GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2011-2014 ve 2015-2016 Yılları Denetimine İlişkin Raporlarının Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2011-2016, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün 2011-2016, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun 2015-2016, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 2011-2016 ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016 Yıllarına Ait Bölümleri ile Raporların Bu Bölümlerine Yapılan İtirazlar ve Komisyonun Görüşü (3/21, 22, 23, 24, 25, 26, 27) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:04.12.2019

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ŞAVAŞ (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu raporlarına yaptığı itirazlar nedeniyle hazırlanan Komisyon Raporu üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz alıyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, kamunun mal ve hizmet üretimiyle ticari faaliyette bulunması genel olarak ekonomik ve sosyal nedenlere dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılarında özel teşebbüsün yeterli sermaye birikimine sahip olmaması, altyapı sorunları, yetişmiş insan gücünün yetersizliği ve dünyayı sarsan 1929 ekonomik krizinin etkileri nedeniyle, kamunun, planlı bir şekilde bizzat kuracağı iktisadi teşebbüsler aracılığıyla sanayileşmeyi ve kalkınmayı sağlayacak bir ekonomik modele geçilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KİT'lerin, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyette bulunan kuruluşlar olmaları ve piyasa koşullarına göre hareket etmeleri gereğinin bir sonucu olarak, genel bütçeli kuruluşların klasik denetiminden farklı bir şekilde denetlenmelerini zorunlu kılmıştır.

KİT'lerin denetlenmesi 1961 Anayasası'na girmiş, KİT'lerin Türkiye Büyük Millet Meclisince denetiminin özel bir kanunla düzenlenmesi öngörülmüştür. 1982 Anayasası'nda da bu hüküm korunmuştur.

KİT'ler, hâlen 1982 Anayasası'nın 165'inci maddesi gereğince 1987 yılında çıkarılan 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından denetlenmektedir.

Kanunla sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının denetimlerini gerçekleştirmek üzere 35 üyeli Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu kurulmuştur. İlgili denetim faaliyeti 3346 ve 6085 sayılı Kanunlarda öngörülen usuller çerçevesinde Sayıştay Başkanlığınca denetlenen kuruluşların her biri için hazırlanan yıllık denetim raporları üzerinden gerçekleştirilmektedir. Sayıştay Başkanlığının yüz elli yedi yıllık bilgi ve birikimiyle hazırladığı yıllık denetim raporu, denetlenen kuruluşların bütün yönleriyle karşılaştırmalı olarak incelenmesi sonucunda hazırlanan, kuruluşların bir çalışma dönemine ilişkin tüm bilgilerini, sorunlarını ve sorunlarla ilgili çözüm yollarını kapsayan ve performanslarını değerlendiren işlem, bilanço ve sonuç hesaplarına ilişkin görüşleri içeren bir rapordur. Her raporun sununda, denetlenen kuruluşlarla ilgili analizlere, bulgulara ve önerilere yer verilmektedir. Birazdan değineceğim üzere, KİT Komisyonu -hem alt komisyon hem üst komisyon- toplantılarında bu önerileri tek tek görüşmekte ve kararlar almaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KİT Komisyonu, denetlenecek kuruluşların durumunu, ulusal ekonomiye faydalı olabilmeleri için ekonominin kuralları ve ekonomik gerekler dâhilinde, verimlilik ve kârlılık ilkeleri doğrultusunda yönetilerek kuruluş amaçlarına ulaşmalarını teminen, faaliyetlerini mevzuata, uzun vadeli kalkınma planına ve planın uygulama programlarına uygunluğu yönünden denetlemektedir. Denetim, önce, Komisyonun ihtisas alanlarına göre kuracağı alt komisyonlar marifetiyle kuruluşların merkezinde yapılmaktadır. KİT'lerin kuruluş, işletme, fabrika ve tesislerinin de yerinde incelendiği alt komisyon toplantıları sonucu hazırlanan rapor Komisyona sunulmaktadır. KİT Komisyonu, alt komisyonun raporlarını ve ilgili kuruluşların raporlarındaki önerilere ilişkin cevap ve görüşleri birlikte ele alarak kuruluşların durumunu yeniden denetlemekte ve sonuçlandırmaktadır. Esas olarak dosya üzerinde yapılan denetimlerde, denetlenen kuruluşların yönetim kurulları, yöneticileri, Sayıştay denetçileri, ilgili ve bağlı bulundukları bakanlık temsilcileri, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ve ilgisine göre diğer kamu kuruluşları da hazır bulunmakta ve gerekirse dinlenmektedir. Toplantıda önce kuruluş yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü tarafından bir sunum yapılmaktadır. Bu sunumda kurumun faaliyetleri, hedefleri, projeleri ve yatırımlarıyla ilgili bilgiler verilmektedir. Daha sonra, Sayıştay denetim raporunda yer alan bulgu ve öneriler tek tek görüşülmekte, gereği yerine getirilen öneriler gündemden çıkarılmakta, gereği kısmen yerine getirilen öneriler Sayıştay Başkanlığının izlemesine bırakılmakta, gereği yerine getirilmeyen öneriler ise gündemde bırakılarak bir sonraki yıl tekrar görüşülmektedir.

