GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:12
Tarih:31.10.2019

HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İşte, sistematik olarak hemen her gün belediyelerimize, belediye eş başkanlarımıza karşı uygulanan siyasi inkâr, imha, darbe rejiminin ne olup olmadığını tartışmak için bir fırsat. Bununla ilgili, geçen kayyum atamalarında da yani 31 Mart yerel seçimlerinden önceki kayyum atamalarında da bu dönemde yapılan atamalarda da hiçbir hukuki gerekçesi olmayan, hiçbir insani, ahlaki, vicdani gerekçesi olmayan, siyaset aklıyla tabir ve tarif edilecek hiçbir şeye sığmayacak uygulamalar yapılıyor. Bunun ne bir kitapta ne bir insanlıkta ne bir hukukta ne bir siyasette tarifi yoktur. Bunun ancak 3 tane karşılığı olabilir: Cunta, darbe ve faşizm; bunların dışında hiçbir tarifi yoktur. Kim, hangi yöntemi kullanarak bunu tarif etmeye çalışırsa çalışsın tarih karşısında suç işlemektedir. Yüzde 60'ları aşan oy oranıyla seçilen, milyonlarca insanın desteğini almış insanları gece yarısı darbeleriyle görevden almak, bu da yetmiyor tutuklamak asla hukuk aklıyla, hukukla açıklanacak bir şey değil. 19 Ağustosta Diyarbakır, Mardin ve Van Belediyelerimize yönelik başlayan bu ırkçı, inkârcı, retçi, darbeci uygulama Kulp, Erzurum Karayazı, Nusaybin, Hakkâri, Bismil, Kocaköy, Kayapınar, Erciş, Cizre'yle devam etmiştir ve görülüyor ki maalesef devam edeceği de ortadadır.

Bunun bir tek tarifi vardır; bunu yürüten akıl Türkiye kamuoyuna, Kürt halkına, HDP'ye oy vermiş kesime şunu diyor: "Sizi kamusal alanda hiçbir yere dâhil etmeyeceğiz. Siz yönetici olamazsınız, belediye başkanı, belediye meclisi üyesi olamazsınız. Kamusal haklarınızı elinizden alıyorum." İşte bu nedenle darbedir, işte bu nedenle ırkçılıktır, işte bu nedenle faşist bir uygulamadır ve bu sistematik olarak devam ederken buna gerekçe uydurmaya çalışanlar... Bakınız, bir zamanlar televizyonda Kürt sorunu tartışılırken arabesk bir laf olarak ne deniyordu? "Ya, vekil oluyorsunuz, belediye başkanı oluyorsunuz, öğretmen oluyorsunuz. İşte, daha ne istiyorsunuz?" Kimliğinden, kültüründen, dilinden, siyaset yapma hakkından, yönetme iradesi ve becerisinden yoksun kılınmış insanlar için böylesine arabesk, böylesine pespaye bir cümle, kesinlikle sorunu tarif etmek açısından yeterli olmadığı gibi yeni sorun yaratmalara neden olan bir cümledir.

Dünya insanlığının önünde, Türkiye insanlığının önünde demokrasiye, insan haklarına, hukuka ve hatta, yürürlükte olan Siyasi Partiler Yasası'na karşı suç işlenmektedir, yürürlükte olan kanunlara karşı suç işlenmektedir. Bunun en bariz örneği de Yüksek Seçim Kurulu tarafından adaylıkları onaylanıp halkın iradesiyle seçilmiş olmaları göstergesidir. Dolayısıyla, burada, bunun enine boyuna araştırılması... Bizce çok araştırılacak bir şey yok, bir hakikatin ispatlanması açısından biz bunu söylüyoruz. Selçuk Başkanın, Ahmet Türk'ün, Bedia Başkanın, diğer eş başkanlarımızın hakkaniyetle, adaletle yönettiklerini, yürüttüklerini biz çok iyi biliyoruz ama kamuoyunun buna tanık olması ama halkın buna tanık olması ama ekranlarda biz yokken bize hakaret etmeyi marifet sanan sözde bilim insanlarının, sözde siyasetçilerin gözüne bir hakikatin batırılması açısından böyle bir şey gereklidir.

O televizyon ekranlarında tartışan siyaset devşirmelerine diyorum ki: Yüreğiniz ve beyniniz yetiyorsa hangi danışmanı, hangi kişiyi yanınıza alıyorsanız alın, hangi televizyon ekranında diyorsanız gelip tartışalım ama yüreğiniz, beyniniz yetmez çünkü yalandan çünkü iftiradan çünkü darbeden çünkü inkârdan çünkü ırkçılıktan besleniyorsunuz ve bu yapılan uygulamalar da bunun çok bariz göstergesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Bu önergenin desteklenmesini ve konunun enine boyuna araştırılmasını öneriyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)