| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 27.11.2019 |
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz içinde ve etrafında yaşanan olaylar çerçevesinde tabii ki İçişleri Bakanlığı gündemi gerçekten ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Özellikle 4 alanda kesinlikle taviz verilmemesi çağdaş ülkeler için bir esastır. Bunlardan biri sağlık, biri eğitim, biri adalet ve biri de güvenliktir. "Güvenlik" dediğimiz zaman da tabii ki göz bebeğimiz askerimiz ve polisimizdir.
Malum, 17-25 Aralıkta ve ardından 15 Temmuzda -Bakanın yaptığı açıklamaya göre- 35 bin polis, yine 4 bin Jandarma ve Sahil Güvenlik personeli ihraç edilerek KHK'lerle görevinden uzaklaştırıldı. Bundan bir sene evvel aynı kürsüden yaptığım konuşmada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin adaleti temin etmek üzere çıkardığı yasaların her bir bireyin güvenliğini, bağımsızlığını, özgürlüğünü ve adaletini korumak zorunda olduğunu beyan etmiştim. Her zaman da söylenen bir şey vardı. Neydi bu? "Herkes irtikapla, rüşvetle, yolsuzlukla suçlanmadan evvel mahkeme kanalıyla soruşturmadan ve kovuşturmadan geçirilmelidir, geçirilmediği sürece de suçsuzdur." demiş idik. Yine, buna bağlı olarak iktidar cephesinden de daima bununla ilgili bu rahatsızlıklar dile getirildi. Bülent Arınç'ın "Bu bir faciadır. Çevremde bu felaketi yaşayan o kadar çok insan var ki onlara üzülüyorum, acıyorum, merhamet ediyorum. Eşi polis, ihraç edilmiş bir kadın temizlikçi... Genel müdür lokantada aşçılık yapıyor, çaycılık yapıyor." demiştir. Evet, maalesef, o da bu söyleminden sonra susmayı tercih etmiştir.
Değerli arkadaşlar, bugün baktığınız zaman, bu 40 bin polisin, müdürün, askerin vebali sizlerin üzerindedir. FETÖ'yle mücadele böyle olmaz. "FETÖ'yle mücadele yapıyoruz." diyorsanız önce adaletin ne olduğunu anlayacaksınız. Üç buçuk yıl sonra, yine Cumhur İttifakı ortağınız Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın Adalet Komisyonundaki söylemi çok dikkat çekicidir. Ne diyor Sayın Feti Yıldız? "Bilirkişiler niteliksiz, savcılar delil toplamıyor, hâkimler delile bakmıyor; mağduriyetler yaşanmaya devam ediyor." İşte, 2019 Türkiyesi'nde, çağdaşlıktan bahsettiğiniz Türkiye'de, maalesef, adaletin geldiği son durum budur. Ve buna bağlı olarak söylemek isterim ki bunu yaparken birçok insanı o kadar mağdur ettiniz ki birçok insanı toplumda o kadar rencide ettiniz ki o insanların bazıları intihar etti, bazıları memleketini terk etti. Örneğin bugün biliyorsunuz Ağrı'da PKK'lı teröristlerle mücadele ederken şehit düşen bir kardeşimiz var, Burak Zekeriya Altınok. Bu kardeşimiz polisti. Bu kardeşimizi KHK'yle ihraç ettiniz, yargıladınız, hapse attınız, ardından beraat etti ama o beraat esnasında askere gitti -ihraç edildiği için- ve askerde şehit oldu. "Terörist" diye ihraç ettiğiniz polis memurunu Türk Bayrağı'na sarıp bu sefer de "şehit" diye toprağa gömdük. Nerede bu adalet, nerede hak, nerede hukuk? Bunu çok iyi irdelemeniz lazım.
Ben diyorum ki FETÖ'yle mücadele dedikoduyla, gıybetle, iftirayla, ihbarla olmaz; FETÖ'yle mücadele, her şeyden evvel adaletle olur. Ve bu adaleti önemsemediğiniz takdirde bir gün gelir dersiniz ki: "Ya biz bu konuda yanlış yapmışız." Bunun yanlışlığı nereden anlaşılıyor? Size rakamları vereyim; bugün 8.500 polis ve güvenlik görevlisi OHAL Komisyonu tarafından görevine iade edildi. Allah kimsenin başına vermesin; sizin de akrabalarınız, evlatlarınız, çevrenizde dostlarınız vardır; birisine bu iftira atılsa "terörist" diye işinden çıkarılsa, ihraç edilse ve iki sene sonra da "Kusura bakma, biz yanlış yaptık." deseler siz bu vebali kabul eder misiniz? Bu inançla bu adalete inanır mısınız? Ben şunu her zaman söylemek istediğim bir anlayışla söylüyorum: Şu anda FETÖ'yle mücadelenizde adaleti, hakkı, hukuku ve hakkaniyeti kaybettiniz ama her şeyden önce, yüzde 1'de kalsa yine de o hukuka, o adalete acilen hepimiz sarılmak ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde adaletin yasal, doğru tecelli etmesi için mücadelemizi sonuna kadar yapmak zorundayız. Unutmayın bir gün bu koltuklarda başkaları oturur ama bir gün -Allah korusun- sizler de o iftirayla karşı karşıya kalıp terörist damgası yiyebilirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Başkanım, bir dakika daha ver.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Devamla) - Hak, hukuk, adalet en çok sana lazım olacak sayın milletvekili, bunu sakın unutma.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)