| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 10.12.2019 |
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Kamu Denetçiliği Kurumunun bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Tabii, iktidar partisi der ki: "Yahu arkadaş, bizim hiç iyi bir yönümüz yok mu?" Evet, iyi yönünüzü söyleyeceğiz. Kamu Denetçiliği Kurumu kurularak bu ülkede gerçekten bir iyilik yapıldı ama daha önceki Başkan döneminde ölü olan bir kurum Sayın Malkoç döneminde -Kamu Denetçiliği Kurumu- Türkiye'ye iyi tanıtıldı. En azından idarenin her türlü eylem ve işlemleriyle ilgili, vatandaşımızın faksla, telgrafla, mektupla, dilekçeyle başvurmasıyla ilgili âdeta Türkiye'nin her tarafını adım adım dolaşarak bu kurumu tanıtmaya çalıştı. Ama bu tanıtımı yaparken Kamu Denetçiliği Kurumuna ayırmış olduğunuz bütçe payı çok düşük değerli arkadaşlar. Yani herhâlde şundan kaynaklanıyor:
1) Ya siz "İdarenin eylem ve işlemlerini Kamu Denetçiliği Kurumu takip etmesin, kontrol altına almasın, işlem yapmasın." diye bütçesini kısıyorsunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Öyle yapmışlardır.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Amaç herhâlde bu. Eğer bunu yapmış olsaydınız... Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 4'üncü maddesine göre farklı illerde şube açabilir çünkü merkezi Ankara, bağımsız bir bütçesi var ama bütçeyi artırıp Türkiye'nin diğer illerinde idarenin eylem ve işlemlerini kontrol edebilme fırsat ve şansını vermiyorsunuz. Hem öneri sunuyoruz hem de doğru yapılanı, yanlış yapılanı söylüyoruz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Mahmut Bey, özetleme yapıyorsun.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Özetleme, peki.
Sayın Ramazan Bey zamanımı alıyor Başkanım, özür diliyorum.
2) Devletin, idarenin her türlü eylem ve işlemleri hukuka aykırıysa vatandaş da bundan zarar görür. Nasıl ki çevre hukukunda vatandaşımızın çevrenin kirlenmesiyle ilgili çevre davalarında menfaati olmaksızın dava açma şartı varsa... Burada da Kamu Denetçiliği Kurumuna -idarenin yaptığı her türlü yasal işlemi veya yapılan kanunları halk adına- ne diyoruz biz? "Halkın vekili" "Milletin vekili" "Halkın gözü kulağı" "Hak arayıcısı" "Adalet arayıcısı" diyoruz kamu denetçisine. O zaman Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı tanınmalı arkadaş.
3) Ben diyorum ki: "Başın düşerse dara, Mahmut Tanal'ı ara." (CHP sıralarından alkışlar) Kamu Denetçiliği Kurumunu, Türkiye'de idareyle başı derdi düşen herkes Kamu Denetçiliği Kurumunu arıyor; arasın da çünkü başvurular ücretsiz. Ancak Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurduğu gibi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna da başvuruyor, Dilekçe Komisyonuna da başvuruyor, Eşitlik Kurumuna da başvuruyor. O zaman bir koordinasyon eksikliği var ve koordinasyon eksikliğini de halledelim, bu koordinasyon eksikliğinden dolayı bir kurumun daha kurulması lazım.
Bir başka şart: Hukuka aykırı bir iş ve eylem gördüğü zaman resen hareket edebilmeli, şikâyet olmaksızın, başvuru olmaksızın hareket edebilmeli, bu yetki tanınabilmeli değerli arkadaşlar. Aynı şekilde, yine, burada Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili bu yetki olmazsa ne olur? Gerçekten, işte, Eşitlik Kurumu gibi, ondan sonra, aynı şekilde Kişisel Verileri Koruma Kurumu gibi -kararları yerine getirmezse- nasıl onlara yaptırım hakkı tanınmışsa buna da yaptırım hakkını tanıyalım. İki kurum var, bu kurumları burada kapatıyorum, Meclise geçiyorum.
Değerli arkadaşlar, Meclisle ilgili...
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Süre kalmadı Sayın Tanal, süre bitti.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Süre bitiyor, özür dilerim ama süreyi vermediniz. Ben halka gerçekleri anlatmak zorundayım.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Sayın Levent Gök beş dakika verir.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, burada, bakın, bu sistem...
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Grup vermemiş sana.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Arkadaşlar, bana laf atıyorsunuz, sözümü kesiyorsunuz, sizden istirham ediyorum...
Bakın, bugüne kadar gerek Grup Başkan Vekillerimiz, diğer siyasi parti temsilcileri, Grup Başkan Vekilleri, efendim, "Meclisi kuşa çevirdiniz." dedikleri zaman hiçbiriniz kabul etmediniz. Ben bunu bilimsel anlamda size kanıtlayacağım.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Mahmut Bey, yeniden çerçevele; bazı kelimeleri çıkar.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, teşekkür ederim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tanal, bir dakika ekliyorum.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kanunlar ve Kararlar Başkanlığından ben... Tabii, önce yazılı soru önergesi veriyoruz, bize cevap vermiyorlar. Ancak Bilgi Edinme Kanunu yoluyla Mecliste zorla, cımbızla bilgi alıyorum, tüm kamuoyunun bilgisine.
