GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:06.11.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayıştay raporlarının kamu yararı gözetilerek incelenmesi, raporlarda yer bulan kurum ve kuruluşların hukuka ve kanunlara aykırı eylemlerinin araştırılması amacıyla verdiğimiz Meclis araştırması önergesi hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Parlamenter demokrasilerde bütçe hakkı, halkın parlamentolar aracılığıyla kamu gelir ve giderlerini belirleme hakkıdır. Milletimiz bütçe hakkının kullanılmasını seçimle milletvekillilerine ve milletvekilleri de kuvvetler ayrılığının gereği olarak iktidara devrederler. İktidara verilen bütçe kullanma yetkisinin verilen yetki dâhilinde kullanılıp kullanılmadığının denetlemesi ise milleti temsile yetkili olan Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Ancak bütçe uygulamalarının denetlenmesinin uzmanlık gerektiren bir iş olması nedeniyle bu görev Anayasa'mızla Sayıştaya verilmiştir. Peki, yetim hakkının teslim edildiği, milletimizin alın terine sahip çıkacak olan yüce Meclisimiz emanete ne derece sahip çıkıyor?

İnanın ki ülke ekonomisi için Sayıştay raporları Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Albayrak'ın sunumlarından bile çok daha değerli. Unutmayınız ki yüce Gazi Meclisimizin 2 tane asli görevi var; yasama ve denetim. Türk milleti, sahip çıkalım diye bizlere kamu kaynaklarını emanet etti. Peki, bizler Mecliste bu kamu kaynaklarını ne kadar denetleyebiliyoruz? Bütçe üzerinde bizim denetim yapmamızı sağlayan kurum Sayıştay fakat Sayıştay çok ciddi denetim alanına sahipken son on yedi yılda üst üste yapılan değişikliklerle etkisi azaldı, denetleme yetkileri giderek elinden alındı.

Üzülerek ifade ediyorum ki Sayıştayı denetim yapamaz hâle getirdiniz. Gece yarısı çıkarılan kanunlarla, kanun hükmünde kararnamelerle birçok bütçe harcamasını Sayıştay denetimi dışına çıkardınız. Avrupa Birliği mevzuatına göre, uyum amacıyla yeni baştan düzenlenen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 8'inci maddesinin (1)'inci fıkrasında "Kamu idarelerinin hesapları, muhasebe yetkilileri tarafından hazırlanarak üst yöneticiler veya görevlendirdiği harcama yetkilileri ile muhasebe yetkilileri tarafından denetime hazır bekletilir veya Sayıştayın bildireceği yere gönderilir." deniliyor. Sorumluların hesap vermeleri düzenleniyor burada fakat bu hesapların denetlenip yargılanmasıyla ilgili olarak bu defa herhangi bir düzenleme yapılmamış. Hâlbuki Anayasa'nın 160'ıncı maddesi gereğince, yeni kanunda da sorumluların hesaplarının yargılanmasıyla ilgili düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu, 160'ıncı maddede var, diyor ki: "Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir." Böyle olması gerekiyor. Bu husus göz ardı edilmiş olmakla, Sayıştay anayasal görevini de yapamaz hâle gelmiştir. Mevcut uygulamada sorumlular Sayıştaya hesap vermeye hazır oldukları hâlde Sayıştay bu hesapları yargılayamıyor.

O ciddiye almadığınız raporların bir de maliyet boyutu var. Yani yetimin hakkının, milletin alın terinin nereye ve kimlere harcandığını kuruşu kuruşuna belirten raporlar için yine milletin alın terinden para harcanıyor. Örneğin, 2015 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine 75 tane rapor sunulmuş, Sayıştay 186 milyon liralık bütçeyle 75 rapor teslim etmiş Meclise. Tabii, Sayıştay raporlarındaki usulsüzlük ve vurgunların boyutuna baktığımızda, kimileriniz için para bile değil bu 186 milyon lira. 2016 yılında 257 rapor, 2017 yılında 195 rapor ve 2018 yılında ise 189 rapor Meclise teslim edilmiş.

Bu raporları Meclise bugüne kadar getirmediniz, getirmemekte de ısrar ediyorsunuz. Sayıştay raporlarını milletten saklıyorsunuz. Ortaya çıkanlara da herhangi bir idari ve adli bir inceleme, bir soruşturma da yapmıyorsunuz. Bu, devleti çürümeye terk etmek demektir. Bu iktidar denetlenmekten korktuğu için kendisini kurtarır gibi gözükse de aslında devleti çürümeye itiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Çürümüşlüklerimizden örnek vermek gerekirse, AK PARTİ iktidarları döneminde yandaş şirketlere rant aktarma aracı olan kamu ihaleleriyle ilgili oynanan oyunlar Sayıştay denetim raporlarında tek tek anlatıldı. Bu raporlarda, bu raporların içinde, olmayan konserlerden tutun, yapılmayan geziler var, yenmeyen pilav üstü dönerler var, olmayan hastalara kadar, ödenen her kuruşun hesabı tek tek bu raporlarda ortaya döküldü.

Ben konuşmayı yaparken bazı arkadaşların kızdığını veya sıkıldığını tahmin edebiliyorum. Çünkü suçluları ve suç ortaklarını sizler de benim gibi biliyorsunuz. Hatta o raporlarda yer alan usulsüzlüklerin başında olan isimlerin bazıları şu an Genel Kurulda olmasalar bile aranızda, vekil olan arkadaşlarımız da var. Peki, nasıl oluyor da bu kadar pişkince davranmaya devam ediyoruz? Şöyle: Sizler için Sayıştay raporları hiçbir sonucu olmayan raporlar, o hâle getirildi. Denetlenebileceğini bile bile yapılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin görünen kısmıdır Sayıştay raporları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Türkkan.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Buz dağının görünmeyen tarafının keyfini çıkaranlar için kalan kısmını gösteren raporlardan neden korkuyorsunuz bilmiyorum. Zaten kamuya açıklanan onca rezil duruma rağmen görevden alınan, yargılanan, ceza verilen hiç kimse yok bugüne kadar. Bu böyle gitmez, gitmemeli.

İYİ PARTİ olarak önerimiz, Sayıştay raporlarını görüşmek üzere bir komisyon kurulmasıdır. Daha da ötesi, Yüce Divan gibi bir mekanizmayla tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyen sorumsuz sorumluların adalete hesap vermelerini sağlayan bir yapı devreye alınmalıdır. "Sayıştay mahkeme değil." derseniz de bal gibi yüksek mahkemedir Sayıştay, mali denetleme mekanizmasıdır. Denetim mekanizması olarak düzenlenmiştir, denetim mahkemesi olarak düzenlenmiştir.

Milletimiz şundan emin olsun ki utanmazlara, korkaklara, haramzadelere İYİ PARTİ olarak nefes dahi aldırmamaya, gücünü cesaretten alan bir parti olarak Sayıştayın daha etkin ve hesap verilebilir bir kurum olması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Grup önerimize destek vermenizi diliyor, yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)