| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 11.12.2012 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinize iyi günler diliyorum.
Cumhurbaşkanlığı makamı, ülkemizin en önemli temsil makamı olarak kabul edilmektedir. Bir ülkenin en üst makamının, Türkiye özelinde Cumhurbaşkanlığı makamının etkinlikleri ve konumu hakkında bilgi sahibi olmak, aslında o ülkenin prestiji hakkında bilgi sahibi olmamız anlamına gelir. Kurumların fiziki şartları, teknik altyapısı, kurumsal logoları, mimarisi ve gerçekleştirdiği etkinlikler siyasetiyle ve prestijiyle ilgili çok şey söyler. Belki de bu yüzden dünyanın gelişmiş ülkelerinde temsilî makamların sembol hâline gelmiş binaları vardır. Örneğin Amerika dediğimizde aklımıza Beyaz Saray ya da Rusya'da Kremlin ya da Fransa'da Elysee Sarayı gelmektedir. Bu binalar ülkeleri için devlet geleneğini temsil eden ve güven uyandıran imajlardır. Ülkemizde de Çankaya Köşkü devletin kurumsal kimliğini temsil etmektedir. 2002 yılında, AK PARTİ'nin iktidara gelmesiyle beraber Türkiye'de bir paradigma değişikliği, bir mantalite değişikliği yaşanmaya başlandı. İşte, toplum talepli ve toplum merkezli bu paradigma değişikliğinin Cumhurbaşkanlığı makamına yansıması ise 2007 yılında Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle başladı. Bu değişim kendisini Köşk'ün fiziki ve teknik altyapısıyla, etkinlikleriyle ve bu alanlardaki değişimlerle de göstermektedir. 2007 öncesinde yıpranmış, masraf olur gerekçesiyle yurt içi ve yurt dışı davetlerin sınırlı olduğu gri bir köşk portresi vardı. Çankaya Köşkü dediğimizde aklımıza Ankara'nın en yüksek yerlerinden birine konumlandırılmış, demir parmaklıkların arkasında, ağaçların arasına gizlenmiş ve halka uzak bir imaj gelmekteydi. Ve Çankaya Köşkü için kullanılan görüntüler, demir kapıların arasından içeriye giren kırmızı plakalı arabalardan ibaretti. Siyasetense toplumsal değişime ayak uyduran değil âdeta değişimin olmaması için mücadele eden statükocu bir görüntü söz konusuydu. Aslında bu değişime dair en güzel örnek belki de üniversitelerin öğrencilerine ücretsiz dizüstü bilgisayar dağıttığı, İnternet kafelerde bile hızlı İnternetin ve Pentium bilgisayarların olduğu 2007 öncesi yıllarda Çankaya Köşkü'nde ise İnternet'in mesai saatleriyle ve 256 bilgisayarlarla sınırlandırılmış olmasıydı. 2007 sonrası ise Köşk'te anlayış değişikliği kendisini fiziki şartlarıyla, davetleriyle göstermeye başladı. Köşk'ün teknik altyapıları, ağırlama mekânları yenilendi; Köşk'ün imaj çalışmalarına hız verildi, TSE belgeli ilk dijital arşiv oluşturuldu. İnternet'in bile tasarruf adına kesildiği eski dönemlere inat sosyal medyada Cumhurbaşkanlığı makamı aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı. Çankaya, yalnızca kırmızı plakaların girdiği değil, sivil toplum temsilcilerinin, gazetecilerin, sıradan vatandaşların, iş adamlarının ve siyasilerin girebildiği bir kurum hâline geldi. Yalnızca ulusal değil, bölgesel ve küresel anlamda geziler, toplantılar ve resepsiyonlar düzenlendi.
Buradaki amaç önemli bağlantılar ve ilişkiler geliştirmekti. Bu adımlar, ülkenin yalnızca kısa vadede değil, orta ve uzun vadede de etki alanını genişletecek ve siyasi gücüne, ekonomik refahına ve uluslararası prestijine güç katacak adımlardır.
Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, Cumhurbaşkanımız 2012 yılında 38'i yurt içi, 7 de yurt dışı ziyaret gerçekleştirmiş ve yaklaşık 30 devlet başkanını da ülkemizde ağırlamıştır ve yine yapılan bir araştırmaya göre, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çalışmaları neticesinde dolaylı olarak 35 milyar dolarlık iş anlaşmaları geliştirilmiştir.
İşte, Amerikan Başkanının çalışma masasını, Oval Ofisi'ni medya erişimi olan her dünya vatandaşı bilir. Aynısını biz pekâlâ Türkiye için de yapabiliriz. Hızla büyüyen, uluslararası arenada etkisi, gücü artan ülkenin bu alanda yaşadığı değişimlere paralel olarak pekâlâ Çankaya Köşkü'nü de bu anlamda dizayn edebiliriz.
Son olarak, bir ülkenin kurumsal kimliğini ortaya koyan Cumhurbaşkanlığı makamı için doğru bir şekilde harcanan her rakamın ülkenin huzuruna, uluslararası prestijine, ekonomik refahına katkı sağlayacağını düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Macit.