Komisyon bu önerilerin görüşülmesi sırasında gerek duyulması hâlinde bazı problemlerin çözülmesi veya sürecin hızlandırılmasını teminen kuruluş ve Bakanlık nezdinde tavsiye kararları alabilmekte; bir konunun Bakanlık denetim birimlerince incelenmesini, gerekirse soruşturulmasını isteyebilmektedir.

Önerilerin görüşülmesinin ardından geneli üzerinde yapılan görüşmelerde Komisyon üyeleri ve dileyen milletvekilleri süre sınırı olmaksızın kuruluşla ilgili görüşlerini açıklayarak sorularını sormaktadır. Bu sorular kuruluş yöneticileri tarafından yanıtlanmakta, detaylı çalışma gerektiren hususlara ise on beş gün içinde yazılı olarak cevap verilmektedir.

Görüşmelerin tamamlanmasının ardından kuruluşun bilanço ve netice hesaplarının ibra edilmesine veya edilmemesine gerekçeli olarak karar verilmektedir.

İlgili yılın denetim programında yer alan tüm kuruluşların denetlenmesi için yılda ortalama 35 alt ve 25 üst olmak üzere toplam 60 toplantı yapılmaktadır. Bütün kuruluşların denetiminin tamamlanmasının ardından hazırlanan KİT Komisyonu raporu tüm milletvekillerine dağıtılmakta, Cumhurbaşkanlığına gönderilmekte ve şeffaflık adına Komisyonun "web" sayfasında yayımlanarak denetim sonuçları kamuoyuna duyurulmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün bu süreçlerden geçerek hazırlanan Komisyonun 2011-2016 yıllarını kapsayan raporları sizlere dağıtılmıştır. Raporların Komisyonca daha önce ibra edilen Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016 arası, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2011-2016 arası, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün 2011-2016 arası, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 2015 ve 2016, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 2011-2016 arası, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016 yılları arası hesap yıllarına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından 3346 sayılı Kanun'un 8'inci maddesi uyarınca itiraz edilerek ibra edilmemesi talep edilmiştir.

Söz konusu itirazlar, aynı madde uyarınca önce Komisyonda görüşülmüştür. Komisyon, itirazların kabul edilmemesi yönündeki görüşünü rapora bağlayarak kanunun 8'inci maddesine göre son kararı vermek üzere Genel Kurula getirmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kurulan KİT'ler, özel sektörün gerçekleştiremediği yatırımları yapmak, özel sektöre öncülük etmek, ekonomik kalkınmayı sağlamak, piyasada düzenleyici rol üstlenmek, ekonomiyi yönlendirmek ve sosyal hizmet nitelikli faaliyetler vasıtasıyla gelir dağılımını düzenlemek amaçlarına hizmet etmiştir.

Ancak daha sonra uygulanan yanlış politikalar sonucunda KİT'ler, AK PARTİ hükûmetlerine kadar geçen dönemde kârlılık ve verimlilikten uzaklaşmış, görev zararları nedeniyle genel bütçe üzerine sürekli baskı yapan, deyim yerindeyse dipsiz bir kuyu hâline gelmiştir.

Bunun sonucunda, 1990'lı yıllardan itibaren KİT'lerin zararları sürekli gündemi meşgul etmiş...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Mevlüt Bey... Mevlüt Bey, sizin iktidar döneminizi anlatıyor.

MUSTAFA SAVAŞ (Devamla) - ...bu yıllarda birçok KİT'teki atıl istihdam, kötü yönetim, üretim teknolojisinin eskimesi gerekçe gösterilerek bazı KİT'lerin kapatılması bile gündeme gelmiştir.

ATİLA SERTEL (İzmir) - 90'lı yılların sonuna geldi. Sizin dönemi anlatıyor.

BAŞKAN - Sayın Sertel... Sayın Sertel...

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - 90'lı yılla? Anlamadım.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sizin dönemi anlatıyor, KİT'ler sizin döneminizde zarar etmiş. Onu anlatıyor.

BAŞKAN - Sayın Sertel, Sayın Karakaya, lütfen... Rica ediyorum arkadaşlar.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - KİT'lerin değerlendirilmesi, kâr zarar değerlendirilmesi...

BAŞKAN - Sayın Karakaya, değerli arkadaşlarım; bir değerli konuşmacımız, hatip... Rica ediyorum...

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Oraya söyleyin.

BAŞKAN - Ama rica ediyorum.

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Başkanım, oraya söyleyin.

BAŞKAN - Rica ediyorum arkadaşlar... Konuşulacak yer burası mı?

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Lütfen Başkanım, oraya söyleyin.

