GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 20 Kasım 2003 tarihinde İstanbul Levent ve Beyoğlu'nda teröristlerce düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle andığına, PKK'nın elinde tutulan Astsubay Semih Özbey ile 12 devlet görevlisinin hâlâ serbest bırakılmadığına, savaşın ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek maksadıyla farkındalık yaratılmaya çalışılan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutladıklarına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Hiçbir emekli maaşının bin liranın altında kalmamasını sağladık." ifadesine dayanarak bin lira emekli maaşıyla nasıl geçinilebileceğini öğrenmek istediğine, Türk ekonomisinin uçuruma doğru sürüklendiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:20.11.2019

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20 Kasım 2003'te yani bundan on altı yıl evvel El Kaide bağlantılı teröristler tarafından İstanbul Levent'teki HSBC Genel Müdürlüğüne ve Beyoğlu'ndaki İngiltere Başkonsolosluğuna bombalı saldırılar düzenlenmişti. Bu saldırılarda tam 31 kişi hayatını kaybetti, 450'den fazla kişi de yaralandı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Bu hain terör saldırısının yıl dönümü vesilesiyle tüm terör örgütünü ve her türlü terörü nefretle lanetliyorum.

Daha önce, terör örgütü PKK'nın elinde bulunan Astsubay Semih Özbey'le ilgili 2 defa konuşma yapmıştım Mecliste. En son 6 Kasımda da Astsubay Semih'in terör örgütü PKK tarafından dört sene önce kaçırıldığını, 12 asker ve polisin, 2 MİT görevlisinin de dört yıldır PKK'nın elinde olduğunu ifade etmiştim. Bu konuşmamdan sonra Semih'in babası beni telefonla aradı ve "Sayın Vekilim, ne olur bir şeyler yapın." dedi. Feryat ediyor; evet, oğlu dört yıldır terör örgütü PKK'nın elinde olan bir babanın feryadı bu. PKK/HPG tarafından yolları kesilip yol kontrolleri yapıldığı sırada alıkonulan asker ve polislerimiz aradan geçen dört yıla rağmen hâlâ serbest bırakılmamıştır. Meclisten Hükûmete bir çağrıda bulunmak istiyorum: PKK'nın elinde 12 devlet görevlisi var, bunlarla ilgili lütfen harekete geçin. Bir devletin zafiyetidir bu. Devletin 12 görevlisi; askeri, polisi, MİT görevlisi eğer bir terör örgütünün hâlâ elindeyse, dört sene geçtiyse aradan oturup tekrar düşünmeniz gerekiyor. Biz bu evlatlarımızı oraya terör örgütüyle mücadele etsin diye gönderiyoruz. Bu annelerin feryadı kulaklarımızı tırmalarken bu evlatlarımızı terör örgütüyle mücadele etsin diye nasıl göndereceğiz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bu konuşmalarımızın Mecliste kalmamasını, bu kubbede seda bulmamasını, gerekli mercilere de ulaşmasını niyaz ediyorum.

20 Kasım, 1989 yılından beri yani otuz yıldır Birleşmiş Milletler tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor. Özellikle savaşın ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek amacını taşıyan bu farkındalık gününü biz de İYİ PARTİ olarak kutluyoruz. Çocuklarımızın geleceğe daha umutla bakabilmesi için çalışıyoruz, onlara daha güzel bir dünya bırakabilmek için de çabalıyoruz. Öncelikle çocuk işçiliği konusuna, çocuk istismarı konusuna her zaman dikkat çekiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Çekmeye de devam edeceğiz.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde "Emekli maaşlarını 4 kata varan oranlarda artırdık, hiçbir emekli maaşının bin liranın altında kalmamasını sağladık." demişti. Şimdi sormak istiyorum: Bin lira emekli maaşıyla bir insan nasıl geçinir? Yani bunun doğru olduğunu kabul ediyorum. Ben bin liranın altında emekli maaşı olduğunu biliyorum ama bunun da doğru olduğunu kabul ediyorum. Bin lirayla bir insan nasıl geçinir? Anadolu'nun en ücra köyünde bile kiraların 500 lira olduğu bir ülkede o 500 lirayla bu insanlar giyinecek mi, ısınacak mı, yemek mi yiyecek; nasıl geçinecek? Yani insanları yokluğa ve fukaralığa mahkûm etmenin başarı diye takdim edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum.

Şimdi sormak istiyorum: Hediye alamadığı için torununa gidemeyen, ayağına giyecek ikinci bir çift ayakkabı bulamayan bu insanların durumu sizlerin vicdanını hiç mi sızlatmıyor? Bu hak mıdır, bu reva mıdır? Bu kadar mı koptunuz bu milletten? Bu kadar mı uzaklaştınız milletin dertlerinden? Emeklinin feryadı size hiç gelmiyor mu, hepsi bize mi geliyor? Kulaklarınızı tıkamayın, emeklinin feryatlarına kulak verin. Türkiye'de israf yönetimine son verip kaynakları vatandaşa aktarırsanız bu yoksulluk, bu fukaralık bitecektir.

Geçtiğimiz hafta açıklanan TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde 15 yaş üzeri işsiz sayısı 2019 yılı Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artmış yani hemen hemen 1 milyon kişi daha artmış işsizlik, 4 milyon 650 bin kişiye ulaşmış işsiz insan sayısı. İşsizlik oranı ise 2,9 puanlık artışla yüzde 14 seviyesine çıktı. Ben TÜİK rakamlarına inanmıyorum ama bütün bunların hepsinin doğru olduğunu kabul ederek ifade ediyorum, yüzde 14.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Başkan Vekili.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Genç nüfusta işsizlik oranı ise 6,6 puan artışla 27,4'e ulaşarak 2005'ten beri en yüksek seviyeye ulaşmış. İstihdam edilenlerin sayısı ise 2009 yılı Ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 789 bin kişi azalmış, istihdam oranı olarak da 2 puanlık bir azalma yaşanmış. Bu verilerden sonra da fazla söze gerek kalmıyor aslında. İşsizlik her geçen gün artıyor, istihdam azalıyor; gençler iş bulamadığı için, umutsuz oldukları için ülkeyi terk edip yurt dışına yerleşiyor yani Türk ekonomisi AK PARTİ'nin elinde uçuruma doğru sürükleniyor.

Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.