GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYKUT ERDOĞDU VE 24 MİLLETVEKİLİNİN; DEVLET ELİYLE YAPILMASI GEREKEN BOR TUZLARININ ARANMASI VE İŞLETİLMESİ İŞLERİNİ İHALE İLE ÖZEL ŞİRKETLERE YAPTIRDIĞI VE BU İHALELERE KAMU İHALELERİNE KATILMASI YASAKLI KİŞİLERİN KATILMASINA İZİN VERDİĞİ İDDİASIYLA ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ HAKKINDA BİR GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:32
Tarih:30.11.2012

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Enerji Bakanı aleyhine grubumuzun verdiği gensoru hakkında şahsım adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devlet eliyle yapılması gereken bor tuzlarının aranması ve işletilmesi işlerini ihaleyle özel şirketlere yaptırdığı ve ihalelere, kamu ihalelerine katılması yasaklı kişilerin katılmasına izin verdiği için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak verdiğimiz gensoru üzerinde düşüncelerimizi aktarıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, Sayın Başbakanın bile itiraf ettiği bir gerçekle karşı karşıyayız. Başbakan diyor ki: "Türkiye bor ürünleri yatırımları kapsamında ham bor satarak yıllarca sömürüldü. Bu da böyle biline." Başbakanın tespiti son derece doğru fakat bizim oralarda bir söz vardır: "Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir." Yani, değerli milletvekilleri, çoklukla düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan işe kalkışan insan bu ihtiyatsızlığı sebebiyle bir felakete düştükten sonra aklını başına toplar, kendine gelip uyanır ama dövünmesi, çırpınması bir fayda vermez çünkü iş işten geçmiş olur.

İşte tam bu noktada, Sayın Başbakanın? Geleceğimizin, ülkemizin serveti bor madenlerimiz konusunda muhalefet görevimizi yerine getirerek olacakların hesaplanması için buradan tarihî uyarı görevimizi yerine getiriyoruz.

Sayın milletvekilleri, bor madenlerimiz uluslararası sermayenin iştahını kabartıyor. Onlar, bu zenginliğimizi sömürmek, ellerine geçirmek için her türlü yolu deniyor. Biz de siz AKP Hükûmetine diyoruz ki: "Oltadaki balık, ağa takılan balık olmayalım." çünkü bor madeni ülkemiz için son derece önemli, dünya konjonktürünü etkileyen stratejik bir madendir. Bor minerallerinin son derece özel kimyasal yapıları nedeniyle ham madde, rafine ürün ve nihai ürün şeklinde 250'yi aşan kullanım alanı bulunmaktadır, yani sanayinin tuzu olarak değerlendirilmektedir. Cam sanayisi, seramik sanayisi, temizleme, deterjan, tarım, meteoroloji, nükleer uygulamalar, bor fiberleri, enerji, sağlık, çimento gibi her türlü alanda kullanılma potansiyeli vardır. Özellikle de uzay sanayisi ve havacılık sanayisindeki "geleceğin enerjisi" olarak bilinmektedir.

Değerli milletvekilleri hidrojen diboran ve hidrojen pentaboran gibi, uçaklarda yüksek performanslı potansiyel yakıt olarak kullanımı konusunda çalışmaların mevcut olduğunu, yani borun gelecek vadettiğini artık bilmeyen kalmadı. İşte tam da bu noktada -herkesin bildiği, bilip de bilmezden geldiği- siyaset ve devlet adamı sorumluluğunu yerine getirmemiz gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız, borun bir potansiyel olduğunu dile getirmiş bir siyaset ve devlet adamı. Ancak, Sayın Bakan, bu ifadesinin ardından borun bir petrol, bir doğal gaz gibi cepteki nakit para olmadığını birkaç kez farklı yerlerde ifade etti. Hatta Sayın Bakan "Dünyada 4 milyar ton bor rezervi var, bunun da yüzde 72'si bizde. Ancak dünyadaki bor tüketimi yıllık 4 milyon ton yani bugünkü tüketimle dünyada bin yıl yetecek rezerv var, Türkiye olmasa bile 300 yıl yetecek rezerv var. Dolayısıyla, yeni kullanım alanları bulunmazsa borun bir anlamı yok." diyor.

Bakın, Sayın Bakanın bu ifadelerinden anlaşılıyor ki bor madeni için mevcut kullanım alanlarından başka, yeni kullanım alanları bulunmazsa bor değersiz bir maden. Sayın Bakana sormak istiyorum: Siz Hükûmet değil misiniz, yeni kullanım alanlarının yaratılması için politika ve proje üretmekten sorumlu siz değil misiniz?

