| Konu: | Barış Pınarı Harekâtı'nda yaralanarak şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Bekir Can Hereklioğlu ile Bilecik ilinde elim kazada şehit olan Uzman Çavuş Mert Kaya'ya ve vefat eden devlet sanatçısı Yıldız Kenter'e Allah'tan rahmet dilediğine, Ahıska Türklerinin büyük dava adamı Yunus Zeyrek'in ölümü vesilesiyle 14 Kasım 1944 gecesi zorla sürgün edilen Ahıska Türklerini ve 18 Kasım vefatının 2'nci yıl dönümünde millî halterci Naim Süleymanoğlu'nu rahmetle andığına, EYT sorununa, Afrin'den ithal edilen zeytinyağı meselesine, Çin'de Uygur Türklerine ve Müslüman azınlıklara uygulanan baskılara Dışişleri Bakanının gerekli tepkiyi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 19.11.2019 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış Pınarı Harekâtı'nda terör örgütü YPG/PKK'nın saldırısı sonrası yaralanarak tedavi gördüğü hastanede şehit düşen kahraman askerimiz Bekir Can Hereklioğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, Bilecik'te trafik uygulaması sırasında meydana gelen elim kazada şehit olan uzman çavuşumuz Mert Kaya'ya da Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum; ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin aziz hatıraları ve gazilerimizin fedakârlıkları Türk milleti tarafından asla unutulmayacaktır.
Türk tiyatrosunun "devlet sanatçısı" unvanına sahip sanatçısı Yıldız Kenter'i kaybettik dün, ebediyete uğurladık. Kenter, Türk tiyatrosunun en yetenekli değerlerinden birisi olarak adını tarihe yazdırmıştır. Allah'tan rahmet diliyorum kendisine, sevenlerine ve sanat camiasına başsağlığı diliyorum.
Bir kaybımız da Ahıska Türkleri için yıllardan beri mücadele veren, Ahıska Türklerinin sesi, dava adamı, Türk kültür hayatının önemli isimlerinden akademisyen Doktor Yunus Zeyrek oldu. 2004'te Uluslararası Ahıska Türk Dernekleri Federasyonu Başkanlığına getirilen Yunus Zeyrek'in Güney Kafkasya'da Ahıska ve Acara bölgelerine dair yaptığı araştırmalar önemli dergilerde yayınlanmış ve Gürcistan'daki bilim adamları tarafından da ilgiyle karşılanmıştır. Yunus Zeyrek'e Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin, Türk soylarının başı sağ olsun, mekânı cennet olsun.
Bu vesileyle, 14 Kasım 1944 gecesi Stalin'in emriyle yük vagonlarına doldurularak vatanlarından zorla sürgün edilen, bir daha da geri dönemeyen Ahıska Türklerini de rahmetle anıyorum.
Dün yine, halter sporunun ve olimpiyatların efsane ismi Cep Herkülümüz Naim Süleymanoğlu'nun 2'nci ölüm yıl dönümüydü; rahmetle anıyorum kendisini. Olimpiyat ve dünya şampiyonu Süleymanoğlu, Bulgaristan'daki Türklerin uğradığı baskı ve soykırımın sesi olmuş büyük bir sporcuydu; ruhu şad olsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - EYT konusu uzun bir süredir milyonlarca vatandaşımız tarafından yakından takip ediliyor. Geçim sıkıntısı yaşayan ve kazanılmış hakları ellerinden alınan vatandaşlarımız haklarını talep ediyorlar. Biz İYİ PARTİ olarak, en başından beri EYT'li vatandaşlarımızın yanında durmaya devam ediyoruz. Haklı talepleri karşılanana kadar da emeklilerimizin sözcüsü olmaya devam edeceğiz fakat Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, son yaptığı "Ne zaman emekli olmaları gerekiyorsa o zaman emekli olsunlar." açıklamasıyla EYT'lilere tamamen sırtını dönmüştür. Dün de AK PARTİ Sözcüsü Sayın Ömer Çelik, Erdoğan'ın EYT'lilerle ilgili sözlerine destek vermiştir. Anlaşılıyor ki Hükûmet, EYT'lilerin sorunlarına çözüm olmayacaktır. Oysa kendi vatandaşına karşı bu kapıyı bu kadar sert kapatmak, siyasetin doğasına da tamamen aykırıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışından, AK PARTİ Hükûmetiyle birlikte, insanı zora sokan ve çözüm olmayan, olamayan bir anlayışa evrilmiş bulunmaktayız. Sayın Erdoğan konuşmasında "Halka hizmette zarar edeceksek edelim." diyordu şehir hastaneleri için. Biz de sormak istiyoruz: EYT'lilere hizmet etmek halka hizmet sayılmıyor mu? EYT'liler halk değil mi?