BAŞKAN - Sayın Savaş, buyurun.

MUSTAFA SAVAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002 yılından itibaren AK PARTİ hükûmetleriyle birlikte ülkemizde siyasi istikrarın sağlanması ve yakalanan güven ortamına bağlı olarak faiz oranlarının düşmesi sonucunda Türkiye ekonomisi ortalamanın üzerinde büyümüş, KİT'ler de daha kârlı ve verimli çalışmaya başlamıştır.

AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılında kamu bankaları dışındaki mevcut KİT'lerin aktif toplamı 35 milyar TL iken 2018 yıl sonunda bu rakam, mevcut KİT'ler dikkate alındığında, yaklaşık 6 kat artışla 238 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Yine kamu bankaları dışındaki KİT'lerin hazineye katkısı 2002 yılında 1,9 milyar TL iken yüzde 350 artışla 2018 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 7 milyar TL'ye yükselmiştir. Bunun 3,3 milyar TL'si temettü, 1,3 milyar TL'si hasılat payı ve 2,4 milyar TL'si de kurumlar vergisidir. Söz konusu KİT'lerin 2002 yılında yaptığı yatırım harcaması 1,1 milyar TL iken yüzde 1.700 oranında artışla 2018 yıl sonu itibarıyla 19,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. On yedi yıl içerisinde KİT'lerin aktif toplamının yüzde 585, hazineye katkısının ise yüzde 350 oranlarında artması, bu kuruluşların kendilerine verilen görevleri yerine getirmede, kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanarak ulusal ekonomiye katkı sağlamada ne kadar başarılı olduklarının açık bir göstergesidir. Yukarıda belirtildiği üzere, 2002-2018 yılları arasında KİT'lerin yatırım harcamalarının artması bizlere, bu kuruluşların kaynaklarını cari giderlere değil, yatırım harcamalarına yaparak ekonomiye fazlasıyla geri kazandırdıklarını göstermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KİT Komisyonu denetimindeki kamu bankalarının ekonomimize ve hazineye verdiği desteğe örnek verecek olursak, Ziraat Bankasının aktif büyüklüğü 2018 yılı sonunda 2002 yılına göre 13 kat, öz kaynakları ise 26 kat artış göstermiştir. Halk Bankasının ise aktif büyüklüğü 2018 yılı sonunda 2002 yılına göre 22 kat, öz kaynakları ise 16 kat artış göstermiştir. Hazinemiz, 2002 yılından bu yana Ziraat Bankasından 11,1 milyar TL ve Halk Bankasından ise 3,6 milyar TL net temettü geliri elde etmiştir. Ziraat Bankası ve Halk Bankası, hazineye yaptıkları katkının yanı sıra, verdikleri kredilerle çiftçiye, esnafa, üretime, yatırıma ve ihracata bu dönemde önemli katkılar sunmuştur.

Komisyonumuz tarafından denetlenen Ziraat Bankası ve Halk Bankası dışındaki bankalar olan EXIMBANK ile Kalkınma ve Yatırım Bankası da 2002 ve 2018 yılları arasında yaklaşık 1 milyar TL hazineye temettü ödemesinde bulunmuştur.

Ayrıca, 2002 yılından önce verimsiz olarak faaliyetlerine devam eden KİT'lerin kârlı ve verimli hâle getirilmesinden sonra yapılan özelleştirmelerle hazineye ilave kaynak sağlanması ve daha az borçlanılması sonucunda bütçe disiplinine de katkı sağlanmıştır.

2002'de faiz harcamalarının bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 43 iken, AK PARTİ hükûmetleri döneminde yapılan ekonomik düzenlemeler sonucunda bu oran yüzde 10'lara gerilemiştir. Yani bütçedeki giderlerin yaklaşık yüzde 90'ı doğrudan doğruya vatandaşlarımıza hizmet olarak ülkemizin kalkınmasına destek olacak alanlara aktarılmıştır. Bunun sonucunda Türkiye ekonomisi potansiyelinin üzerinde büyüme sağlamış ve büyümenin nimetleri tüm topluma adaletli olarak dağıtılmıştır.

AK PARTİ hükûmetlerimizle birlikte Türkiye'nin makroekonomik göstergeleri sağlam temeller üzerine oturmuştur. Elde edilen büyük başarılar ve hedef olarak açıklanan küresel ölçekli projeler sonrasında milletimiz ve devletimiz, kanlı terör eylemleriyle, hain darbe girişimleriyle, finans odaklı ekonomik saldırılarla yolundan saptırılmak istenmiştir. Ancak ekonomi yönetimimizin aldığı doğru kararlar ve yapılan stratejik hamlelerle bu girişimler başarıyla bertaraf edilmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Türkiye ekonomisi, KİT'ler dâhil olmak üzere, tüm ekonomik birimleriyle geleceğe daha güvenli yol almaktadır.

Bu vesileyle Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyor, alınacak kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)