| Konu: | 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle Hükûmeti iş ve işçi güvenliği konusunda tedbirler almaya davet ettiklerine, Soma madencilerinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanının kamudaki engelli kadro açığının tamamlanması konusuna titizlikle eğilmesini beklediklerine, Merkez Bankasının İstanbul iline taşınması sürecine ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kanunu'nun 2'nci maddesindeki "Bankanın merkezi Ankara'dadır." hükmünün baypas edilerek Merkez Bankasının merkezinin İstanbul'a taşınmasının hukuksuzluk olduğuna, 2018 yılının buzağı desteklemesinin hâlâ ödenmediğini Tarım ve Orman Bakanına hatırlatmak istediğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 04.12.2019 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Madenciler Günü. Ekmeğini yerin binlerce metre altından çıkaran, emek ve alın terinin timsali madencilerimizin Dünya Madenciler Günü'nü kutluyorum. Bu uğurda yaşamını yitiren tüm madencilerimizi de rahmetle anıyorum. Tüm maden emekçilerine ve ailelerine sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum. Bu vesileyle, Soma'daki maden kazasında, zihnimize kazınan, madencilere tekme atan adam Yusuf Yerkel, senin de Madenciler Günü'n kutlu olsun!
Maden işçilerimiz kuralsız, güvencesiz, denetimsiz çalışmaya ve toplu ölümlerin gölgesinde kalmaya devam ediyor. Avrupa'da işçi kazalarında maalesef 1'inci sıradayız. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin yayınladığı rapora göre, Türkiye'de 2018 yılında 1.900 işçi iş kazalarında yaşamını yitirmiş, 2019 yılının ilk sekiz ayında ise 1.174 işçi daha hayatını kaybetmiş. Hükûmeti iş ve işçi güvenliği için ciddi tedbirler almaya ve konuya önemle eğilmeye davet ediyoruz.
Bu arada tazminatlarını hâlâ alamayan Soma madencilerimizin mağduriyetlerini de yakından takip ediyoruz. Bu konuda Hükûmetten, bir an önce, daha hızlı adım atmalarını bekliyoruz.
Dün Dünya Engelliler Günü'ydü, burada herkes gibi biz de onların sorunları olduğunu, bunların çözümü için harekete geçilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bugün de vurgulamak istiyoruz ki kamuda 20 binin üzerinde engelli kadro açığı var. Engellilerin istihdam edilmesi gereken oran kamuda yüzde 4 iken bu oran 50 ve üstü işçi çalıştıran özel işletmelerde ise yüzde 3. Türkiye'deki toplam engelli sayısını düşündüğünüzde bu çok düşük bir oran olarak kalmakta ve gerçek ihtiyacı karşılamamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Baktığımızda, bu oranlara bile uyulmadığını görüyoruz. Kadrolar doldurulmuş değildir ve hemen hemen her kurumda boşluklar mevcuttur. Bu eksikliğin bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Sayın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanının konuya titizlikle eğilmesini ve atama sorununu ivedilikle çözmesini bekliyoruz.
Merkez Bankasının İstanbul'a taşınması daha önce gündeme gelmiş, bu öneri yoğun eleştirilerle karşılaşmış, âdeta unutulmuştu; aslında unutulmamıştı, unutturulmak istenmişti. Bankanın birçok departmanı ve Hazine ve Maliye Bakanlığının bazı bölümlerinin Ankara'dan İstanbul'a taşınacağı, taşınmanın yıl sonunda başlayacağı, tüm sürecin iki yıl içerisinde gerçekleşeceği ve 2022 başında da tamamlanacağı birkaç ay önce basında çıkmıştı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bakın, Merkez Bankası İnsan Kaynakları Genel Müdürü Sinan Binbir, Yönetim Komitesinin 3 Aralık 2019 tarih ve 52400 sayılı Kararı'nı çalışanlara ilettiği yazısında -dün cereyan ediyor bu- ne diyor dün: "Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü, Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü, İletişim ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Piyasalar Genel Müdürlüğü için 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere İstanbul'da çalışma ofisi kurulması; bu birimlerde çalışanların 1 Ocak-30 Nisan 2020 tarihleri arasında belirlenecek takvim çerçevesinde çalışma ofislerine nakledilmeleri; İstatistik Genel Müdürlüğü, Ödeme Sistemleri Genel Müdürlüğü ve Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü için 1 Ocak 2020 tarihinden geçerli olmak üzere İstanbul'da çalışma ofisi kurulması ile yeterli sayıda çalışanın çalışma ofisine nakledilmeleri..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - "...İstanbul'da kurulacak çalışma ofislerinin bilişim ve destek faaliyetlerinin yürütülmesini teminen Bilişim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü ve Başkanlık Ofis Müdürlüğünden yeterli sayıda çalışanın İstanbul'da görev yapmak üzere nakledilmeleri uygun görülmüştür."
Bakın, arkadaşlar, bu ne demek biliyor musunuz? Merkez Bankası Kanunu'nun 2'nci maddesi "Bankanın merkezi Ankara'dadır." diyor. Şimdi, bu hüküm baypas edilerek Merkez Bankasının merkezi İstanbul'a taşınıyor. Bunun adı hukuksuzluktur. 4 birimdeki çalışanların tamamı, 3 birimden ise seçilenlerin bir kısmı zorla İstanbul'a gönderiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Merkez Bankasının mevcut çalışan sayısı yaklaşık 4.800 kişi, bu personelin de yarısının İstanbul'a gönderilmesi düşünülüyor. Bu 2.400 kişi İstanbul Ataşehir ekonomisi için ve orada malum birtakım müteahhitlerin konutları için talep yaratacak. Ankara'nın Ulus ekonomisi ise önemli talep kaybıyla karşı karşıya kalacak. Eğitim öğretim yılının ortasında böyle bir taşınma çalışanların ailelerini sıkıntıya sokacak. Personelin morali neredeyse sıfırlanmış. Bankanın yetişmiş personeli İstanbul finans piyasası tarafından yağmalanma tehlikesiyle karşı karşıya yani Merkez Bankası yetişmiş insan kaynağını kaybedecek.
Merkez Bankası bir itfaiye gibidir arkadaşlar. Finansal istikrarla ilgili bir sorun çıktığında, yangının söndürülmesi için Merkez Bankasının Hazinenin bulunduğu lokasyonda olması şarttır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Merkez Bankasını İstanbul'a taşımanın Ankara alerjinizden başka hiçbir gerekçesi olamaz.
Bir konu da hayvancılıkla alakalı. Burada Anadolu'dan gelen birçok milletvekili arkadaşımız var, aynı sorunlar onlara da iletiliyor. Bütçe o kadar patladı ki 2018 yılının buzağı destekleme primleri 2019'un sonuna gelinmesine rağmen henüz hayvancılara ödenmedi. Zaten yem almakta zorlanan hayvancılar buzağılarını çok ufak yaşta kesmek zorunda kalıyorlar. Bunu, uçak meselesiyle ilgilenen, orman uçaklarının çalışıp çalışmamasıyla ilgilenen ama gerçekte ilgilenmesi gereken konunun tarım ve hayvancılık olduğunu belirtmemiz gereken Tarım Bakanına bizzat hatırlatmak istiyorum. Bırakın uçaklar üzerinden prim yapmayı, kimlerden uçak kiralayacağınızı, gelin, çiftçilere, hayvancılara buzağı destekleme primini ödeyin.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.