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü yani BOREN'i, Türkiye'de ve dünyada bor ürün ve teknolojilerinin geniş kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesini teminen değişik alanlarda kullanıcıların araştırılması için 2003 yılında sizin Hükûmetiniz kurmadı mı? On yıldır BOREN ne yapıyor, niye kurdunuz BOREN'i? Şimdi, BOREN'e de haksızlık etmeyelim. İnternet sitesine girip baktığımızda toplam 114 tamamlanmış projeleri var. Balıkesir, Muğla, Dumlupınar, Çukurova, Selçuk ve Anadolu'nun birçok üniversitesindeki değerli profesörlerin, doçentlerin ve proje yürütücülerin emekleri olan araştırmalar var, onlara da haksızlık etmeyelim. Sayın Bakan bunlardan habersiz olmalı ki bor madenini küçümsüyor. Sayın Bakanın bor madenini önemsizleştirme ifadelerinin ardında özelleştirme gerekçelerinin olmadığını ummak istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, bor madeni bugün değersizmiş gibi gelebilir sizlere ya da birtakım çıkarlar uğruna değersizmiş gibi gösterebilirsiniz ancak vurgulamalıyım ki ham madene sahip olan ülkelerden ziyade bu madenle ilgili teknolojiye sahip olan gelişmiş ülkelerin piyasaları kontrol ettiği de bir gerçektir. Eğer, yeni politikalar üretemezseniz ülkenin geleceğini yok edersiniz. Bugün petrol olan ülkelerin elindeki güç dünyayı nasıl şekillendiriyorsa geleceğin madeni bor da yarınlarında Türkiye'nin en önemli güçlerinden, birisi olacaktır.

Bakın, o nedenle, ardındaki, bu önemsizleştirmenin ardındaki özelleştirme tuzaklarından uzak durunuz. O nedenle, konuşmama başlarken, Başbakanın "Türkiye, bor ürünleri yatırımları kapsamında ham bor satarak yıllarca sömürüldü, bu da böyle biline." sözünün samimiyetine inanmak istiyoruz.

Bor madenini ham madde olarak satmayın çünkü petrolün yirmi beş, otuz yıl ömrünün kaldığı biliniyor. Türkiye bin yıl süreyle geleceğin enerjisinin sahibidir. Borda dünyanın en büyük rezervlerine sahibiz ancak boru ihraç ettiğimiz ülkeler boru işleyerek elde ettikleri, değişik sektörlerde kullanılan ara madde ham maddelerini bizim ihraç firmalarımızın 10-20 katı bedelle işleyip bize ve tüm dünyaya satıyorlar. Türkiye, bor madeni dünya piyasasındaki rezervleriyle orantılı bir üstünlüğe sahip olamamıştır ne yazık ki. Gelişmiş ülkeler sanayilerinin pek çok alanında alternatifi olmayan ham maddede bugün büyük oranda Türkiye'ye bağımlıyken Türkiye bu avantajını iyi değerlendirememektedir.

Sayın milletvekilleri, her ülke, doğaldır ki kendi yer altı kaynaklarını stratejik olarak kabul eder ve bu doğrultudaki gerekli önlemleri alır. Türkiye de genel kurallar kapsamında kendi çıkarlarını koruyucu ve kollayıcı gereken yasal önlemleri almış, bor madenini stratejik maden olarak kabul etmiştir. Türkiye, merhum Ecevit döneminde 1978 yılında önemli bir çalışma yaparak bor madenlerini devletleştirmiştir. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ilgili yasalar çerçevesinde ülkemizin minerallerinin üretilmesi, işletilmesi ve pazarlanması görevini yerine getirmektedir ancak bugün, bununla ilgili bir yasa değişikliği teklifi getirerek bor madenlerinin işletilmesine ucundan kenarından girmek gibi bir teşebbüsün olduğunu Hükûmette görmekteyiz. Ancak bizim temas ettiğimiz KİT Komisyonumuzun CHP'li üyeleri Bandırma'daki işletmelere geldiler. Orada arkadaşlarımızla işletmeyi bir bütün olarak, madenin fabrikaya girişinden torbaya girişine kadar inceledik.

Değerli arkadaşlarım, zaten Hükûmetin şu anda getirdiği hizmetlerin bir bölümü hizmet alımı yöntemiyle yapılmaktadır. Bor madenlerinin dünyadaki stratejik öneminin altını buradan bir kez daha çizmem gerekiyor. Ham petrol bugün dünya dengelerini nasıl etkiliyorsa ham borun da bizim elimizde bulunması gelecekte dünya dengelerini önemli ölçüde etkileyecektir.

Anayasa'mızın 126'ncı maddesi, madenlerin devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu söylüyor. Yani bu ülkenin madenlerinden çıkan rant Türk halkının geleceğinin, refahının bir garantisidir. O nedenle, ucundan kenarından borun özelleştirilmesine yönelik adımların atılmasını biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin evlatlarının, geleceğinin, çocuklarımızın teminatı olan, refah teminatı olan bu uygulamayı kesinlikle reddedeceğiz ve Türk halkına her yerde anlatacağız. O nedenle biz diyoruz ki: Borlar Türkiye halkının geleceğidir, borlar vatandır, vatan satılmaz. Bu düşünceyle bu önemli konuyu? Ben, KİT Komisyonu üyesi arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Bandırma'da, Balıkesir'in her yerinde, bor işletmelerinde çalışan tüm işçi kardeşlerimiz bu taleplerini, haklı taleplerimizi haykırıyor.

Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.(CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Havutça.