Burada bana verdikleri bilgi şu... Diyorum ki: "Arkadaş, Cumhurbaşkanlığı sistemi yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Mecliste kaç tane kanun yapıldı? Cumhurbaşkanlığı kaç tane kararname yaptı?"
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet, işin özü bu.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, ne güzel, kaç tane... İşte Meclisin bana verdiği cevap: "Meclis 41 adet kanun yapmıştır. -41 adet kanun yapmış Meclis- ancak Cumhurbaşkanı da 46 tane kararname yapmıştır, hazırlamıştır." diyor. (CHP sıralarından alkışlar) Yani bu ne demek? Meclisi kuşa çevirdiğiniz bilimsel anlamda, net bir vaziyette tespit edilmiş durumda. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bravo!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, Mecliste çalışan vatandaşlarımızın maaşları düşük, lütfen maaşlarını düzeltin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, beş dakika daha.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Yeter artık Başkanım, yeter.
BAŞKAN - Sayın Tanal, selamlayalım, tamamlayalım.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
Şimdi, benim sizden istirhamım, mademki Meclisin bütçesi, Mecliste çalışan vatandaşlarımızın, personellerimizin maaşları düşük, bu maaşlarını düzeltin. Vatandaş aynı işi yapıyor, aynı kapıdan giriyor, aynı yerde yemek yiyor, aynı yerde çay içiyor; aldıkları maaşlar farklı, özlük hakları farklı. Sizden istirham ediyorum, Meclis çatısının altında bir eşitsizlik yapmayalım.
Mecliste çalışan polisler... Mecliste çalışan polislerin normal çalışan personelden ne farkı var? Ödedikleri yemek ücretleri farklı arkadaşlar. Allah'tan korkun ya! Yani aynı personel, aynı yemekhanede yemek yiyorlar, farklı ücretler ödüyorlar. Bu, doğru bir hadise değil.
Ben dört dönemdir milletvekiliyim, Mecliste inşaat bitmiyor. Bu paraları ne yapıyorsunuz ya? Niye her gün inşaat, inşaat, inşaat? Yazık günah değil mi? Hangi müteahhitlere veriyorsunuz?
Bir başka sorun, yani Allah bir daha göstermesin bize, 15 Temmuz darbe gecesinde biz buradaydık, sığınağa gittik. Güya sığınak yapılmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Burası çok önemli Başkanım. Rica ediyorum...
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Yeter Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Gerçekten önemli Sayın Başkan, samimi söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın Tanal, bir dakika daha ilave edeyim. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Yani var ya beş dakikaya gidiyor.
BAŞKAN - Sayın Tanal Meclisin en çalışkan milletvekillerinden biri. Ona bir dakika süre verelim ama bunu diğer arkadaşlarımıza taşırmayalım.
Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ara buluculuğa değinecek mi acaba, ara buluculuğa?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum.
Uzatmayacağım, özür dilerim.
Değerli arkadaşlar, değerli emniyet müdürüm, değerli milletvekilim; bu sığınağa birlikte gidelim, bu sığınağın duvarının rengi, tavanının rengi, tabanının rengi, merdivenlerinin rengi aynı. Yani eğer sığınağa gitmek isterseniz yapılacak olan eylemden dolayı kimse telef olmaz -Allah göstermesin- ama orada merdivenler var, merdivenlerden insanlar birbirini ezerek... Yani yuvarlanacaklar, düşecekler çünkü gözler fark etmiyor, hissetmiyor. Ben dedim ki sığınak yapılmış, gidip bir kontrol edeyim -sanki Meclisin idare amiri de benim- gittim, gayet rahat kontrol ettim, ben orada gerçekten düşüyordum. Sizden istirham ediyordum Sayın Başkanım, yani müsait bir zamanınızda orayı bir kontrol edin. Meclisin o paralarının gerçekten hangi müteahhitte olduğu, ne olduğu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım...
MAHMUT TANAL (Devamla) - Evet, bütçeye biz karşıyız. Bu, halkın bütçesi değil, halkın istedikleri verilmiyor, 3600 ek göstergeler verilmiyor; öğretmenlerin verilmiyor, polislerin verilmiyor, imamların verilmiyor, netice itibarıyla emeklilikte yaşa takılanların verilmiyor ama ne yapalım, parmak gücüyle buradan geçiyor.
Hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Yalnız, bir şey daha söylemeden geçmeyeceğim, Zülfü Bey'i gördüm: Sayın Zülfü Bey kardeşim, birileri dedi "Meclisin delisi." siz de dediniz ki "Davamın delisi." Deli olan Meclise girmez arkadaşlar, sizden rica ediyorum, akıllı insanlar girer.