| Konu: | 21/11/2019 Tarihli ve 7193 Sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 05.12.2019 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna bakmak istiyorum, ilk defa böyle bir şeye şahitlik ediyorlar. Burada onayladıkları bir kanunun Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesi karşısında ruh hâllerini merak ediyorum. O yüzden iyice seyretmek istiyorum arkadaşlarımızı, yüzlerine bir bakmak istiyorum.
Zor bir şeydir tabii. Yani ben düşünüyorum, burada ısrarla "Arkadaşlar, yapmayın, etmeyin, yanlış işler yapıyorsunuz." dedik "Hayır efendim, olur mu; bu, ekonomiyle ilgili; bu, enerjiyle alakalı." deyip bizleri dinlemediniz, alkışladınız, Sayın Cumhurbaşkanı toplumda uyandırdığı infiali görerek haklı bir tavırla yasayı veto edince bu sefer dönüp onu alkışladınız. Yani Türk siyasi tarihinde bu tavrınız hiç unutulmayacak. Hem kanunun kabul edilmesini hem de kanunun veto edilmesini alkışlayan tek siyasi parti grubu olarak Türk siyasi tarihine geçtiğinizi buradan rahatlıkla söyleyebilirim. Zor bir durum olduğunu biliyorum ama dün bir arkadaşımız, benim de çok sevdiğim bir arkadaşımız çok güzel bir şey söyledi. "Ağabey, bizi Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı yanılttı, Allah'tan Cumhurbaşkanı var, o bu işi kurtardı." Hakikaten zor bir iş. Yani kanunu hazırlarken Cumhurbaşkanı hazırlatıyor, veto eden Cumhurbaşkanı. Bu sistemin, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin nasıl garabet bir sistem olduğunu göstermek açısından aslında bu kanun bile çok önemli bir örnek teşkil edebilir. Yani ısrarla bahsediyoruz bir yılı aşan bir süreçte Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi hiçbir şey getirmedi bu ülkeye, olumlu getirdiği hiçbir şey yok emin olun. Belki burada durumunuz gereği, konumunuz gereği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ne kadar mükemmel bir sistem olduğundan bahsediyorsunuz ama ben biliyorum ki konuşmanız bittikten sonra "Ya, bu sistem de pek iyi oturmadı bu ülkeye." diyebiliyorsunuz.
Ben geleyim esas meseleye. Cumhurbaşkanımızın veto etmesinden sonra termik santrallerin bacaları ne olacak? Ben şimdi onu size soruyorum. Bundan sonra ne yapacağız? Bu santraller çalışacak mı, çalışmaya devam edecek mi? Yoksa, Çevre Bakanlığının munzam cezalarını ödemek kaydıyla -kâr marjları çok yüksek kuruluşlar bunlar- bu cezaları ödemek kayıt ve şartıyla üretmeye devam edecekler mi? Eğer sadece para alacaksanız, bunlar da üretime devam edecekse bu vetonun hiçbir karşılığı olmaz. Yani Sayın Cumhurbaşkanının veto ettiği, meri olan bu kanunun ilgili maddesi burada çıkarıldığında eğer bu termik santraller üretmeye devam ederse bu vetonun hiçbir gerekçesini anlatamazsınız millete.
SALİH CORA (Trabzon) - Kapatılsın mı?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Kapatılmasın, tabii ki kapatılmasın. Bunların hepsi de ekonomik bir değer. Ama bakın bu insanlar teşvikler aldılar, bu insanlar krediler aldılar, sizler aracılık ettiniz. Sizler bu konuda ciddi işler takip ettiniz. Ama bunlar bacalara filtre takılması konusunda bugüne kadar tek bir iş yapmadılar, sipariş dahi vermediler yani filtreleri sipariş dahi vermediler bırakın monte etmeyi, bundan sonra bu işin sipariş süreci var, monte süreci var, ciddi bir zaman aralığı gerekiyor. Bunun vebali de yine sizin biliyor musunuz? Sebebi: Bu insanlara verdiğiniz parayı, verdiğiniz teşviki takip edip filtreleri taktırmadınız. Çünkü onların her birisinin bu mevcut sıralarda oturanlarla organik bir bağı var, maalesef, üzülerek söylüyorum. Kimsenin şahsını itham etmek istemiyorum, bu konuda organik bağı olmayan arkadaşlardan da özür dileyerek söylüyorum ama onların burada, bu sıralarda oturanların bazılarıyla organik bağları var. Dolayısıyla o organik bağların kurduğu lobilerle bugüne kadar geldiler ama bugün oyun bozuldu. Benim buradan sizden ricam şu... "Arkadaşlar, biz kanunun gereğini yapıyoruz. Ne yapıyoruz? Bunlar yasal olmayan bir şekilde üretim yapıyorlar, biz de ceza kesiyoruz." O insanların ölmesinin önüne geçmez bu kesilen cezalar. Yani ceza kestiniz diye Afşin Elbistan'daki, diğer termik santrallerin bulunduğu yerlerdeki o santraller insan ölümlerinin önüne geçemez ödedikleri cezalarla. Yapılacak bir tek şey var: Bunların, bu termik santrallerinin bacalarına emisyon filtrelerinin mutlaka ve mutlaka bir an önce takılmasını temin etmek. Onunla ilgili mühendislik hizmeti mi verirsiniz, onunla ilgili satın alma hizmeti mi verirsiniz... Bu işlerden çok anlayan arkadaşlar var aranızda, ben biliyorum, onlar bu konuda rehberlik etsinler.
SALİH CORA (Trabzon) - Daha önce yapmış gibi konuşuyorsunuz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Daha önce müşavirlik yaptıkları bu firmalara, milletvekilliklerinden önce müşavirlik yaptıkları bu firmalara bu diğer konularda da bu sefer Allah rızası için, bu sefer milletin menfaati için bir an önce müşavirlik yapmaya devam etsinler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Devam edin, zamanımız var.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bu vesileyle, tekrar söylüyorum: Bu saatten sonra, filtreler takılana kadar bu santrallerin üretim yapması bu ülkede cinayet sebebidir. Sizler de bu işe müsaade ederseniz bu cinayetlerin cürmü olursunuz.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Sağ olun, var olun. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)