Bir sorun da Afrin'den ithal edilen zeytinyağı meselesi. Bu yıl ilk defa sofralık zeytine kilogram başı 15 kuruşluk prim müjdesi alan üreticiler rekoltede beklenen artışla da moral buldular ancak bu sevindirici gelişmelerin yanında bazı endişeleri var. İki yıl önce Zeytin Dalı Barış Harekâtı'yla Suriye'nin Afrin bölgesinde bu bölgenin zeytin ve zeytinyağı üretimi de kontrol altına alınmıştı. İhraç amaçlı 25 bin ton zeytinyağının Afrin'den Türkiye'ye getirildiği söylendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkanım, toparlıyorum müsaade ederseniz.
BAŞKAN - Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Yalnız, Afrin'den getirilen ve ihraç amaçlı ithaline müsaade edilen bu zeytinyağının el altından iç piyasaya sürüldüğüne dair, zeytinyağı üreticileri ve zeytin ekilen bölgelerdeki müstahsiller tarafından, ciddi bilgiler ulaştı tarafımıza.
Sayın Bakandan bir şey rica ediyoruz: Oradaki, bölgedeki zeytinyağının telef olmaması için, bölgeye katkı sağlaması için verilen bu ithalat izninin sadece ihraç amaçlı olduğunu unutmayalım, el altından dağıtılan bu zeytinyağının da mutlaka ve mutlaka önüne geçelim zira zeytinyağı üreticilerini mağdur ediyoruz. Afrin'deki zeytin üreticilerine faydamız dokunurken Türkiye'deki yerli ve millî zeytin üreticilerimizin zararına sebep olunuyor.
Bir konu da Çin'de Uygur Türklerine ve Müslüman azınlıklara uygulanan baskıların boyutunu gösteren yeni bilgilerle ilgiliydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Toplam 403 sayfalık belgelerde, Çin Devlet Başkanının Uygurlarla ve aileleriyle nasıl mücadele edilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarından kampa gönderilen ailelerin çocuklarına bu durumun nasıl anlatılması gerektiğine kadar çok sayıda yürekleri burkan bilgiler bulunmaktadır. Üstelik, New York Times'ta yer alan habere göre, Çin, Uygurlara yönelik vahim politikasını ortaya çıkaran bu belgeleri yalanlamadı. Sızan belgelerde ortaya çıktı ki Çin Devlet Başkanı, Uygurlara karşı merhamet gösterilmemesi gerektiğini söylüyor ve Uygurlarla mücadelede Amerika'nın 11 Eylül sonrası önlemlerinden örnek alınması gerektiğini belirtiyor.
Belgelerde bir diğer dikkat çeken kısım da öğrencilerin sorduğu "Ailem suç mu işledi?" sorusuna "Onlar suç işlemedi ancak düşüncelerine virüs bulaştı. Düşüncelerindeki bu virüs yok edildiğinde özgür olabilecekler." cevabı. Kendisi gibi düşünmeyen fikirleri "virüs" olarak adlandırmak tarihten bu yana Çin'de yabancı olmayan bir durum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkanım, müsaade edersiniz bitiriyorum.
Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonunda dün Uygur Türkleriyle ilgili hassasiyetini dile getirmişti. Bu konuda da gerekli tepkiyi vereceğini düşünüyoruz.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum.