yaşamlarına kavuştuklarını görmek en büyük dileğimiz. Her ne kadar onlara güvenli bir hayat ve birtakım hizmetler sunulsa da kendi vatanlarındaki hayatlarından daha güzel bir yaşamı onlara sunduğumuzu söyleyemeyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yaşar, sözlerinizi tamamlayın lütfen, buyurun.
SERAP YAŞAR (Devamla) - Teşekkürler Başkanım.
İnanıyorum ki ülkemize sığınanlar için yaptıklarımız bugünle sınırlı kalmayacaktır. Tarih nezdinde topraklarımızda doğup eğitim alarak hayata hazırlanan çocukların, meslek sahibi olan kadınların, yaşamlarını bir dönem burada geçirenlerin hayatına dokunmuş olmanın elbette bizim için de olumlu bir geri dönüşü olacaktır; hem insanlık hem de göç tarihindeki müstesna yerini alacaktır bu yapılanlar. Sadece ülkemize sığınanların değil, dünyanın dört bir yanındaki göçmenlerin, Arakan'dan Filistin'e, Ürdün'den Lübnan'a tüm mazlumların sesini Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da dâhil olmak üzere her platformda duyuran Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, sözlerime son verirken üstlendiği bu ağır sorumluluğu medeniyetimize ve tarihimize yakışır biçimde yöneten, zaman mefhumu gözetmeksizin samimiyetle, özveriyle ve fedakârca çalışan, başta Sayın İçişleri Bakanımız olmak üzere, Göç İdaresi Genel Müdürümüz Abdullah Ayaz ve onun şahsında tüm Göç İdaresi teşkilat mensuplarına teşekkür ediyorum.
2020 yılı bütçesinin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)